Sone40 - Sone50

412 6 0
                                    

 SONE 41
 Ben kalbinden uzakken, fırsat kaçırmayarak
 Yaptığın şu sefahat, şu çapkınlıklar var ya:
 Hepsi de güzelliğin, gençliğin için bir hak,
 Çünkü nereye gitsen, arzu koşar oraya ..
 Herkes seni kazanmak ister cömertsin diye;
 Sen afet bir güzelsin: sevaptır güzel sevmek.
 Kadın karar vermişse ağına düşürmeye,
 Anasından doğmuş mu ondan kaçacak erkek?
 Ah, yine de kalbinden kovmazsın belki beni;
 Güzelliğini, hoppa gençliğini kınarsın
 Onlar sefahatte de bırakmazlar peşini:
 Zorlanırsın ve çifte ihanete kalkarsın
 Güzelliğinle çekip aldığın kadına da,
 O güzellikle beni aldatarak sana da.

 SONE 42
 O kadın senin oldu: derdim değil yalnız bu;
 Onu eşsiz bir aşkla seviyordum, doğrudur;
 Ama, sen onun oldun, yas'a boğdun rûhumu:
 Sevgi yok olup gitti, beni kahreden budur.
 Bağışlarım, çünkü aşk, suça iter seveni.
 Sen onu seviyorsun ben seviyorum diye;
 O da benim uğruma aldatıyor ya beni,
 Hatırım için razı dostumdaki sevgiye.
 Ben seni yitirirsem kaybım aşkımın kârı
Ve onu yitirirsem dostumun kazancı var;
İkisi birleşti de ben yitirdim onları,
Gönlümü almak için bana haç çıkardılar.
 Sevinçliyim yine de: dostumla tek varlığız;
 Ne hoş düzen! O kadın beni seviyor yalnız.

 SONE 43 (Favorilerimden :)
 Apaçık görüyorum gözlerimi yumunca.
 Bütün gün gördüklerim taşımaz hiçbir değer,
 Ama düşlerde sen varsın uyku boyunca;
 Göz karanlıkta ışır, karanlıkları deler
 Başka bütün gölgeler, gölgende ışık bulur;
 Bedeninin gölgesi, mutluluğu gösterir
 Işıl ışıl gündüze saçarak daha çok nur
 Senin gölgen nasıl da kör gözlere fer verir.
 Gözlerim kutlu olur seni seyrettikçe ben,
 Canlı gün aydınlanır sendeki ışıklarda,
 En karanlık gecede belirsiz güzel gölgen
 Derin uykuda sönmüş gözlere can katar da.
 Seni görmeyince benim günüm her gece;
 Geceler gündüz olur düş seni gösterince.

  SONE 44
 Düşünceye dönüşse benim etim kemiğim
 Yolum kurban gidemez hoyrat mesafelere;
 Ben, tüm uzaklıkları aşıp erişeceğim
 Sınırsız ötelerden, senin olduğun yere.
 Varsın, sımsıkı basın ayağım topraklara
 Dünyada bir köşede, senden uzak mı uzak,
 Çevik düşünce sıçrar, dinlemez deniz. kara,
 Ulaşır özlediği yere hayal kurarak.
 Ben, düşünce değilim: ah düşündükçe bunu
- Sen gittin, ben uçamam - bu öldürüyor beni;
 Alt tarafı, varlığım biraz toprak, biraz su:
İnleyerek beklerim geleceğin keyfini.
 Bu iki som maddeden, birbirinin yasına
 Nişan takan o ağır yaşlar kalacak bana.

 SONE 45
 Öbür ikisi hafif hava, paklayan ateş,
Ben nerdeysem onlar da hep seninle beraber:
 Birisi düşünceme, öteki arzuma eş;
Bir ,vardır bir yok: böyle hızla kayıp giderler.
 Bu uçucu maddeler yel yeperek yol alır.
 Aşk elçileri gibi. sevecenlikle sana;
 Canım dört maddedendir. o ikisiyle kalır,
 Üzgün yürekle düşer ecelin kucağına.
 Tüm varlığım kavuşur öz yapısına, derken:
 O hızlı haberciler senden dönmüştür işte –
Onlar bana müjdeler getirmiştir gelirken
 Senin sağ sapasağlam olduğunu görmüş de.
 Duyunca mutluyumdur, sonra sevincim söner;
 Yine elçi yollarım, hüzün kalbime döner.

