BÖLÜM 7

230 16 7
                                    

İblis iki kapı uzaktaydı. O odadan yürüyerek çıktım ve Teruko'ya bağırdım.

''Vur!''

Bir 'tak' sesiyle çocuklar güvenli bir odaya gittiler. İblisle odada kaldık. Tabii ki Tanjirou da sürpriz bir saldırıyla içeri daldı. Tam yanıma zıpladı. Katanasını sıkı sıkı tutarken benimle konuştu.

''Çocuklar nerede?''

''Merak etme, güvenli bir yerdeler.''

Biz konuşurken iblis karnındaki tsuzumiye vurdu. Bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum. O yüzden sadece yukarı zıpladım. O tsuzumi pençe tsuzumisi imiş. Tanjirou ''Michi!'' diye bağırıp benim üstüme atıldı. Beni kendi yanına çekmeye çalıştı. Ama o pençeden kurtulamadım. Pençe bedenimin sağ tarafını sıyırdı, başımdan ayağıma kadar. Ve açıkta kalan derim, sağ elim ve kolumla sağ bacağım kanamaya başladılar. Ve feci bir şekilde sızlamaya başladılar. İlk değildi ama yine de çok acıyordu. -Ayrıca ben iblistim evet ama iblis olduğum gibi de yarı insanım. Yaralarımın iyileşme süresini kendim ayarlayabiliyorum. Hatta şu an istesem yaralarımı anında iyileştirebilirim. Ama o zaman da çok dikkat çekerim diye yapmadım.

İblis Tanjirou'ya seslendi.

''Marechi'yi bana ver. Verirsen hayatını bağışlarım.''

Ben yerde kıvranırken Tanjirou elini sol omzuma koydu.

''Her ne olursa olsun ikimiz de senin karşında pes etmeyeceğiz!''

İblis kendi kendine yine söylenmeye başladı.

''Pes etmek... Pes etmek... Pes etmek, ha? Kaybolun! Kaybolun sizi pis böcekler!''

Kollarını iki yana açtı.

''Hızlı Davul Çalma!''

Bu tsuzumilere daha da hızlı vurabiliyor muymuş?! 

Hazırlanıp vurmasını bekledim. Yaralarıma rağmen savaşmalıydım. Vurmaya başlayınca ise yine şaştım. Kollarını takip edemiyordum. Vuruşları çok hızlıydı. Hareketlerimi kestiremiyordum. Kullanabileceğim bir tek teknikler kalmıştı. Nefes alışlarımı ve hamlelerimi ona göre ayarlarsam iş çocuk oyuncağı olacaktı.

''Tam Konsantrasyon! Müziğin Nefesi: Yedinci Kata! Ritim ve Dans!''

Yerimde durmadan ve  yere basmayı en aza indirerek odanın duvarlarında dans edercesine zıplamaya başladım. Tanjirou da saldırısına hazırlandı.

''Tam Konsantrasyon! Su Nefesi: Dokuzuncu Kata! Sıçratan Su Akışı; Burgaç!''

Tanjirou da az yere basarak hızını yükseltti ve çember halinde cidden bir burgaç oluşturdu. İkimiz aynı anda atılıp makas tekniğiyle iki katanayla iblisin başını kestik. Tanjirou iblisin başını kesmeden hemen önce iblisi duygulandıracak bir şey söyledi.

''Senin İblis Kan Sanatı'n harikuladeydi!''

Oda dönmeyi bırakınca yere oturdum. Yaralarım daha da sızlamaya başlamıştı. Benim gibi Tanjirou da ayakları üstüne düştü. Savaş bittiğinden derince bir nefes aldı ve birden yüzü acıyla buruştu. Kendi kendine ''Ay da da da da da da..'' diye ses çıkardı ve ''Yanlışlıkla derin nefes aldım!'' diye söylendi. Ama acısına rağmen benim yanıma geldi. Elini kolumdaki yaraların üstünde gezdirdi. 

''İyi misin?''

Başımı evet anlamında sallayınca iblis de konuştu.

''Velet... Cevap ver. Sence benim İblis Kan Sanatı'm harikulade miydi?''

Tanjirou beni bırakıp anlamlı anlamlı iblisle konuştu.

''Harikaydı. Ama, insanları öldürmeni affedemem.''

tsuchinoto // KnY Fan-FicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin