Merhabalar arkadaşlar nihayet kitabımıza ilk bölümü atabildim. Umarım beğenirsiniz. Yorum ve beğenilerinizi eksik etmezseniz sevinirim. Çünkü buna göre bu kitabıma bölüm atacağım. İyi ve keyifli okumalar...
Aslı'dan
Bir kış günüydü onu tanıdığım da. Hava yağmurlu ve ıslaktı sokaklar. Yağmurda ıslanmayı sevenlerdenim. Sonu hastalık olsa bile vazgeçemezdim yağmurda ıslanmaktan.
Yağmur yağdı ben yürüdüm. Yağmur yağdı ve ben hiç olmayan sevgilime ağladım. Sahi siz de bu durumu hiç yaşadınız mı?
Cebimde telefonum titredi aldırmadım. Bilinmeyene doğru bilmediğim sokaklarda öylece yürüyordum. Bile isteye kaybolmuştum sokaklarda. Telefonum bir daha titredi. Bu sefer kayıtsız kalmadım ve bildirimlere baktım. Sosyal medyada yazdığım bir yoruma birisi cevap yazmıştı. Ve bir de mesaj gelmişti. Önce bildirime baktım. Düşsel Avuntular diye bir sayfada “Gittiyse üzülme, kaderini kendin baştan yaz ve hayata devam et” diye bir yorum yazmıştım. “Peki kaderin ben isem?” diye cevap yazmıştı. Sinirlenmemek için zor tuttum kendimi. Yine saçmasapan biri saçma yorum yapıyor sinirlenme, devam et dedim kendikendime. Mesaja bakmaya bile gerek duymadım. Bütün şevkim kaçmıştı. Zaten çokta ıslanmıştım geri dönmeye karar verdim ama nasıl döneceğimi bilmiyordum. Çünkü kaybolmuştum. Buralara daha önce gelmediğim için anayola nasıl çıkacağımı dahi bilmiyordum. Sonra teknoloji çağında olduğumuz aklıma geldi de Google amca sağ olsun yolu tarif etti ve anayolu bulup bir taksiye atladım.
“Kusura bakmayın buraları da ıslattım ama...” dedim devamını getirmedim.
“Olur mu ablacım kafanızdan aşağı bir kova aşağı su döküp binmediniz ya. Yağmurun azizliğine uğramışsınız. Geçmiş olsun” dedi oysa bir kova suyu kendim başımdan aşağı dökmüş sayılırdım. Hem ben nereden ablası oluyorsam. Neyse bugünde bütün aksilikler beni mi buluyor nedir?
Eve geldiğimde neredeyse akşam oluyordu. Kapıyı çalmadım kendi anahtarımla açıp odama sessizce süzülmek en iyisiydi. Ama tabiki düşündüğüm gibi olmadı. Kapıdan içeri girer girmez annem karşımda eli belinde, ayaklarını yere vurur şekilde buldum. Kahretsin kesin pencereden bakıp beni beklemişti. O konuşmadan ben başladım.
“Biliyorum geç kaldım. Ama isteyerek değil inanmayacaksın ama kayboldum”.
Külliyen yalan, bile isteye kayboldum. Annem hemen inanmıştı ve neyse ki gerisini anlatmamı bekliyordu.
“Yağmurun altında dolaştım durdum sokaklarda. Allah’tan internetim vardı da yolu bulabildim. Hemen bir taksiye atlayip geldim eve. Baksana kaç olmuş. Napim sultanım kaybolmak benim suçum mu”. Annem birşey diyecek gibi oldu. Hemen devam ettim. Yoksa uzun uzun konuşur aklınıza gelmicek bir sohbetin içine girebilirdik. O yüzden hemen toparladım.
“Hem baksana nasıl ıslandım. Üşüdüm odama gidebilir miyim?” dedim. İşte bu onu can evinden vurmaktı.
Şöyle bir gözlerini kıstı. Baktı inceledi ve sonunda “Hadi git çok ıslanmışsın. Sonra bana anlatacaksın nerede nasıl kaybolduğunu..!” dedi.
Dediğini ikiletmeden koşa koşa odama çıktım. Arkamdan “iyice kurulan” diye bağırdığını duydum en son.
Odama çıktığımda tamda annemin dediği gibi üstümü değiştirip iyice kurulandım. Gerçekten çok üşümüştüm. Isınmak için yatağın içine girdim. Yorganı ve battaniyeyi iyice üzerime çekip elime aldım telefonu. Ekranda bir bildirim olduğunu görünce aklıma geldi sosyal medya da bana mesaj geldiği. Sonra yapılan yorum aklıma geldi kim olduğuna bile bakmamıştım. Kimse kim dedim mesaja bakmaya karar verdim. Telefon elimde bir kez daha titredi. Bir mesaj daha gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Geleceğe Adımlar
Ficção Adolescente❤️❤️❤️Bir Mesafe Aşkı ❤️❤️❤️ Göz göze ilk gelişimizdi. O maviş gözleri ile albenisini tüm benliği ile bana sunuyordu. Ben ise ne yapacağını bilemez halde ona öyle bakıyordum. Sonra birden aramızdaki mesafeyi kapattı. Ellerini belime doladı. Öylece k...