 SONE 46 (Favorilerimden :)
 Savaşır gözlerimle gönlüm öldüresiye
 Senin güzelliğinin ganimeti yüzünden:
 Gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye,
 Gönlüm ister gözüme pay vermemek yüzünden.
 Gönlüm bildirir senin orada yattığını
 Öyle bir hücrede ki giremez billur gözler;
 Gözüm inkâra kalkar gönlün anlattığını,
 Güzel yüzünün ona sığındığını söyler.
 Gönlü dinleyip karar vermek için toplanır
 Düşünceler kurulu: soruşturur, hakçası
 Kurulun yargısıyla bir karara bağlanır
 Seven gözün payıyla duyan gönlün parçası:
  Senin dış güzelliğin olur gözümün payı,
Gönlüm kazanır aşkın gönlündeki dünyayı.

SONE 47
 Anlaşıp birleştiler benim gözümle gönlüm.
 Karşılıklı iyilik yaparlar, gerek varsa:
 Bir bakışa acıkıp azap çekerse gözüm
 Ya da seven kalbimi hıçkırıklar boğarsa.
 Gözlerim. sevgilimin resim şölenindedir.
 Gönlümü çığırırlar renklerin cümbüşüne;
 Güzlerim de gönlüme konuktur arada bir
 Ve candan ortak olur bu sevdanın düşüne.
 Ya resminle bendesin ya benim aşkımla bak.
 Sen hep can evimdesin uzaklara gitsen de.
 Kalamazsın bendeki düşüncelerden uzak.
 Ben hep onlardayım ya. onlar her zaman sende.
 Onlar uyusalar da resmin işte karşımda,
 Gözü gönlü uyutmaz, şölen yapar canımda.

 SONE 48
 Nasıl da özenmiştim yola çıkmadan önce:
 Değersiz her malımı mahzene kapatarak,
 Tam bıraktığım gibi bulmak için dönünce,
 En güvenli yerlerde, hınzır ellerden uzak.
 Mücevherlerim senin yanında çerden çöpten:
 Sen eşsiz huzurumdun, şimdi yas olacaksın;
 Sen ki canlar canısın, derdim günümsün hepten,
 En adi hırsızların elinde oyuncaksın.
 Ben sandığa koymadım, kilitlemedim.seni;
 Yoksan bile ordasın diye bildiğim yere,
 Can evime usulca sokup gizledim seni,
 Girip çıkasın diye kendi keyfine göre.
 Seni çalarlar ordan bile, işte korkum bu:
 Böyle değerli ödül, hırsız eder namusu.

 SONE 49
 O gün gelsin, hazırım; ergeç gelirse o gün
 Kusurlarıma bakıp kaşını çatacaksın,
 Aşkının değerine ters düşecek gördüğün,
 Bu uyuşmaz hesabı silip kapatacaksın.
 O gün gelsin, hazırım; el gibi geçersin ya,
 O gün gözlerinle, selâm bile vermeden;
 Aşk bürünmüştür artık bambaşka bir kılığa.
 Asık suratın için bulursun birçok neden.
 O gün gelsin, hazırım, alıştırdım kendimi:
 Değerim, hakkım budur diyerek bile bile.
 Kendime karşı tanık, kaldırırım elimi
 Ve savunurum senin haklı özrünü şöyle:
 Zavallı ben’i bırak, yasalar senden yana,
 Gerekçe gösteremem bana sevgi duymana.

 SONE 50
 Yola koyuldum ama, ilerlemek ne de zor;
Şu yorucu yol var ya, ben sonuna vararak
 Rahata kavuşmayı umarken, şöyle diyor:
“Sen ne kadar gidersen dostun o kadar ırak.”
Beni götüren hayvan, üzüntümün yorgunu,
 Güçbelâ yürür benim dert yükümü taşırken;
 Zavallı, bir sezgiyle öğrenmiş sanki şunu:
 Binicisi hız sevmez senden uzaklaşırken.
 Kanlı mahmuzum bile onu öne süremez
 Sağrısını öfkeyle bazen dürtükleyince;
 Yalnızca inilder de, başka yanıt veremez,
 O, derisini deşen mahmuzdan keskin bence.
 Çünkü o inleyişten şu doğuyor kafamda:
 Benim derdim önümde, sevincimse arkamda.

William Shakespeare SoneleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin