0.6

142 19 6
                                    

Derin bir nefes alıp yüzümü yıkamak için lavaboya eğildim. Dün ki içki maceramız yüzünden hem başım zonkluyordu hem de hasta gibi hissediyordum.

Seokjin hyung geldiğinde ben Chimmy ile konuşuyormuşum, onu Yoongi hyung sandığım için konuşuyormuşum!

Rezillik.

Lavabodan doğrulup ayna da kendime bakmıştım. Gözlerim şişmiş ve kızarmıştı birde burnum akıyordu. Yüzümü silip odama geri geldiğimde Taekook ikilisi yatağımda uzanıyorlardı. Odadan sessizce çıkmam ile mis gibi yemek kokusu burnuma dolmuştu. Hızla mutfağa indiğim zaman Seokjin hyung ve Namjoon hyung'un beraber kahvaltı hazırladıklarını görmüştüm. Hızımı kesmeden Seokjin hyung'a ilerleyip arkasından beline sarılmış ve kedi gibi yüzümü sırtına sürtmüştüm.

"Hyuuung, günaydın." dediğimde kestiği domatesi ağzıma uzatmış ve geri işine dönmüştü. Namjoon hyung halimize bakıp güldükten sonra dikkatle masayı hazırlamaya devam etmişti.

Sakarlığın s'si olmadığı için dikkatliydi. Emin olabilirsiniz.

Chimmy'nin sesini duymam ile hızla Seokjin hyung'dan ayrılmış ve kapının önünde oturmuş kedime ilerlemiştim. Seokjin hyung şaşkınca bana bakmış ve "Bir kediye satıldım resmen." dediğine gülüp Chimmy'i kucağıma almış ve yanına gelmiştim.

"Ya hyung deme öyle, bak Chimmy bile üzülüyor." dediğime gülmüş ve işine devam etmişti. Kapının çalması ile Chimmy'i kucağımdan bırakmadan kapıya ilerlemiştim, kapıyı açmam ile Hoseok hyung'un elinde poşetlerle içeri girmesi bir olmuştu.

"Niye beni yoruyorsunuz, anlamıyorum ya." söylenerek mutfağa ilerlemişti. Gülerek kapıyı kapatmış ve peşinden ilerlemiştim, poşetleri tezgaha bırakıp bana doğru dönmüş ve sıkıca sarılmıştı. Chimmy hâlâ kucağımda olduğu için tek kolum ile sarılabilmiştim ona.

"Geçmiş olsun Minnie.." kafam karıştığı için kaşlarımı çatıp ona bakmıştım. Ne olmuştu ki? Benden ayrılmış ve tezgaha yaslanıp devam etmişti. "Yoongi son hız seni aramaya devam ediyor. Ve sen onu takip ettiğin için mesaj atmayı düşünüyormuş." evren ve hayat bir olup benim kuyumu kazıyorlardı resmen, bunun başka bir açıklaması olamazdı. Diyecekleri bitmemiş gibi derin bir nefes almış ve "Birazdan Yoongi burada olacak." demişti. Gözlerim kocaman olduğunda dudaklarını büzmüştü halime.

"Ne demek burada olacak?" şaşkınca sorduğum soru ile kapının çalması bir olmuştu. Şaşkınca kapıya döndüğüm zaman Hoseok hyung benden bir hareket görmediği için kapıya ilerlemiş ve tekrar çalmadan açmıştı.

Sesini duysam bile olduğum yerde öylece kalmış karşıya bakıyordum. Namjoon hyung halimi fark etmesiyle kolumdan tutmuş ve beni sandalyeye oturtmuştu. Ellerini omzuma koyarak bana doğru eğilmişti.

"Şimdi mutfağa girecek Jiminie, kendine gelmen lazım." sesini kulağımın dibinden duymam ile kafamı sallayıp gözlerimi kırpıştırdım. Gözlerimi tekrar açıp kapamam ile onu karşımda görmem bir olmuştu.

Dudağının kenarında yara izi vardı. Yakalanmamak için gözlerimi kaçırdım, acaba dudağına ne olmuştu, kavgaya falan mı karışmıştı?

"Selam civciv." sesini duymam ile kaçırdığım bakışlarımı ona sabitledim. Hafifçe gülümseyerek bana bakıyordu. Aklıma gelen şey ile ona bakmayı kesip üzerime baktım, civcivli pijamalarımlaydım!

Yutkunup "Hoşgeldin hyung." diye mırıldandım. Tekrar gülümsemiş ve yanımda ki sandalyeye oturmuştu. Hoseok hyung'un ona seslenmesiyle bana bakmayı kesmiş ve ona dönmüştü.

O kadar yer varken neden benim yanıma oturmuştu ki şimdi.

"Jimin, gidip Tae ve Kook'u uyandırır mısın?" Seokjin hyung bana dönmeden konuştuğunda yerimden kalkmış ve "Tamam hyung." diyerek mutfaktan çıkmıştım hızla. Hem onları uyandıracaktım hem de üzerimi değiştirecektim. Odaya girip yatağımda yatan Tae ve Kook'a bakmıştım, hala mışıl mışıl uyuyorlardı. Sırıtarak geriye doğru adım atıp derin bir nefes almıştım, koşarak üzerlerine atladığım zaman bağırmaya başlamışlardı.

"Jimin senin ebeni sikeyim, kolumu siktin!" Taehyung bağırmaya devam ederken Jeongguk beni üzerlerinden itmişti. Sırıtarak üzerlerinden kalktığımda ikisi de sızlanmaya devam ediyorlardı. Onları umursamadan giyinmeye başladığımda kalkmış ve yüzlerini yıkamaya gitmişlerdi. Üzerimi değiştirdiğim zaman onlarda banyodan çıkmış ve üzerime doğru gelmeye başlamışlardı.

"Napıyorsunuz lan?" dediğimde ikisi sırıtmış ve üzerime gelmeye devam etmişlerdi. En sonunda anladığımda arkamı dönmüş ve hızla koşmaya başlamıştım, onlarda peşimden koşmaya başlamışlardı.

"Kaçabilirsin ama kurtulamazsın Jiminiee~" Jeongguk'un gülerek dediğini umursamamıştım ve mutfağa girmek için hızlanmıştım.

Mutfağa girmek için hızlandığımda birine çarpmıştım. Düşeceğim korkusuyla sıkıca omuzlarından tutunmuştum gözlerimi sıkı sıkı kapatırken. Belimde hissettiğim sıkı tutuşla derin bir nefes almıştım. Düşmemiştim.

Gözlerimi aralamıştım kime çarptığımı görmek için ama keşke açmasaymışım gözlerimi.

Yoongi hyung'a çarpmıştım!

"İyi misin?" endişeyle sorduğu soruya sadece kafamı sallamıştım. Omuzlarında duran ellerimi çekmiştim kendime gelmeye başladığımda. Bir süre daha beni tutmuş ve iyi olduğumu anlamasıyla bırakmıştı.

Asıl şimdi düşmüştüm.

☆☆☆☆☆☆☆

-Seth

Aylar sonra bölüm atmam dışında bir sorunum yok aslında ha bir de yks. Şu sınavın stresi bir şey yapmamı engelliyor o yüzden mazur görün olur mu? :(

Sizi çook seviyorum, kendinize iyi bakın. 💜

Aesthetic Art Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin