son💉

13.1K 1.1K 531
                                    

10 yıl sonra.

Meriç
Ege

"Ege, buraya gel."

Kısa bir süre sonra Ege yanıma vardığında o da benim gibi eğilerek dizlerinin üzerine oturdu.

"Mezarlıkta koşmak yasak, hani konuşmuştuk oğlum."

Ege bana en masum bakışlarını attıktan sonra dudağını büzdü.

"Koşarsam toprağın altındaki Ege amca kızar mı bana, baba?"

Burukca gülümseyerek önümdeki mezar taşına baktım.

"Ege amcan sana hiç kızmaz. Ama onu rahatsız etmek istemeyiz, değil mi?"

Ege cevap vermediğinde benim gibi eliyle mezar taşını okşadı.

"Ege amca beni görseydi sever miydi?"

"Severdi, oğlum."

"Peki neden görmedi?"

"Ölüm var, oğlum. İnsanları birbirinden ayırabilecek kadar güçlü olan tek şey, ölüm. Bu yüzden insanların kıymetini bilmelisin, onlara değer vermelisin ve üzmemelisin. Çünkü ölüm çok ani gelir ve hiç beklemediğin an en sevdiğin kişiyi senden alıp götürür."

"Peki neden götürür? Hiç geri vermez mi?"

"Şimdi iyi dinle beni. Yıllar önce hayat ölümü çok sevmiş, aynı benim Ege amcanı sevdiğim gibi. Ve ona gep hediyeler göndermiş. Ölüm, hayattan başka bir şey alamadığı için, hayatın ona gönderdiği hediyeleri sonsuza kadar saklamış. Şimdi anladın mı, oğlum?"

 Şimdi anladın mı, oğlum?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

SON

Öncelikle kısa hikaye olmasına rağmen bunca süre yanımda olan bütün okuyuculara teşekkür etmek istiyorum.
Sanırım bu hikayenin okuyucu kitlesi benim tam olarak ulaşmak istediğim kitleydi, az ve öz.

Tabii ki diğer hikayelerimin okuyucularını da aynı şekilde çok seviyordum ama bilirsiniz, şimdiye kadar çoğunlukla romantik komedi yazdım, onu herkes sevebilir.

Ama dramatik hikayeleri sevip okuyanlar çok özeldir.

Hep böyle özel kalın.

Ve son bir şey daha,
mucizelere gerçekten yer yok.

Sevgilerle, Hande.🍁

DOKTOR •bxb•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin