KAMP - Bölüm 2

295 24 10
                                    

Şiirimizi yazan, yardımcı yazar Zeynep ve Asudeden, tekrardan TEŞEKKÜRLER !

Nefes'ten Saycan'a mektuplar..

"Bir kere baksan gözlerime o kıza baktığın gibi.Bir kere sarılsan ya bana hiç bırakmayacakmış gibi. Bir kere tutsan elimi sevgiliymişiz gibi. Çok mu şey istiyorum ben? Benim olamaz mısın? O an gözlerimin önünde hala. Öpmüştün ya onu koridorda. Yüreğimdeki acı hala burada. Keşke diyorum hep. Sevmeseydim seni. Ama kalp işte ota da konuyor sana da."

*************

Bedenim donmuştu adeta. Kız yalanlarıyla yaşadığı hayatta benim hayallerimle mutlu oluyordu. Buna katlanamazdım bu yük fazlaydı. Başkasının olduğunu bilmek bana yetiyorken, önümde öpüşmeleri fazla geliyordu.

Öpüşmeleri bitmiş gözlerinin içine bakıp gülümsüyorlardı. Yumruklarımı sıkıp arkamı döndüm ve kargaşanın içinden çıktım. Koridorda ağlamamak için kendimi zor tutup, boğazım düğümlendiğinde arkadan hocaların dağılın deyişini duyuyor gibiydim. Bunu atlatmam için ne koluma çizikler atmam ne hap içmem ne de intahar etmem çare olucaktı. Ağlamamda bu saydıklarımın içine dahildi fakat kendimi tutamıyordum. Sınıfıma girip oturduğumda bütün kızlar yanıma gelmişti, Sare dışında..

"Sare nerde ?"

"Bilmiyorum, en son yanımdaydı ama bir daha görmedim" dedi Doğa. Kafamı kollarımın arasında sıkıştırdığımda herşey daha yeni aklıma gelmişti, Sare !

Sıradan kalktığım gibi kızları iteleyip sınıftan çıktım ve etrafıma bakındım, koridor bomboştu, inekler dışında tabi.

Önce alt kata indim, yoklardı. Daha sonra üst kata, ve onunda üst katına.. Hiçbir yerde yoktu, bakmadığım tek arka bahçe kalmıştı. Nefes nefese kaldığım için kollarımı bacaklarıma dayayıp nefes alış verişimi düzenledim ve arka bahçeye inmeye başladım. Aşağı inmeme rağmen merdivenler okadar uzun ve yorucu geliyordu ki. Daha hızlı olmak için son dört basamaktan yere attım kendimi. Yere yapışmadığıma mutlu olurken bir yandan da koşuyordum. Bahçeye çıktığımda tahmin ettiğim şeyin olduğunu görünce "kahretsin" dedim yüzümü buruşturarak. Sarenin yanına koştum, Alarayla halen laf dalaşında olduğunda bir yandan sinirlenmiş bir yandan da mutlu olmuştum. Saç saça baş başa girmeden yakalamıştım onu çünkü.

" Küçük eziğimiz de geldi " dedi Alara.

" Hiç aynaya bakmıyorsun sanırım "

" Hahaha çok komik. "

Sareye döndüm, sinirden yüzü sararmıştı. Ellerini okadar çok sıkmıştı ki olucakları düşünemiyordum.

" Evet evet dur, sen Küçük ezik mi dedin Nefes'e ?... Ah bu bile seni yere yatırmam için bir neden. " dediği gibi saçından tuttu. Lanet olsun !

Alara okadar çok çığlık atıyordu ki camlara çıkıp kavgayı izleyenleri görebiliyordum. Bir yandan da Sareyi çekiştiriyordum. Hocalar gelmeden burda ayrılmakıydık. Sonu kötüydü bu olayın. Alara illaki kurtulacaktı, ya biz ?

Sareyi sonunda Alara dan ayırmıştım. Ben onun omzundan geri çekerken oda bir yandan benden kurtulmaya çalışıyor biryandan da Alarayla laf yarışındaydı.

