Sinirle geldiğim şirketin kapısına bir tekme savurdum."Aklı sıra bana yağ çekiyor!" diyerek bir tane daha geçirdim,güzel işlemeli giriş kapısına."Kore'nin güzeliymiş,şirketin sahibesiymiş de bilmem ne.Benim tırnağım olamaz o,tırnağım!" Bağırarak ayağımdaki ayakkabıları bir yandan eziyor bir yandan da saçlarımı dağıtıyordum.
"Hey!O kapı bize lazım.Öyle durmasa da." dedi arkamdan gelen erkek sesi.Yavaşça arkamı döndüm ve kısılmış gözlerle kendi dilimde bir küfür savurdum."Alın,yemedik kapınızı." diyerek ne zaman attığımı bilmediğim çantamı yerden alarak şirkete doğru adım atmaya başladım.
"Nur!" Gökhan'ın sesini duyarak yavaşlayıp onun gelmesini bekledim."Ne var?" "Ne oldu sana?" dedi sanki tek derdi bana ne olduğuydu."Yok,bir şey.Ne var?" dedim bu sefer daha nazik.Önce gözlerini devirecek gibi oldu ama sabit durdurup,"Şirkette bir kutlama olacak,alt kattaki balo salonunda.Bir saate hazır olmalıyız.Seni aradım ama cevap vermedin,otele bırakayım mı seni?" dedi iş arkadaşım,ilk defa göreceğim ve gözlerimi yaşartan centilmenlikle.
"Zorunlu mu katılmak?" dedim saçlarımı tek omzumda toplarken."Hayır,değil.Neden?" "O zaman ben gelmiyorum.Son bıraktığım dosyayı alıp,otele geçeceğim." diyerek onu ardımda bıraktım ve yeniden yürümeye başladım.
"Nur?" diyerek seslensede dömedim.Saçma bir şirketin saçma kutlamasına ihtiyacım yoktu.Tek derdim biraz uyku,birazda çikolataydı.Şimdilik...
Asansörün kapanan kapısıyla sırtımı soğuk metale yasladım.Epey yorucu bir gün olmuş,beni canımdan bezdirmişti.Kolay yılmazdım ancak bugün gerçekten pes edip ülkeme dönmeyi düşünmüştüm.
Ama bana güvenen insanlar vardı,başta kendim geliyordu.Daha sonra annem,kuzenim,patronum,Gökhan,iş arkadaşlarım...
Hepsi bana bağlıydı.Bu ortaklık yüzyılın anlaşmasıydı bizim şirkete göre.İyi bir yatırımdı.Orta katlarda mola veren asansöre binen Choi Mi Shin ile kaşlarımı çatarak yana kaydım.Tam yerinde gelmişti keyfimin!
"Birazdan kutlama yapılacak,bu kıyafetle katılmayı mı düşünüyorsun?" "Hım evet!Bir sakıncası mı vardı?" dedim sinirle soluyarak."Değişik bir parti anlayışınız var." "Evet,öyledir."dedim ona katılırken.
Oflayarak başımı demirden ayırarak geldiğim kata doğru adım attım.Ama kapı açılmayarak bana büyük bir jest yapıyordu.Düğmelerin yanındaki kırmızı ışık yanıp sönerek kalbimi hızlandırıyor ve beni işin içinden çıkılmaz bir hale dönüştürüyordu.
"Neler oluyor?" diye sordum kendime.Bir an için yanımdaki Mi Shin'i unutmuştum.Sarsılan asansörle ikimizde yere doğru yapışırken ayağımdaki ayakkabının topuğu yüzünden bileğimi burkmuştum.
Diyeceğim tek şey vardı;Kore bana hiç yaramamıştı.
SNXLV
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiraz Ağacı
Romance"Kiraz ağacı gibi kokuyorsun" dedi sakince. Bense sadece şaşkınca suratına bakıyordum,bir şey demeden... "Kiraz ağacı mı?" Tüm hakkı saklıdır... Sonexolove