Bölüm 41: Bölüm İşte Ama Lunaparklı

5.1K 252 100
                                    

BENİ TAKİP EDİP BİR SEVAP MI İŞLESENİZ FALAN? DAHA SIK BÖLÜM GELİR BELKİ...

"Gece gece bok vardı Gürkan!"

"Çık şuraya Gökhan. Oraya değil!"

"Şimdi ne yapacağım?"

"Elini ver. Tamam geldin. Sıradaki?"

Gecenin bu saatinde şu diyoloğu duymamın tek sebebi Gürkan'ın çalıştığı lunaparkın ve içindeki tüm aletlerin anahtarlarını bir şekilde almış olmasıydı. Onlar demirlere tırmanıp içeri girerken bizde yavaşça yandaki kırık parmaklığın arasından içeri girdik. Gökhan ve Gürkan parmaklığın arasından geçilebileceğini görüp birbirlerine mal mal baktılar.

Hepimiz hızla bir yerlere dağılırken Ulaş elimden tutup beni çarpışan arabaların olduğu yere getirdi. Eli elimdeyken ona baktım.

"Hani dünyanın en saçma fikri bu saatte rahatını bozmaktı?"

"Öyle. Ama madem saçmalıyoruz daha da saçmalayalım."

"Nasıl daha fazla saçmalayabiliriz acaba?"

Büyüttüğüm gözlerimle ona bakarken gülümsedi. Ardından baş ve işaret parmağını ağzına götürüp ıslık çaldı.

Küçük peluş oyuncakların 1 tl karşılığında yakalanarak alındığı makineye büyük bir heyecanla yaklaşan Gökhan bize döndü.

Gelin maketinin yüzsüz kısmına yüzünü koyan Feride'yle, onun fotoğrafını çekmeye hazırlanan Gürkan mesajı almışcasına gülümseyerek bize baktı.

Üç boyutlu filmlerin olduğu yere girmek için ilerleyen Rüya ve Ömer de bize yaklaştı.

Hepsi yanımıza geldiğinde pembe olan arabayı hızla kaptım. Pembe damatlık yoksa pembe araba var!

Herkes sevgilisiyle çarpışan arabaya bindi. Gökhan hariç. O saptı, biliyorsunuz. Tüm sinsiliğimi yok edip şirin şirin yanımdaki sevgilime gülümsedim. Gürkan arabaya geçmeden önce onları çalıştırıp hızla Feride'nin yanına oturdu.

Arabanın çalışmasıyla Gürkan'ların olduğu tarafa saldıran Ulaş onlara çarptığında oldukça mutlu oldu.

Sonraysa arkamızdan Ömer çarpınca rekabetçi ruhumla Ulaş'ın tuttuğu direksiyonu çevirip kontrolü ele aldım. Bir tarfımızda Gökhan, diğerinde Ömer ve Rüya varken arabayla ileri gidip onların çarpışmasını sağladık. Ulaş başıma öpücük koyup tektar en büyük hobisiymişçesine Gürkan'a saldırmaya devam etti.

Arabaların süresi dolunca indik. Herkes önceden yaptığı işe dönünce bizde Ulaş'la atlıkarıncanın arasına girip oturduk. Başımı omzuna koydum.

"Dövme yaptırdığın yer acıyor mu?"

"Hayır. Kızarıklığı da gitti artık. Ama o beğendiğim sayfadaki dövmeler de aklımda kalmadı dersem yalan olur."

Gülümsedi.

"Zamanı geldiğinde yaptırırsın eğer çok istiyorsan."

Başımı omzundan çekip korkuyla ona baktım. Canımı yolda mı buldum ben?

"Hayatta yaptırmam. Çok acıtıyor, sen nasıl dayandın?"

"Bilmem. Hoşuma gidiyor herhalde."

"O gördüğüm güzelim dövmelerin üstümde olmasını ve onlara dokunmayı çok isterdim."

Telefonumu çıkarıp o dövmeleri Ulaş'a gösterdim.

Telefonumu çıkarıp o dövmeleri Ulaş'a gösterdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Öyle'yse güzel |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin