Oyuna Başla 6°Bölüm

112 25 4
                                    

27.03.2020

Oyuna Başla

Bölüm 6

“Açık Arttırma.”



Hayatımız da ki en büyük doruk noktası ne olabilirdi ki. Her zaman bir gün hayatımda önemli bir anın geleceğini hayal ederdim, ama bu hayaller basitti. Belki iş bulma, belki mezuniyet, belki ailesel bir karar, yada herhangi bir şey. Keşke hayalim de ki gibi basit bir olaydan dolayı hayatımın en önemli noktasında olsaydım. Şimdi bu oyuna girdiğimiz an başladı o nokta ve bu o nokta ben bu oyundan çıkana kadar geçmeyecekti.


Adam iki elini ve üstünde turuncu renkte küre bulunan asasını yere vurdu. Şapkasını başından sol eli ile alıp başını eğdi, hemen ardından doğruldu ve siyah şapkasını geri taktı. “Öyleyse ilk ürünümüzü önünüze sunuyoruz.” Adamın asası ile kırmızı perdenin arkasında ki sağ kapıyı gösterdiğinde kapıdan bir kafes ve kafesinin içinde çok güzel bir kuş vardı.


Morun her tonunu tüylerinde barındıran kuşun buradan bile parlayan mücevher mavi gözleri vardı. Bu kuş asalet kelimesini yansıtıyordu. “Çok nadir bulunan, ağladığında göz yaşları elmasa dönüşen Mirit kuşu.” Bir çok kişi hareketlenmişti. Bu anlaşılabilir di. Bu kuşa sahip olsak para derdimiz olmazdı ama bir kuşu ağlatmaya kıyamazdım, bu kuşa sırf mücevher için zarar verecekleri için içten içe sinirli hissediyorum.


“Seksen bin altın ile başlatıyorum!” Adamın sesi ile hızlıca davranan hemen önümüzde ki kel kafalı adam elindeki kartı kaldırdı. “Yüz bin altın teklif ediyorum.”  Şaşkınlık içerisinde bizimkilere döndüm. Eğer bu fiyatlar hep böyleyse biz tanzanit taşını nasıl alacağız acaba.


Bizimkiler de şaşkın bir yüz ifadesi ile bana bakıyordu. Kahve saçlarını sıkı topuz yapmış olan benim çaprazımdaki hemen arka koltuğumda oturan kadın kartını kaldırdı. “Yüz elli bin altın.” Duyduğum fiyatlar karşısında yutkundum.


“İki yüz bin altın.” İki alt sırada ki kel adımın sol çaprazında baştaki koltukta oturan siyah kıvırcık saçlı adam dı kartını kaldıran. “Sudem sanırım senin yapacağın altına ihtiyacımız var.” Anılı başımı sallayarak onayladım.


“Söyleminize bile gerek yoktu. Tilki maskeli sahnede ki adamın söylediği fiyattan beri buna hazırım.” Biz kendi aramızda konuşurken kuşun fiyatı iki yüz seksen bin olmuştu. Fiyat hızla yükselmeye devam ediyordu. “Üç yüz bin altın.” Hemen iki koltuk ötemde ki sarı dalgalı saçlı kadın kartını kaldırmıştı.


Uzun bir sessizliğin ardından sahnede ki adam asasını kaldırdı ve kadını gösterdi. “Mirit kuşunu beş yüz numaralı kadına sattıyorum...” adam koltuktaki müşterilerden fiyat gelecek mi diye bekliyordu anlaşılan. “Satıyorum...”


En önden bir kart kalktı ve adamın sesi odada yankılandı. “Üç yüz elli bin altın teklif ediyorum.” İki ötemde ki sarışın dalgalı saçlı kadın fısıldayarak söylendiğinden ne dediğini anlamamıştım. “Dört yüz bin altın teklif ediyorum.”


Kadının teklifi ile öndeki kart tekrar kalktı. “Beş yüz bin altın teklif ediyorum.” Anlaşılan adam kuşu almaya kararlıydı. Sahnenin ortasında kuşun yanında dikilen adam asasını kaldırıp öndeki adamı gösterdi. “On numaralı müşterimize satıyorum... Satıyorum...” kadın daha fazla teklif etmedi. “Sattım.”


Kuş geri götürüldükten sonra elinde mor bir kadife kutu ile bir adam girdi içeri. Kutuyu adam açtığında içinde ki beyaz kumaşın içinde ki işaret parmağı inceliğinde ve uzun mor taş ile gözlerim açıldı, bu tanzanit taşıydı. “Sayın müşteriler işte karşınızda tanzanit taşı.” Tilki maskeli adam iki elini yana açtı, hemen kutunun yanında dikilirken.


“On beş bin altın ile satışı başlatıyorum.” Adamın sesi ile hemen ortalarda bir yerde kart yükseldi. “Otuz bin altın teklif ediyorum.”


Başka bir kart kalktı. “Elli bin altın teklif ediyorum.” Elimdeki dört yüz doksan sekiz numaralı kartı kaldırdım. “Elli beş bin teklif ediyorum.” Artık gerçek altınlar bizde kalacakken onlara Sudem’in yaptığı sahte paralar ile ödeme yapacağız.


“Ne kadar büyük miktar söylendiği önemli değil bu taşı almalıyız Çisil.” Sesini fısıldayarak duyuran  Sudem’i onayladım. “Bu kadar büyük miktarda altın yapabilecek misin Sudem? Üstelik miktar git gide artacak sonuçta.” Mazhar da haklıydı.


“Yetmiş bin altın teklif ediyorum.” Arkadan gelen ses ile elimde ki kartı bir kez daha kaldırdım. “Yetmiş beş bin altın teklif ediyorum.”


“Sıkıntı yok, yapabilirim. Bu oyundan çıkmak için elimden geleni yapacağım.” O sırada Sudem’in gelen sesi ile gülümsedim. “Doksan bin altın teklif ediyorum.” Tekrar ortalardan kalkan kart ile bende kartımı kaldırdım. “Doksan iki bin altın teklif ediyorum.”


“Yüz bin altın.” En önde ki az önce ki kuşu satın alan adamdı kartını kaldıran. “Bu adam ne kadar zengin bu kadar?” kaşlarımı çattım ve kartımı kaldırdım. “Yüz on bin.”


“Yüz elli bin.”


“Bu lanet olası adamın bir sınırı yok mu?” Mazhar’ın sesini duymuştum o sıra kartımı kaldırdım. “İki yüz bin.” Anıl elimi tuttu. “Çisil bu taşı kaybedemeyiz ama Sudem’in sınırı ne kadar bilmiyoruz, bu yüzden fiyatı arttırma.”


“Sorun değil yapabileceğime inanıyorum bu yüzden arttırmaya devam edebilirsin.” Sudem’in cümlesinin hemen ardından öndeki kart tekrar gözüktü. “Üç yüz bin.”


“Üç yüz elli bin.” Kartımı daha indirmeden öndeki on numaralı adam kartını kaldırdı. “Dört yüz bin.”


“Dört yüz elli bin.”


“Beş yüz bin.”


“Yedi yüz bin.”


“Bir milyon.” Bu adam bu kadar paraya nasıl sahip olabiliyordu.


“Çisil yeter. ”Mazhar’ın sesi ile kartı indirdim. Sudem’i daha fazla zorlayamazdık. Hem bu kadar yüksek miktarda altın dahi yapamayabilirdi. “Satıyorum...” yumruğumu sıktım. “Sattım.”


-Ding-

Tanzanit taşı görevine kalan süre: 2 gün 00 saat 05 dakika.


Şeffaf mor ekrana gözlerimi devirdim. Şunu hatırlatıp durmasa olmuyordu. Bir anda duyulan ikinci bir sesle gözlerimi sonuna kadar açtım.


-Ding-

Mirit kuşunu elde et.
Kalan süre: 1 gün 6 saat 59 dakika.


Bölüm Sonu

Bu aralar bölüm yazasım yok gibi...
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum canlar<3

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 07, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

OYUNA BAŞLA (DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin