BÖLÜM 9

351 24 39
                                    

Ben hala ormandayken yabancı gitmişti. Etrafta maskeli kişiler dolaşıyordu.(medya)

Çok yorgun hissediyordum. Hem saat geç olmuştu hem de kendimi fazla yormuştum. Zehirlendim mi acaba diye düşünmeden edemedim. Üşümeye de başlamıştım. Kesin zehirlendim. Ya ölümcülse? Gözlerimi kapattım. Son duyduğum kargaların duyurusuydu.

''Tanjirou ve Nezuko göz altına alınıp merkeze götürülecek! Michi Oyakata-sama'nın isteği üzerine merkeze götürülecek!''

''Tanjirou ekoseli haori giyiyor ve alnında bir yara izi var! Nezuko bambu ağızlık takan bir iblis kız! Michi yaprak desenli beyaz haorisi ile beyaz saçlı küçük bir çocuk!''

---

Kakushilerden iki kişi ormanda göz altına alınması gereken beyaz haorili kızı arıyorlardı. Aralarında da tatlı, küçük bir sohbet dönüyordu. 

Sohbetleri devam ederken yerde yatan bir kız gördüler. Tarifteki gibi beyaz bir haorisi, haorinin üstünde de yaprak desenleri vardı. Kakushilerden erkek olanı hemen kızın yanına koştu. Diğeri koşmaya başlayınca kız olan da peşinden koştu. Erkek kakushi yerde yatan kızı çevirdi. Kızın sağ tarafı tamamen bandajlıydı. Yaraları gözükmüyordu ama bandajın üstünde yavaş yavaş kan izleri belirginleşmekteydi. 

Kız ise her şeyden habersiz yere yatmış mışıl mışıl uyuyordu. Kakushi diğerinin kolunu dürttü.

''Galiba bu Oyakata-sama'nın, getirilmesini istediği kız.''

''Çok minik gözüküyor.''

''Evet.''

Erkek kakushi kızı kollarından tutup hızlıca sırtına aldı. Aldığı gibi de şaşırdı.

''Oha! Bu kız tüy gibi, çok hafif!''

Kız olan bozuldu.

''Mhm, şanslısın. Bana şu örümcek kafaları taşıma görevi verildi.''

Erkek kakushi sessizce gülüp yola devam etti. Kelebek Tsuguko'su Kanao Tsuyuri'nin yanına varana kadar. Tsuguko'nun yanına varınca sırtındaki kızı gösterip sordu.

''Bu kızı da mı Kelebek Konağına götüreceğiz?''

Tsuguko nazik ve ince sesiyle cevapladı.

''Evet, hepsini Kelebek Konağına götürelim.''

Ve kakushilerin uzun yolculukları başladı.

---

Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm birkaç metre ilerisindeki konak oldu. Sonradan birinin sırtında olduğumu fark ettim. Onun sırtından inmeye çalıştım ama kaslarım sanki beni dinlemiyordu. Kolumu dahi kıpırdatamıyordum. Tek yapabildiğim konuşmak oldu.

''Neredeyim ben?''

Beni sırtına alan kişi başını bana çevirdi. 

''Prenses uyanmış.''

Tanımadığım maskeli kişiler tarafından sırtta taşınmaya alışkın biri değilim. Kimin ne niyetle taşıdığını da bilmiyorum. Erio'ya anlatmasam iyi olur. Yoksa ''Orta yerde neden yatıyorsun? Ben sana demiştim ama! Niyeti kötü olanlar da var! Yolda gördüğün her insanı kendin gibi sanma demedim mi? Dedim! Sen ne yaptın? Orta yere kabak gibi yattın! Aferin var ya aferin!'' diye boşu boşuna milyonlarca kelime dökerek beni pişman ederdi. 

Beni taşıyanın kötü niyetli olduğunu düşündükçe daha çok endişelenmeye başladım. En sonunda da yaygarayı kopardım.

''İNDİR BENİ AŞAĞIYA! DOKUNMA BANA!''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 23, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

tsuchinoto // KnY Fan-FicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin