0.6, Starry night in Jongeup

228 39 12
                                    

Yaklaşık 2 saat geçmişti ve ben hâlâ dönememiştim. Saate baktığımda 02.49 P.M olduğunu gördüm. Korkmuyordum
ama fazlasıyla yorulmuştum. Burda kalakalmıştım. Neyse ki burada Seul soğuğu yoktu. Jongeup ne kadar kırsal olsa da, Seul kadar soğuk değildi. Buraya çok küçükken okul gezisinde gitmiştik. Ama o zamana dair hiç bir şey hatırlamıyorum. Sadece Jongeup'a gittiğimizi hatırlıyorum.

Köşede bir yerde, dağa benzeyen bir kayalık vardı. Ay ışığı aydınlattığı için az çok görüyordum orayı. Yüksek kayaya doğru yürüdüm, her bir adımımda çimlerden gelen hışırtı hoşuma gidiyordu. Kayalığa vardığımda kayanın ucuna oturdum. Aşağının manzarası çok güzeldi, bir deniz vardı. Denize vuran mehtap, kumların berraklığı, denizin ve dalgaların kokususu beni oraya çağırıyordu âdeta. Göz alan iğrenç şehir ışıklarından uzak, Ay'ın berrak ve taze ışıklarına yakındım. Ölene kadar burda kalabilirdim fakat, bir yandanda dönmek istiyordum. Eğer dönebilirsem, Jisoo ile Jongeup'a taşınırdım. Jennie ve Lisa ise okumayı bitirdiklerinde buraya gelirdi. Şehirin pis kokusu ve göz alan bunaltıcı, iğrenç ışıklarından uzak olurduk. Keşke buraya daha önce gelseydim.

Şuan yanımda kimse olsun istemiyordum

Bal gibi istiyorsun, Park Jimin'i yanında istiyorsun

İç ses, siktir git lütfen.

Peki, aleksitimi hastası bile olsan arzularına zincir takamazsın Chae.

Tamam hadi anladık şimdi siktir git işine lütfen.

Hadi ben kaçtım.

Tamam siktir git!

İç sesimle olan ceberleşmemi bitirdiğimde iç sesimin söyledikleri zihnimde yankılanmaya başladı. Hayır, ne düşünüyorum ben böyle? Aklımdan bir kereliğine bile olsa Park Jimin ile burada yıldızları izlemek geçmişti. Kendimden iğrendim.

Kafamı kayalıkta ki çimlere koydum ve yıldızları izlemeye başladım. Bu mükkemmeldi. Gözlerim yavaşça kapanmak istediğinde onlara izin verdim ve gözlerimi kapatıp kendimi derin bir uykuya verdim.

Aleksitimi,,JiRosé,,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin