Lütfen hayalet okuyucu olmayın:)
YAZARJungkook hyung'una yazdığı şey için pişman olmuştu.
Özür dilemek için ona defalarca mesaj atmış, aramıştı ama o hiçbirine geri dönmemişti.
Yaptıkları şey hoş bir şey değildi. Sevgili değillerdi bu yüzden hep öpüşmeleride kötüydü. Ne kadar çok hoşuna gitmiş olsada buna son vermekte kararlıydı.
Yalan söylemek istememişti. Doğruydu zaten. Jimin'e ihanet ediyormuş gibi hissediyordu. O, onu sevmese de bunu yapamazdı daha fazla...
Zaten ne olursa olsun hep dürüst olmasından geliyordu başına.
Evde daha fazla duramayacağını anlayınca montunu alıp odasının camından dışarı çıkmıştı.
Evinin aşağısındaki parka geldiğinde boş salıncaklardan birine oturup hafifçe sallanmaya başladı.
Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı. Bir sürü yıldız vardı. Ay çok yakınındaymış gibi kocaman duruyordu.
Kafasını eğince gözünün dolmasına engel olamadı.
Hyung'u ile araları bozuk olduğunda kendini çok kötü hissediyordu. Yalnızmış gibi.
Ondan başka zaten arkadaşı yoktu.
Arada sırada okulda Jin ile konuşuyordu. Bazende Hoseok ve Namjoon ile. Ama tabiki onlar Taehyung'u gibi değillerdi. Arkadaş bile olduklarını sanmıyordu.
Yoongi ise... Yoongi onu görünce dövecek gibi bakıyordu. Jimin'i zaten düzgün görmüyordu ama görse bile hep Yoongi yanındaydı. Eli ya belinde ya da omzunda olurdu. Aralarında bir şey olduğunu düşünmek bile istemiyordu.
Kendi kendine düşünürken yanına gelen birisini fark etmemişti.
Kafasına bere geçirmiş biri gelip yanında ki salıncağa oturdu.
Kokusunu hissedince hemen kafasını çevirip gelen kişiye, Taehyung'a baktı.
Simsiyah giyinmişti. Düz bir ifade ile direk karşıya bakıyordu. 'Çok yakışıklı' diye geçirdi içinden.
Hafifçe öksürüp konuşmaya başladı;
"Buraya sana bir şey söylemek için geldim. Sonra hemen gideceğim, beni bir daha görmeyeceksin."
"Hyung-"
"Sus. Sadece beni dinle."
Kafasını aniden Jungkook'a çevirince Taehyung'un sağ gözünden bir damla yaş düştü.
Şaşırmış bir şekilde hyung'una bakıyordu.
Gözleri ve burnu kızarmıştı."Aslında nasıl söylemem gerektiğini, nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Bu yüzden ben düzgün konuşana kadar sakın konuşma."
Jungkook kafasını sallayınca Taehyung tekrar karşıya bakmaya başladı.
"Senin ilk senendi, okulun 2.haftası salı günüydü senin gördüğüm zaman. Saat 14.50 civarı. Saati bile aklımda. Seninle ilgili olan herşey her zaman aklımda.
Kütüphanedeydin. Seni ilk orada görmüştüm. Kütüphaneye ilk defa gitmiştim.
Kütüphanenin en köşesinde kimsenin oturmadığı o her tarafı yazılmış, çizilmiş masada, ayakları hafif sallanan sandalyede oturuyordun. Çölde açan çiçek gibi gelmiştin gözüme. Saçların gözüne giriyordu. Her defasında üfleyip atıyordun ama o her seferinde tekrardan geliyordu.
Pes etmeden o saçı üflemen beni güldürmüştü.