2 Hafta Önce
"Nur bir dur kızım ya!" "Duramam yahu duramam" diyerek zıplamaya ve evi birbirine katmaya devam ettim.
"Anladık heyecanlısın da annen burayı görünce ne diyecek" dediğinde son kez zıplayarak yere çömeldim."Tadımı kaçırmasan olmuyor değil mi?" "Tabi ki" diyerek gülümsedi.
"Neyse neyse.Ne zaman gidiyorsun ve kaç gün kalacaksın?" "Önce işleri toparlamalıyız.Yeni projenin taslkalarını falan işte.Sanırım bir hafta kadar kalırım iş alınırsa daha da uzayabilir"
"Anladım" diyerek gözlerini kapadı."Yani şimdi sen hayalini gerçekleştiriyorsun öyle mi?Bende sap gibi kaldım yine"
"Ya öyle deme ama" diyerek elimi omzuna attım."Kıyamam ben sana" diyerek kafamı omzuna yerleştirdim.
"Bana söz ver Nur birikte de gideceğiz,tamam mı?" "Tamam"
Günümüz
"Hanfendi iyi misiniz?" diyen soruyla irkilerek kendime geldim.
"Ev..et" dedim sadece.Kelimeler sanki boğazıma yapışmıştı.Ayrılarak saçlarımı karıştırdım.
"Yağmur hızlanıyor" diyerek karşıya baktı.
"Arabam karşı tarafta sanırım otobüse binecektiniz"
Kafamı sallayarak cevapladım sorusunu.Burası boş bir caddeydi.El rehberimi almadığım için kendime kızmalı mıyım?
Yağmur şiddetlenmişti ve küçük kiraz ağacı ikimiz içinde daralıyordu.
"Sanırım buradan ayrılmalıyız" diyerek bana döndü.
"Arabam karşı tarafta.Sanırım yakın zamanda da otobüs gelmez.İsterseniz sizi bırakabilirim"
"Şey.." diyerek sesimi düzene soktum.
"Zamanımız azalıyor çabuk karar verin" dediği sırada yağmur şiddetlemişti.
Bugün havanın nesi vardı?
Hani yağmur yoktu be adam?!
" Yapacak başka bir şeyim yok"
"Tamam o halde üç dediğim anda hızlı bir şekilde beni takip edin"
Yeniden kafamı salladım.
"Bir,iki,üç" diyerek hızlandığında peşinden koşmaya başladım.Elimdeki dosyaları yağmurdan korumak için ceketimin altına sokmuştum ve bu yüzden sıkıca tutmam gerekiyordu.
Bir yandan koşar bir yandan da onlarla uğraşırken topuğuma gelen bir şey ile yerimde hareketlendim.Neredeyse yere yüz üstü düşecekken bir el ile kurtuldum.
"Teşekkürler" diyerek yüzüne bakmadan toparlandım.
Yağmurun altında bir saniye bile durmuş olsakta arabaya kadar fena şekilde ıslanmıştım.
O da benim gibi artık ıslandığını umursamayarak yavaşça arabaya doğru ilerledi.Kapıyı açarak benimde oturmama izin verdi.
Ne garip bir karşılaşma olmuştu.Başka zaman kadın bile olsa değil arabasına binmek poşetlerini taşımaya bile gönüllü olmayan ben bugün zorunlu olarak tanımadığım birinin arabasına biniyordum.
Araba dışarısı kadar olmasada serindi.Çok şükür ki ayaklarım çamur olmamıştı.Bir de bu yüzden özür dilemek çok zor olurdu.
"Arabamı ıslattın" diyerek sessizliği böldü.
"Üzgünüm" diyerek mırıldandım.
"Sanırım işe gidiyordun"
"Maalesef" diyerek yakındım.
Arka koltuğa uzarak bir çanta çıkardı ve içinden bir şeylere dokunarak içinden konuşuyordu.Gözlerimi cama savaş açmış yağmur damlalarına çevirdim.
Gözümün önüne beyaz bir şeyin gelmesi ile kafamı çevirdim.
"En azından saçlarını kurula" diyerek havluyu bıraktı.
"Teşekkürler...sanırım sana çok zahmet verdim" dediğimde gülümsedi ve o gülümsediği an bende baharlık sezon açıldı.
"Bu halinle işe gitmek istemezsin diye umuyorum,nereye gitmek istiyorsun?"
"Otele gitsem iyi olacak" diyerek hızlı bir cevap verdim.
Bir şey demeden arabayı sürmeye başladı.Yerini ve adını söyledikten bir kaç dakika sonra otele vardık.Aslında çok fazla açılmamışım.
Arabadan indiğimde bir kez daha teşekkür ve özür dileyerek içeri girdim.
İçeri girdiğim anda bütün gözler üzerime çevrilmişti.
Ne ya hiç mi Türk görmediniz? Enes Abiyi de mi tanımıyorsunuz?
Sonexolove
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiraz Ağacı
Romance"Kiraz ağacı gibi kokuyorsun" dedi sakince. Bense sadece şaşkınca suratına bakıyordum,bir şey demeden... "Kiraz ağacı mı?" Tüm hakkı saklıdır... Sonexolove