" Sen görüceksin, kimsin sen okulun ortasında öpüşüyosun hemde saycanla ! "

" Dövmekle, laf atmakla olmuyor canım, oyunu ben yönetiyorum sen oynuyorsun.."

Sare bunu duyunca hızla kendini benden çekti " Çekil şurdan " diye. Öflerken koşarak bize yaklaşan hocaları gördüm. Sarenin yüzünden tutup kendime çevirdim, " Kendine gel " diye bağırdım. Hocalarda bize yetişmiş Sareye laf atan Alara yı susturmaya çalışıyordu. Neydi bu böyle ? Hala ne hakla konuşuyordu ? Bu oyunda oyuncu değil oyunu bozan ben olacağım, görüceksin Alara !

Müdürün kapısının önünde bekliyorduk, iki kavgalı grup grip kargaşa çıkınca bizi çıkartmışlardı. Onlardan sonra biz gireceğiz, kim bilir neler anlatmıştır müdüre. Kapı açıldı ve kıpkırmızı olan Alara çıktı. Saçını yana attırarak pis pis gülümsedi. Müdür " Bakmayın, Girin " diye bağırdı, hızla içeri girdik. Hiç bir şey demeden " Velinizin numarasını yazın şuraya " diye bize boş bir kağıt uzattı. Numaraları yazdık ve dışarı çıktık.

" Hadi bakalım Sare hanım ne bok yicez şimdi bunada bir planın var mı, kimi dövüyoruz müdürümü ? "

" Özür dilerim ama kaşındı yaptığına bak şunun okulun ortasında, hemde Saycanla "

" Saycan konusu kapandı bitti açma bir daha. "

Müdür yardımcısı bize ders telafi kağıdı uzatıp, " çıkabilirsiniz okuldan " dedi.

" Yarın ? " dedi Sare

" Velilerinizin imzaladığı kağıdı getirin aynı saatte okula gelin" diye cevap verdi Sarenin sorusuna.

Çantamı almış koridorda sert ve hızlı adımlar atarken " Sakin ol, bitti " dedi Sare. Ona bakıp gülümsedim ve önüme döndüm, bizim kızlardan gelen mesajlara cevap vermeye başladım, tam Doğanın mesajına cevap yazarken Sare beni sarstı, ona baktığımda önüne bak diye kaş göz yapıyordu. Koridorun sonuna baktım ve Saycan ! Hemen saçımı düzeltim, üstüme çeki düzen verdim ve normal yürümeme devam ettim. Sare " Saycan sınav nasıl geçti " diye saycana seslendi,

"Güzeldi, ya sizinki ?"

" Benim güzeldi ama Nefesin takıldığı bi soru var benim eve yetişmem lazım siz halledersiniz hoşçakalıın "

Saycan yaklaştı ve hangi soru dedi, kafadan salladım hemen,

" 10 du sanırım "

" Hm tamam bak şöyle.." diye anlatmaya başladı. Okulun önündeki bankta oturmuş test çözüyorduk. Nekadar da güzeldi. "Anladın mı" diye gülümsediğinde gülümseyerek kafamı salladım.

" Şimdi gitmem gerek, sonra görüşürüz hoşçakal. "

"Hoşçakal, görüşürüz"

SAYCANIN DİLİNDEN ;

Hızlı adımlarla okuldan ayrılmıştı, kucağımdaki defterleri çantama geri toplarken biraz önce Nefesin oturduğu yerde bir şey gördüm, bir mektuptu sanırım. Merakıma yenilip açtım,

" Kuzey ışıklarının altında senle koşmak isterdim

Elinden tutarak adımlarını hızlandırmak

Sözü edilen kayalıģın oraya geldiğimizde

Dudaklarımı o muhteşem dudaklarınla kaplamak

Kalbim, kalbinin ritmini yakaladığında

Son nefesimin tadını damağına bırakmak.. "

Neydi bu ? Kime yazılmıştı ?.. Sonunda kime yazıldığı yazıyordu sanırım, sadece bir harf vardı, devamı yoktu o harfte " S " harfiydi..

KampHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin