Final

883 125 32
                                    

San

14.03.2018

Wooyoung yere odaklanmıştı. Bakışlarından rahatsız olduğunu düşünüp kafasını çevirdi San. Etrafı incelemeye başladı. Her şey bıraktığı gibiydi.

Wooyoung ile göz göze gelmişlerdi. Ağlıyordu sevdiği. Ayağa kalkıp Wooyoung'ın yanına oturdu. Elini yüzüne götürüp ıslanmış yanaklarını sildi. Bu sırada gözlerine odaklanmıştı. O günden sonra hiç bu kadar yakın olmamışlardı. Kalp atışları hızlandı.

Elini çekecekken elinin üstünde bir el hissetti. Yavaşça elinin olduğu tarafa baktı. Wooyoung'ın eli onun elinin üstündeydi. Yutkundu. Eğer biraz daha yakınlaşırlarsa kalbinin yerinden çıkacağına yemin edebilirdi.

"San, ben, ben özür dilerim. Seni unuttuğum için özür dilerim."

Bunu söylerken ağlaması şiddetlenmişti. Öyleki cümlesini bile zor bitirmişti.

"Ben gerçekten özür dilerim San. Beni affedebilir misin?"

Sesi çatlamıştı.

Bu sefer gerçekten kalbinin bin bir parçaya ayrıldığını hissetti, San. Ne diyeceğini bilememişti. Ne diyebilirdi ki zaten? Bunların hepsi onun suçuydu. Bakakaldı öylece. Zaman durmuş gibiydi ama o durmasın, aksın istiyordu. Bildiği tüm kelimeler beyninden uçmuştu. Etraftaki her şey soyutlaşmış, sadece o ve sevdiği vardı. İlk defa sevdiği ile olan zamanı yok etmek istiyordu. Ah, gerçi 3 ay önceki olayda da öyle istemişti.

Wooyoung, gözlerinin içine bakıyordu. Ağladığı için yanakları ve burnu kızarmıştı. 'Çok güzel.' diye düşündü, San. Böyle bir zamanda bunu düşünmek ne kadar doğru bilmiyordu ama çok güzeldi işte.

"Seni seviyorum."

Bu iki kelime her şeyi anlatmaya yeter diye düşündü. Satırlarca söylenen sevgi sözcüklerinden daha anlamlı olduğunu düşünürdü hep. Sevimsiz sevgi sözcükleri sadece süs için vardı ona göre. Oysa bu iki kelime dünyadaki tüm duyguları anlatmaya yeterdi belki de.

Wooyoung'ın yüzü parladı birden. Dudakları yukarı kırıldı. San'ın gözleri Wooyoung'ın dudaklarına kaydı. Yumuşacık gözüküyorlardı.

"Ben de seni se-"

San, dayanamamıştı. 3 aydır bu anı bekliyordu. Sevdiğinin güzel dudaklarına yavaşça kendi dudaklarını kondurmuştu. Aslında yavaşça değildi. Olabilecek en hızlı şekilde yapmış fakat ona yavaş gibi gelmişti.

Wooyoung'ın kolunu boynunda hissedince bedenlerini daha çok yaklaştırdı.

Özlem ile doluydu ve bastırdığı bu özlem tam şu anda açığa çıkmıştı. Wooyoung'ın kendini geriye atması ile kanapede üst üste gelmişlerdi. San, kendini durdurabileceğini sanmıyordu. Wooyoung'ın karşılık verişine bakılırsa o da öyle hissediyordu.

Elini sevgilisinin boynuna götürdü. Yavaşça aşağı iniyordu eli. Nefes almadan öpüşüyorlardı.

Wooyoung'ın dudakları arasından bir inilti çıktı. San'ın eli Wooyoung'ın pijamasının lastiğine gelince durdu. Wooyoung'ın yutkunma sesi odada yankılanmıştı.

Birlikte güzel bir gece geçirmek üzereydiler.

--

Merhaba, umarım beğenmişsinizdir.

Aslında bu fic içime çok sindi diyemem. Yine de yazmaya ilk başladığım zamanlarda yazdığım bir fic olduğu için devam ettirmek istedim. Benim küçük çocuğum gibi  :')

Okuduğunuz için teşekkür ederim. İlk fanficimi böylelikle bitirmiş oldum. İleride daha güzel ficlerde görüşmek üzere.

railway station | woosan ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin