Korkudan titremeye başladım. Ama yine de ne olursa olsun doğruları anlatacaktım. Fakat merak ettiğim bir şey vardı. O Kenan Kadiman’dı. İsterse benim kim olduğumu anında öğrenebilirdi ama yine de bana soruyordu. Neden?
Tüm bunları düşünürken Kenan Bey sorguya başlamıştı.
“Kimsin sen?” yumuşak sesiyle konuşması beni bir an rahatlatmıştı.
“Ben.. İlkim.. İlkim Yaman. Emel-Ferhat Yaman’ın kızıyım. İlk çocukları olduğum için adımı İlkim koymuşlar.” Sanırım adımı İlkim koymalarının sebebi gereksiz bir cevaptı.
“Evet?” dedi devam etmemi istercesine.
“Henüz 8 yaşındaydım. Annem ve babam bir gece baş başa yemeğe çıkacaklardı. Bende onlarla gitmek istedim fakat izin vermediler eve geç döneceklerini bu yüzden merak etmememi söylediler.”
“Sonra..?”
“Sonra… Aradan 1 saat geçmişti ki.. Kapı çaldı. Korktum.. Kapının yanında tabure vardı onu kapının önüne çektim ve üzerine çıktım. Delikten kimin geldiğine baktım. İki tane kadın vardı. Ceket, beyaz gömlek ve etek giymişlerdi. Giyinişleri anneme çok benziyordu. İş arkadaşlarıdır diye tahmin ettim ve tabureyi çekerek büyük bir heyecanla kapıyı açtım.” Birden o an gözlerimde canlandı ve göz yaşlarımın akmasına karşı gelemedim. Konuşmaya devam ettim. “Sonra bana ‘İlkim sen misin canım’ dedi. ‘Evet ama annem evde değil babamla dışarıdalar’ dedim. ‘Annen bizim seni almamızı istedi. Seni bir yere götüreceğiz. Senin yaşlarında birçok çocuk var. Yeni arkadaşlara ne dersin?’ dedi gülerek. O an ki çocukluk aklıyla ‘Eveeet!’ dedim. Beni ellerimden tutarak götürdüler.”
Hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Ağlamaktan gözlerimin şiştiğine emindim.
“Peki, sonra ne oldu?”
“Oraya gittiğimizde saat çok geçti. Uykum gelmişti zaten. Beni bir yatakhaneye soktular ve birde pijama verdiler. ‘Bunları giy ve şu yatağa yat uyu ’ dedi bir yatağı göstererek. ‘Arkadaşlarınla yarın oynayacaksın.’ O an arkadaş heyecanıyla annem ve babamı unutmuştum bile. Çünkü oturduğumuz yerde hiç arkadaşım yoktu. Okulda da sadece bir arkadaşım vardı. Gözlerimi kapattım ve uyumaya başladım.”
Derin bir nefes aldım konuşmakta zorlanıyordum. Güçlükle de olsa anlatmaya devam ettim. “Sabah olduğunda herkes benim yanıma gelmişti hepsi benimle konuşmaya çalışıyordu. Okuldakiler gibi değillerdi ve bana biraz da olsa acıyarak bakıyorlardı. Sonra içlerinden biri bana ‘Üzülme yakında unutursun’ dedi sonra bende şaşırmış bir şekilde ‘Neyi?’ dedim. Benden birkaç yaş büyük olan bir çocuk ‘Buraya sadece annesi ve babası olmayanlar gelir. Sende geldiğine göre seninde ailen olmamalı’ dedi. Bilmişlikle ‘Sizin adınıza gerçekten çok üzüldüm fakat benim annem ve babam var’ dedim. ‘Belki de ölmüşlerdir’ dedi içlerinden birisi. ‘Nee!’ diye bağırıp ağlamaya başladım. Daha sonra dün evimize gelen kadınlardan biri beni kucağına alarak küçük bir odaya götürdü. Odaya gittiğimde diğer kadın ve bir de polis vardı.”“Sana ne dediler?” diye şaşkınlık ve endişeyle karışık ses tonuyla sordu Kenan Bey. Sonra bir şey mırıldandı. Ne dediğini anlamadım fakat anlatmaya devam ettim.
“Bana annemin ve babamın dün gece trafik kazasında öldüklerini ve cennete gittiklerini söylediler. Korktum.. Çok korktum.. Kabullenmemişçesine çığlık çığlığa bağırmaya başladım. ‘Anneee!’ ‘Babaa!’ ‘Beni bırakmayın!’ Kadın beni kucağına alarak odadan çıkarttı. Ona yumruklarla vurup bacaklarımla debeleniyordum. Hiç tepki vermeden yürümeye devam etti. Beni bir odaya soktu. İçinde sadece bir yatak vardı. Beni yatağa bırakarak dinlenmemi söyledi. Ama dinlemiyordum hala çığlık çığlığa bağırıyordum. Odadan çıkıp kapıyı kilitlediğinde arkasından koştum ve kapıya vurmaya başladım. Ona salak, deli, aptal gibi kelimeler söylüyordum. Ve sanırım okulda öğrendiğim bir küfürü söylemiştim” dedim az da olsa tebessüm ederek. “O an Çocuk Esirme Kurumu’nda olduğumu anlamıştım.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH GÜVERCİN
Romance-Sen benim için bu denli önemliyken ben senin için neyim Ceyhun? -İlkim saçma sapan konuşmayı kes! -Ben senin gibilerin her gece altında inlettiği kızlardan değilim! Anla bunu! diye bağırdım gözlerim biraz daha burada durursam ağlayacağımı belli ede...