Cennet

5.9K 140 15
                                    

Sabah uyandığımda aklıma ilk o gelmişti.
Cihan.
Bu hep böyleydi. Akşam uykuya dalarken, sabah uyanırken, gün içerisinde.. Aklıma hep o vardı. Onu düşündüğüm her saniye için 1 lira alsam, şuan milyonerdim.
Ona karşı hissettiklerim o kadar yoğun duygular haline gelmiştiki, gece rüyalarımda bile onu görüyordum.
Gün içerisinde kafanıza ne takarsanız, gece rüyanızda onu görürsünüz diyordu uzmanlar. Bu benim için bir belirtiydi. Onu fazla düşündüğümü gösteriyordu bana. Ama ben halimden memnundum.
Önceden, kimseyi sevmediğimde "Sadece birini seveyim, o beni sevmesede olur. Sadece o duyguyu hissetmek istiyorum." diyordum ve tamda o dileğimi yaşıyordum şuan. Evet, karşılıklı bir aşk yaşamak daha güzel olurdu elbette ama ben yinede memnundum halimden. Bu duyguyu hissedemeyenlerin aksine, aşkı yaşamıştım.
Karşılıklı veya karşılıksız, o ayrı bir konuydu.
3 gün sonra başlayacaktı okul tekrar. Daha zaman, beni üzen bu duruma, Cihan sayesinde sevinir olmuştum.
Derler ya, "Sevdiğimin elinden zehir olsa yerim." Benim durumum da öyleydi. Okuldan nefret ederdim, çoğu öğrenci gibi ama orda Cihanı görebileceğimi bilmek, okulu en sevdiğim ortam haline getiriyordu. Cennetim oluyordu orası.
Ağır hareketlerle yatağımdan kalktım ve mutfağa girdim. Annem kahvaltıyı hazırlayıp, gitmişti. Evde yalnızdım.
Masada duran herşeyi silip süpürdükten sonra Emre aradı.
Dışarıya çağırıyordu ama benim dışarıya çıkacak keyfim yoktu, özellikle dün barda gördüklerimden sonra.
Onu eve çağırdım. Evde bir şeyler yapabilirdik.
O gelene kadar, odamı topladım ve onun yanındada dünü düşündüm.
Ozanı gay barda gördüğüm o anı düşündüm.
Kesinlikle beklemezdim ondan böyle birşey. Belki o "Ben her kızı beceririm. Gayler çok iğrenç, keşke ölseler." tipi maçolardan değildi ama yinede beklemiyordum.
Sıradan bir hetero gibiydi. Ama aslında gaymiş.
Bu duruma aslında sevinmiştim. Bu halimi kimseye anlatamamıştım ve elime belkide ilk defa bir gay arkadaş edinme fırsatı geçmişti.
Ozan benimle aynı yaştaydı ama aynı sınıfa gitmiyorduk. O yan sınıfa gidiyordu.
Onunla konuşup, konuşmama arasında kalmıştım. Belkide o gece bara gay olduğu için değilde, başka birşey için gitmişti? Her ne kadar olasılıksız bir durum olsada benim içimde hep böyle korkular olurdu. Anlamsız korkular. Cesaretimin uçup gittiği durumlar.
Yinede içimdeki o sevinçle, çalan kapıyı açtım.
Emre gelmişti, yanındada bana sormadan bir arkadaşını getirmişti.
Sonradan adının Kerem olduğunı öğrendiğim çocuğuda içeri aldıktan sonra kapıyı kapattım.
Bizim okula gitmiyordu ve buralarda oturmuyordu, yoksa tanırdım onu.
Odama geçtik ve Playstation oynadık.
Küçük bir turnuva yapmıştık.
Herkes herkese karşı birer kez oynamış ve en fazla kazanan birinci olmuştu.
Emre ikimize karşıda kazanmıştı.
Bundan daha doğal birşey olamazdı.
2 yaşında almıştı eline böylesi konsolları. Böyle oyunlarla büyümüştü ve Playstation çııktığından beri Playstation oynuyordu. Bir şekilde bağımlısı diyebiliriz.
Ben ise arada sırada çok fazla sıkıldığında oynayan biriydim, hem Kereme hem Emreye yenilmem gayet doğaldı.
Benim tek hedefim fark yememekti, ki onu bile başaramamıştım.
Emreden 4, Keremden 5 gol yemiştim.
"Eee ödülüm nerde?" dedi Emre, kendini beğenmişliğini saklamadan.
"İddiaya girmemiştik." dedim.
"Nasıl iddiaya girmedik. Böyle oyunlar iddiasız olmaz."
"Bunu başında söylemeliydin." dedi Kerem. Bana destek çıkmıştı. Bir lafıyla ısınmıştım ona.
"Ohooo, çocuk avutuyoruz burda sanki. Ödülümü verin bana!" Emre hala sesindeki o ukalalığı belli ediyordu. Çok iyi bir oyuncu olduğunu her fırsatta belli etmeyi çok severdi.
"Ne ödülü oğlum, yok ödül mödül."
"Bence, yenilen, yenenlere sakso çekmeli." dedi Emre gülerek. Bana destek çıkan Keremde gülmüştü. Ben ise öksürük krizine girmiştim.
Bazen, Emrenin benim gay olduğumu tahmin ettiğini düşünüyordum.
"Baban halleder o işi." dedim sinirle. Neden bilmiyorum ama bazen böyle anlamsız yere sinirlenebiliyordum.
Bu sefer Kenanda karşıma dikilmişti. "Bence güzel fikir." "O kadar azdıysanız gidin bulun birini, halletsin." dedi odadan çıkıp bir bardak su alırken.
"Ama Kerem senin yapmanı istiyormuş." Emre bayağı keyiflenmişti.
"He he." dedim sadece ve oturdum yerime.
"Size döner ısmarlarım anca." diye ekledim.
Gerçektende öyle yapmıştım
Onlara döner ve ayran ısmarlamıştım.

