"sabah indiğim anda seni arayacaktım ama uyandırmak istemedim, aslında mola verdiğimizde de saat geç olmuştu bu yüzden aramayıp sadece mesaj attım. endişelenmene gerek yok anne..."
sonlara doğru ses tonum azalsa da olabildiğince kendimi acındırmaya çalışıp kızmamasını sağlamaya çalışıyordum, dayanamaz o. annemin benim için endişelenmiş olmasını asla istemezdim.
"mesaj atmamış olsaydın ciddi bir azar yiyebilirdin bay yang ama şimdi aramadığın için kızsam ne olacak, sonuç olarak gitmişsin artık. beni uyandırmamak için aramamış olmandan da etkilenmedim değil." sesinden bunları gülerek söylediği belliydi, ben de güldüm.
"ben şimdi kapatayım uzun bir süre aramam belki, bilemiyorum. yerleşme falan."
"sorun değil tatlım nasıl istiyorsan öyle yap. bir sürü öptüm yanaklarından, güzel vakit geçir. sakın başına bela alma."
"merak etme, uslu yang jeongin olacağım. kapatıyorum."
telefonu kapatıp cebime attım. beş dakika önce taksiden indirdiğimiz bavulumu sapından tutarak kaldırımda adımlarımı sürdürdüm.
"gidebiliriz."
"kızdı mı?"
"hayır, o bana kıyamaz."
sessiz kalıp cevap vermediğinde anladığını göstermek için başını ağırdan aşağı yukarı salladı.
kaldırımda yürümeye devam ederken etrafıma bakmıyor, sadece yerdeki kaldırım taşlarını sayarak yanımdaki gölgeyi takip ediyordum. yavaşladığında ve sonunda durduğunda yanında durdum, bakışlarımı taşlardan çekip önce yanımdakine sonra bir süre karşımda duran iki koca binaya baktım.
siyah, ince demirden yapılma giriş kapısından bahçeye girerken güvenlik görevlisi olduğunu tahmin ettiğim adam kulübesinden çıkarak yanımıza geldi ve bizi durdurdu.
"kimliklerinizi göreyim beyler."
"hadi ama beni tanıyorsun daehwi amca."
"prosedür böyle hyunjin. hadi uğraştırma beni, hadi." hyunjin tatlı tatlı oflayıp benim gibi kimlik kartını çıkarırken bir yandan benimle sessizce sohbet etmeye çalışıyordu.
"nasıl hissediyorsun?" çantamın içinden çıkardığım cüzdanımdan kimliğimi alıp karşımdaki adama uzattım.
"bilmiyorum. buranın havası farklı, yeni yer falan... okul büyük gözüküyor, kesinlikle ilk hafta her gün kaybolacağım ve sen şu an tanıdığım tek kişi olduğun için her gün ben tarafımca aranarak rahatsız edileceksin." o da kimliğini çıkartıp uzatırken sadece gülümsemişti.
"telefonlarını açacağım ama arayacağın tek kişinin ben olmayacağımdan emin olabilirsin." anlamaz surat ifadem ile ona baktığımda göz kırparak sırıttı. sanırım arkadaşlarıyla falan tanıştıracaktı, bu güzel olacaktı.
• • •
"şey, hocam iyi öğlenler." hyunjin çekingen adımlarla müdür yardımcısının masasının önüne yaklaştığında ben de peşinden giderek onun arkasında, bir adım gerisinde durdum.
"merhaba hyunjin. bakıyorum da dönmüşsün, erkencisin bu sefer."
"evet öyle oldu. tatilimi burada, arkadaşlarımla geçirmek istedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
şehirlerarası otobüs, hyunin
Fanficotobüs yolculukları sayesinde tanışan ikiliden birisi diğerini tesadüfen kendi okulunda ağırlıyordu. yaz tatilinin iki ayını burada geçirecek olan, olabildiğince derslerine çalışacak ve bunun yanında tatilini de harcamadan eğlenerek keyfini çıkaraca...