0.2

245 30 22
                                    

Bir anda kulağıma doluşan seslerle, ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi açtım. Konuşma sesleri, açık kalmış televizyondan geliyordu. Bir magazin haberi vardı.

"Sayın seyirciler, ünlü şarkıcının eşcinsel olması ve böyle bir birliktelik yaşaması, geçen ay olay olmuştu. Şimdi ise aynı çifti bu sefer nikâh masasında görüyoruz! Gittikleri yurt dışı seyahatinde evlenen çift..." Spiker, anlatmaya devam ederken ben dinlemiyordum.

Dudağımda beliren canlı gülümsemeyle Doğa'yı düşünüyordum. Acaba bir gün biz de bir ilişki yaşayabilir miydik? Evlenebilir miydik? Bir gün... o da beni sever miydi?

Hayal ettiğim anların büyüleyiciğiyle gözlerimi kapattığımda annemin sesini duydum. "Bulut! Ben sana kaç kere dedim, sapıkça şeyler izleme, diye?! İbneler!"

Bakışlarımı ifadesizlikle yoğurup ona diktim. Anneme göre, böyle şeyler sapıkçaydı. Aşık olmak mı sapıkça olan şey?

Ah be anne, keşke bir kere önümde değil yanımda olsan.

Annem, elalemin ne söylebileceğini, benim düşüncelerimden ve duygularımdan daha çok önemseyen bencil biriydi.

Babam, eşcinsel olmasına rağmen bir kadınla evlendirilmiş bir adamdı. Sevdiği adamı, 'ibne' olduğunu düşünen bir avuç şerefsiz öldürmüştü. Babam ise sevdiği adamı korumak için bir şerefsizi bıçaklayınca ve lanet şansın oyunuyla da şerefsiz olünce hapse girmişti.

İnsanlar... o kadar acımasız ki. Bir insanı, aşık olduğu için öldürmek neydi? Hangi kalıba sığardı? Hangi 'adamlığa' sığardı?

Sığmazdı. Kimse sığdıramazdı.

Ben mi? Ben Bulut'um. Babam koymuş benim ismimi, hep özgür olayım diye. Hep özgür hissedeyim diye. Benim de amacım bu... özgür olmak.

Özgür olacağım, intikamımı aldıktan sonra. Bu Dünya'nın bana bir intikam borcu var, ben de almadan özgür olamayacağım.

Tüm özgür olmayanlar için alacağım intikamımı. Çünkü biliyorum, sen de tutsaksın, hepimiz tutsağız.

Duende I g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin