"Hey asık surat!" diyen sese doğru döndüğümde karşımda biraz bıkkın biraz da sabırsız bir adam vardı.
"Hadi tüm gün seni bekleyemem"
"Ben..."
"Hey şirkete gitmek istiyor musun? İstemiyor musun?" İstiyordum.Kovulcak olsamda orada lmam gerekirdi.Nasıl bir çalışanım ben böyle?
"İstiyorum"
"Atla o zaman" diyerek kapıyı açtı.
"Birkez daha teşekkürler" diyerek arabaya yerleştim.Yanaklarım havadan bolayı biraz pembeleşmişti.
Arabada sessizce ilerlerken aklımı düşünceler kaplıyordu.
Neden bana yardım ediyordu ki?
Belki sadece iyilik etmek istiyordur.
Çıkarsız bir iyilik mi?
Ben kendimi düşüncelerle yerken onun sözleri ile gerçek dünyaya iniş yaptım.
"Sanırım neden sana devamlı olarak yardım ettiğimi merak ediyorsun?"
Şaşkınca ona baktığımda bir saniyeliğine gülerek bana döndü.
"Yüzünden anlaşılıyor."dedi gülmeye devam ederken.
"Aslında bakarsan bende seninle aynı şirkette çalışıyorum."
"Aynı şirket mi?"
"Evet..."
Kaşlarımı şaşkınca kaldırıp yola bakmaya başladım.
"Peki..." dedim
"Sen-"
"Ve hiçbir çıkar için yapmıyorum." diyerek lafı ağzıma tıktı.
İçimden derin bir nefes verirken elimdeki dosyaları biraz karışıtırıp inceledim.Birkaç dakika sonra arabanın durması ile elimdekileri göğüsüme sıkıştırıp arabadan indim.Karşımdaki büyük binaya bakarken ağzımı kapatmam mümkün olmamıştı.
"Hey ağzını kapat.Salyaların üzerine akacak" diyen sesle birkez daha irkildim ve arkasından yürümye başladım.
"Sunumuna ne kadar kaldı?"
"Yaklaşık iki dakika."
"Büyük salon...7. katta sağdan 2. kapı" diyerek yanımdan ayrıldı.
"Bir dakika-" dememe kamadan uzaklaşmış,binanın yan tarafında gözümün önünden kaybolmuştu.
Büyük dönen kapıdan içeri girdiğimde kendimi uzay boşluğunda gibi hissettim.Sonsuz uzunluk gibi gözüken büyük koridor oldukça ihtişamlıydı.
Oteldeki gibi gözler üzerime çevrilince kimseye balmadan asansöre ulaşmak için hızlı adımlarla koşturmaya başladım.
Asansörde ki insanların neredeyse birçoğu yabancıydı.Sanırım onlarda sunum için gelmişlerdi.Sarışın olan bir kadın ve iki tane kumral renkli gözlü erkek vardı.Sarşın kadın gülümseyerek bana selam verdiğinde bende ona aynısını yaptım.Yanımdaki kumrallardan biri beni süzerken gözlerinde memnun olmuş gibi bir ifade kol geziyordu.
Yedinci kata gelene kadar kalbimin hızla atan sesinden başka bir şey duymadım.Sadece arada kulağıma gelen küçük kıkrdılar dışında.Kpaı açıldığında ilk inen olarak şimşek hızıyla büyük salona doğru yol aldım.
"Nur!" diyen bir ses arkamdan beni kelepçelercesine haykırmıştı.
"Gökhan?" dedim hafifçe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiraz Ağacı
Roman d'amour"Kiraz ağacı gibi kokuyorsun" dedi sakince. Bense sadece şaşkınca suratına bakıyordum,bir şey demeden... "Kiraz ağacı mı?" Tüm hakkı saklıdır... Sonexolove