Mevsimlerden sonbahardı seninle tanıştıgımızda.Hayal şehrim olan korede rastlamıştım sana pembe çiçekli bir ağaç altında hava hafif yağmurluydu ve senin üstünde sadece bol bir tişört vardı.Ben ne mi yapıyordum?
Ah sanırım seni izlediğimi sandın.Aslında bakarsan belki biraz,azıcık,ucundan,olabilir.
Otobüs bekliyordum.Yeni bir proje için koreye transfer olmuştum çalıştığım şirket tarafından.Dil bilgim fena değildi.Başta da demiştim ya hayal şehrim diye.İşte bu yüzden fazla zorluk cekmemistim.
Otobüs geçilmişti ve yağmur bastirmisti.Şemsiyemi almayı akil etmiştim ama hava durumuna uydum.Bulutlu demişti sunucu.Hadi oradan.
Yağmurun çiselemesiyle ağacın altına ilistim ayaklarım ile.
Otobusun yaklasan sesini duydum hafiften ellerimi gozlerime durbun yaparak parmak uclarimda yukseldim biraz geri geri gittim.iste o anda sırtımın boşluğu hissetmesi ile otobüsü unutup siyaha çalan kahverengi gözleri soktum beynime.
Gözlerinde biraz saskinlik biraz korku birazda tanimaya calisan bir ugrasi vardi.Gozlerimiz birbirine böylesine kenetlenmisken kimin umrundaydi otobüs ve yeni proje?
Sessizce karsimdakinin yağmurdan dolayı islanmis ve sulari akmaya baslamis saclarina bakmak istedim.Birkaç damla yüzüme düşmüştü.Hissedemedigim kadar farklı şekilde içim titremisti sanki sadece yüzüme değil tum bedenim tek bir damla sayesinde sırılsıklam olmuştu.
Hala bana bakıyordu.O meraklı gözleri ile bir şeyler bilmek istiyordu fakat dudakları adeta istanbul boğazının zincirlenmesi gibi açıktı ama geçişi yoktu kelimelerin,sözlerin.
Rüzgarın esmesi ile içimdeki sıcaklık yanan kor ateş gibi yeniden canlandı.Konuşmak istiyordum ya da kaçıp gitmek ama imkansız geliyordu.Şuan en imkansız şey buymus gibiydi.
Sonunda bir korna sesi ile ayaklanmaya calistim.Yanaklarim kizarikti buna eminim.O ise hala saskin ve bir o kadarda erkeksiydi.
Gözlerimi kaçamak şekilde üzerine surdum islak saclarini karistiriyordu ve gözleri uzaklardaydi.Gitmek için yeniden hareketlerin lakin kalbim orada kalmak için yalvariyordu.
"iyi misiniz?" diyen seste kalbime destek çıkmıştı.
"iyi misiniz hanımefendi?"
Dudakların mührü bozulan zarf gibi nazik bir şekilde araladim ve kelimeleri akittim içimden."evet...evet..teşekkürler" başka bir kelimeye yer birakmamisti bu sozler.
işte bizim hikayemizde böyle baslamisti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiraz Ağacı
Romance"Kiraz ağacı gibi kokuyorsun" dedi sakince. Bense sadece şaşkınca suratına bakıyordum,bir şey demeden... "Kiraz ağacı mı?" Tüm hakkı saklıdır... Sonexolove