Okul başlayana kadar geçen 3 günü Kerem, Emre ve ben birlikte geçirmiştik.
Arada Cihanın Whatsapp durumuna ve fotosuna bakıyordum. İkisinide kopyalayıp galerime koyuyordum.
Evet Cihan içerikli bir foto galerim vardı. Facebooktan bulduğum fotoları, whatsappe koyduğu fotolar ve whatsapp durumlarından oluşuyordu. Birde bana yazdığı, ve benim çok hoşuma giden bir kaç mesajdan.
Kendimi Adını Feriha Koydum dizisindeki Emir hastası Cansuya benzetmiştim.
Hayatında bir kere bile yüz yüze konuşmadığı kişi hakkında bilgiler, fotolar toplayıp, biriktiren biri haline gelmiştim.
Acınacak durumdaydım bence.
Okul gününün sabahında çok motive bir şekilde uyandım.
Belkide tüm okul hayatım boyunca ilk defa bir tatilin bittiğine sevinmiştim.
Hani "Ay tatilde çok sıkılmıştım, iyi ki okul başladı, arkadaşlarımı görebileceğim." diyen insanlar vardı ya, ben hiç bir zamab onlardan olmamıştım.
Evde 24 saat sıkılmayı okula tercih ederdim. Hem onlar gerçekten arkadaşınsa, boş zamanlarındada okul dışında buluşabilirsiniz. Okula gitmeyen insanlar arkadaşsız mı?
Bulabildiğim en güzel kıyafetimi giyinmiştim. Sonuçta Cihan beni görebilirdi. Benim kim olduğumu bilmesede, gözüne çarpmak istiyordum.

Otobüsten inip okula giden son bir kaç metreyi yürüyordum.
Hava gayet sıcaktı ve ben üstüme giyindiğim kalın ceketin içinde yanıyordum.
Daha fazla dayanamadığım için çantamı yere bıraktım. Tam ellerimi, ceketimin fermuarına götürecektim, ceketimi çıkarmak için, ki birden bir bisiklet zili duydum.
Ben öyle aniden gelen seslerde ve insanlarda korkan biriyim ve bu ses fazlasıyla aniden gelmişti. Birden korkmuştum, arkama döndüm ve üstüme gelen bisikleti gördüm. Son anda kenara çekilebilsem bile bisikletin üstündeki oğlan çantama takılmıştı.
Sağa sola manevra yaptıktan sonra bile yere düşmekten kurtulamamıştı. Kısa bir inlemenin ardından yerde yatan oğlana baktım. O yerde, bisikleti üstündeydi. Bisikletin tekerleri hala dönüyor, oğlan ise kalkmaya uğraşıyordu.
Suçlu olduğumu bildiğim için hemen yanına koştum ve elimi uzattım.
Şimdiye kadar yüzünü görmemiştim ama gördüğümde ise bu kişinin Ozan olduğunu farkettim.

_____
2000 okumayı geçmişizz çok mutlu oldum :)))
Ama biraz daha fazla yorum ve vote bekliyorum, özellikle de yorum
Neler olabileceğine dair fikirler verin, eleştirin, beğenmediklerinizi söyleyin

Gizli aşk.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin