KAYIP PRENSES

10. bölüm

Hayır ben hiç bir şey saklamadim. Sana gerçeği söyledim.

Hiçbir farkı yok

Hayır arada büyük bir fark var. Ben senin karşına kanlı canlı çıktım. Ama o sadece rüyanda gördün.

Sen.. bunu nereden biliyorsun?

Arkası dönük cevap yok

SANA CEVAP VER DEDİM

ÇÜNKÜ SENDEN HOŞLANIYORUM. BUNU KABUL ETMEK İSTEMEDİM. AMA KARŞIMA TEKRAR ÇIKTIN

Dibime kadar gelmişti güçlerinden biri de hızdı. Ona doğru bir adım daha attım ve kafamı kaldırdım

BEN SENİN KARŞINA ÇIKMADIM. SEN BENİM KARŞIMA ÇIKTIN. Sanki ben bu durumdan memnunum.

Gözlerinin karanlığında bir anlığına kayboldum.

Bu bizim yazılmış kaderimiz. Sözleri hatırla.

BENİM KADERİM BU DEĞİL. Ne saçmalıyorsun sen biz diye bir şey yok.

Ama siz diye de bir şey yok

Arkamı döndüm ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.

SANA BUNU KANITLAYACAĞIM

Odama gittim ve sinirle volta atmaya başladım. Bir süre dünyaya gidecektim. Kafamı toparlamaya ihtiyacım vardı. Söylediği hiçbir şeyi sindirememiştim. Kabullenmek istemiyordum. Onm eden yazılan ya da söylenen sözlerle hayatımın şekillenmesini istemiyordum. Kimse hayatımı yönlendiremezdi buna izin vermezdim.

Aynadaki görüntüme baktım. Gözlerim sinirlendiğim için istemsizce koyulaşmıştı.

Derin nefes al sadece derin nefes al

Öfkem geçmemişti. Odanın içinde bir süre volta attım.

...
Hızla büyük salona gitmiştim.
Anne baba ben dünyaya bir süreliğine gidiyorum.

Neden gidiyorsun ?Kızım tehlikeli dünyaya gitmen.

Kafamı toplamam gerekiyor. Ve bir süre uzaklaşmaya ihtiyacım var.

Tek başına gidemezsin. Koruma ile gidebilirsin.

Kesinlikle hayır. Ben gücümü kullanarak kendimi koruyabilirim.

Emin misin

Evet son kararım.

Bir şey olduğunda derhal buraya gel veya bize işaret vereceksin anlaştık mı

Tamam o zaman ben gidiyorum . Görüşürüz

Şuan her şeyin başladığı yere geldim. Bu olayların ilk başladığı yere.İlk çarpıştığımız yer prensle ! Ama göz rengi farklıydı . Nasıl yani Lavaboya gittim ve göz rengine baktım. Şuan kahverengi göz rengim bal rengiydi. Güçlerimi buraya gelmek için kullandığım için onun buraya gelmesiyle göz rengi değişti.

Çarpıştığımız yerde durdum. İlerdeki kapıya doğru gittim. Büyük ihtimalle buradan çıkmıştı. Kapıyı açtım ve ışıkları açtım. Burası depoydu. Depodaki masaya doğru gittim üstünde bazı evraklar vardı. Okul malzemeleri.... Çekmecelerde ıvır zıvır şeyler vardı. Küçük köşedeki çekmece olduğunu fark ettim. Çekmeceyi kolayca açtım ve içinde işlemeli metal bir kutu vardı. İçinde ne varsa önemli bir şeydi. Kutunun bir kilidi yoktu. Bir boşluk bile yoktu. Ateş elementini kullandım ama bir işe yaramadı. O sırada kutunun altında bir boşluk olduğunu gördüm. Neden boşluktu . Anahtar yeri değil veya basılacak bir boşluk değildi. O sırada boşlukta kan izi gördüm. Yoksa kan mıydı anahtar. Belki de benim kanım açabilirdi. Çekmecede gördüğüm bıçakların yanındaki iğne kutusundan iğne aldım ve parmağıma batırdım . Kanım boşluğa yayıldı ve kutunun işlemeleri ışıldamaya başladı. Kutu çıt sesi ile açıldı. Sadece benim kapağını açmam gerekiyordu. Derin bir nefes aldım. Bunu görmeye hazır mıydım bilmiyorum ama görmek zorundayım.