Gözlerimi açtığımda Jongeup'ta değilde evimdeydim. Ne yani herşey rüya mıydı? Yavaşça yatağımdan kalktım, çalışma masamın üzerinde bir not duruyordu. Notu elime aldım ve okudum.
"Taş zeminde uyursan hasta olursun. Seni bulduğuma şükret şanslı kız.
-Park Jimin"
Bu da neyin nesi? Evimi nereden biliyordu? Beni nasıl buldu? Aishh... cidden... bu çocuk yüzünden kafayı yiyeceğim. Onu kesinlikle bir sorguya çekmem gerek, evimi nereden biliyor? Benim söylemiş olma ihtimalim sıfır. Öyleyse nerden biliyordu evimi?
Herneyse, şimdi kafamı böyle şeylerle yormamalıyım. Üstelik karnım aç, şuan kafamı böyle şeylere yorarsam iştahım kaçar. Ve iştahımı kaçırmaya niyetimde yok.
Hemen mutfağa gittim ve dolaptan biraz kimchi çıkardım. Ardından malzeme dolabından biraz pirinç ve bir paket hazır ramen çıkardım. Et de koydum ve pilavı yapıp masaya koydum. Dolaptan biraz sebze ve yumurta çıkarıp ramene ekledim ve piştiğinde yemeye başladım. Neredeyse 1 gündür açtım, bugün bu iştah kabartıcı şeylerle miğdemi mutlu etmem lazımdı. Tam kimchiyi ağzıma attığım sırada telefonun çalmasıyla neredeyse yemek boğazımda kalıyordu. Arayan kişinin Jisoo olduğunu görünce hemen açtım, ona babasının durumunu sormalıydım.
"Alo Jisoo?" Bir süre bekledim, ardından ağlama sesleri gelince tedirgin oldum, "Hey, iyi misin? Jisoo, bir şey mi oldu bebeğim? Bana anlatabilirsin." Derin bir iç çektim, "Her ne olduysa bana çekinmeden anlatabilirsin."
Karşıdan da bir iç çekme sesi geldi, "Babam... uyandı ama sağlık durumu hiç iyiye gitmiyormuş. Ölme ihtimali varmış. Üzgünüm Chae, oraya daha geç geleceğim. Özür dilerim bebeğim."
Ona karşılık iyimser bir şekilde konuştum, "Sorun değil Jisoo. Baban en kısa sürede iyileşir umarım, sende gelirsin ve beni bu koca evde tek bırakmazsın. Korkarım haberin olsun!"
Güldü, "Tamam seni tek bırakmam. Peki, Jennie ve Lalisa'dan haberler var mı?"
Güldüm, "Evet var. Okul gezisi için Miami'ye gitmişler. İkiside güneşten zenciler gibi kapkara olmak üzereymiş."
Jisoo anında kahkahayı kopardı, "Umarım iyi vakit geçirirler."
Gülümsedim, "Umarım."
Jisoo burnumu çekti, "Herneyse görüşürüz bebeğim."
"Görüşürüz. Sakın ama sakın yemeni içmeni aksatma ve hep olumlu düşün, anlaştık mı?"
Güldü, "Anlaştık. Hadi görüşürüz." Dedi ve telefonu kapattı. Onun gülmesini sağlamak beni mutlu etmişti. En yakın arkadaşlarımdan tek birini üzgün görmek beni de üzüyordu. Onların neşesini arttırmak benim için önemliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleksitimi,,JiRosé,,
RomanceAleksitimi; "duygusal sağırlık" Kişilerin kendi ve diğerlerinin hislerini algılama yetisinden yoksun olmasıdır... |Aleksitimi hastalığı, kişinin hiçbir şekilde duygulara sahip olamamasıdır. Bunu yenmek için, duyguları tetikleyen kişiler ve olaylar g...