Gecikmiş doğum günü mektubu💉

4.5K 483 148
                                    

6 Mart 2020

"Merhaba Ege, ben Meriç.

Beni hatırlıyorsun değil mi? Tabii ki hatırlıyorsun. Sen Ege'sin. Senin öylesine güzel bir kalbin var ki, beni hatırladığına gönül rahatlığıyla inanarak bu satırları yazıyorum.

1 sene ve 7 ay geçti seni toprağa verdiğim günden beri. Bedenen beni yalnız bıraktığın günden beri 19 ay geçti, Ege. Ama biliyorum, buradasın. Seni hissediyorum.

Günleri ve dakikaları hiç saymadım, Ege. Bunu yapmayacağıma dair söz verdim kendime. Takılıp kalmayacağım. Aksine, mücadele edeceğim. Savaşacağım. Senin gibi hayata 1:0 geride başlayan her çocuk için. Beklemediği anda hayattan ardı ardına onlarca darbe yiyen her masum için çabalayacağım.

Derslerime çok iyi çalışıyorum. Mezun olduktan sonra çok iyi bir doktor olmak için. Hayattaki asıl amacım bu değil, sen de biliyorsun. Yanımda uyuduğun gecelerde sana bunları anlatırdım, her mezarına geldiğimde de. İyi bir insan olmak istiyorum ben, Ege. Beni unutmasınlar istiyorum, aynı senin gibi. Gözlerimi hayata kapattıktan sonra bile insanların beni yüzlerinde gülümsemeyle yad etmesini istiyorum. İnsan olmak bu değil mi? Yardım etmek, mutlu etmek. Evet, evet. Benim istediğim şey tam olarak bu.

20 sene önce bugün sen doğdun. Sadece 18 senesini yaşayabildin, ben ise sadece 1 haftasına tanık oldum. Ama önemli olan bu değil. Ben nefes aldığım sürece, sen benim kalbimde, ruhumda ve zihnimde yaşamaya devam edeceksin.

Ölmek gözlerini kapatmak demek değil. Asıl ölüm unutulmaktır. Barış Manço ne derdi, biliyor musun? Adını hatırlayan son insan da dünyadan ayrıldığı zaman ölmüş olursun. Ben senin adını her zaman yaşatacağım, Ege, her zaman.

İki hafta önce hastanede bir bebek gördüm. Yüzü tıpkı seni anımsatıyordu, Ege. Açık kahverengi kıvırcık saçları, bal rengi gözleri, ince burnu ve dolgun dudakları. Gülümsüyordu, Ege. Tıpkı senin bana bir kere gülümsediğin gibi.

Annesi ve babasıyla beraber getirilmiş hastaneye. İkisinin de durumu kötüydü, araba kazası geçirmişler. Annesi ruhunu teslim etmeden önce yanında duruyordum, biliyor musun? "Oğlum sana emanet." dedi bana. Hiç emanete sahip çıkmaz mıyım?

Ne kadın hakkında ne de eşi hakkında hiçbir şey öğrenilmemiş. Adli tıpa gönderildiler, kimlik doğrulama işlemleri başarısızdı. Bebeğin bile adını öğrenemedik. Sadece yaklaşık 1 yaşında olduğunu tahmin ediyoruz. Daha yeni yeni yürümeyi öğreniyor.

Ona Ege diye sesleniyorum. O da alıştı artık. Seslendiğim zaman dönüp bana bakıyor. Daha tam çıkmamış dişleriyle gülüyor bana, yanıma gelmeye çalışıyor. Bir süre hastanede göz altında tuttuk, sonra yetimhaneye gönderme kararı aldılar minik Ege hakkında. Buna asla izin vermedim.

Resmi olarak Ege'yi benim annemin ve babamın nüfusuna almak için işlemleri başlattık. Sanırım teoride minik Ege'yle kardeş olacağız ama ben biliyorum, Ege aslında benim oğlum. Her zaman öyle olacak.

Ben senin adını çocuğum ile beraber yaşatacağım, Ege. Ona hep senden bahsedeceğim. Tıpkı babası gibi, Ege'nin de senin çok sevmesini sağlayacağım.

Ve Ege için kimlik çıkardığımız zaman o artık senin adını ve benim soyadımı taşıyacak. Doğum günü ise 6 Mart 2019 olarak bilinecek.

İyi ki doğdunuz, kalbimin en güzel iki Ege'si.

Sizi her zaman sevecek olan,

Meriç Anıl Keskin."

DOKTOR •bxb•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin