Tekerlekli sandalyede oturan Jong İn elini şöyle bir dışarı attı. Amacı Mi Ju'ya ulaşmaktı. Ameliyat salonunun önündeki koltuklarda yanına Jong İn'in sandalyesini çekip oturmuş Mi Ju, Jong İn'in elini görünce hemencecik havadaki ellerini tutuverdi. "Buradayım." diye de ekledi.
"Bir aksilik çıkmaz değil mi? Ertelenme falan olmaz yani?"
Mi Ju gülümsedi bunun üzerine. "Şu an senin odanda ihtimalleri konuşmuyoruz Jong İn-ah. Ameliyat salonunun önünde doktoru bekliyoruz. Ayrıca bize en ufak sorun çıkartırlarsa burayı onlara cehenneme çevireceğimi dün gelip gösterdim. Yani hiç merak etme, akşama kalmadan görüyor olacaksın. "
Jong İn kıkırdadı ve söze girişti. "Bana imkansızlar kraliçesi derler, dediğinde sana inanmalıydım."
"Üzerinden çok geçmedi, şimdi inanman da sorun olmaz o yüzden." Hemen ardından kıkırdamıştı Mi Ju.
"Ameliyattan sonra da yanımda olacaksın değil mi?"
Mi Ju yutkundu. Çocuk onun yalan söyleyemediğini, bunun yerine sustuğunu biliyordu. Bu yüzden sırf doğru bir şey söylemiş olmak için bölüm dışı derse girecekti. "Kredi tamamlamak için aldığım bir ders var ona gitmek zorundayım Jong İn-ah."
"O zaman akşama yanımda olursun ha?"
"Eee.." Kız tam susmuş yalancılığını gösterecekken doktor koridora girmişti. "İşte hastamız buradaymış. Merhabalar, Kim Jong İn'di değil mi?"
"Evet efendim."
Mi Ju tam yalanını örten doktorun gelişine sevinmişken doktorun söyledikleriyle kalakalmıştı.
"Ve bu kızımız da sevgilin sanırım. Dün geldiğinde bugün için randevu alana kadar odamın önünden ayrılmadı. Ben diyeyim 2 sen de 3 saat bekledi. Tüm belgeleri hazırlamış, sorduğum her soruya tak diye cevap verdi, belli ki tüm ihtimalleri değerlendirmiş kendi gözünde gelmeden önce. Çok hırslı bir sevgilin var genç oğlan ve seni çok sevdiği ortada. Ahahaha! Gençlik işte."
Boğazını temizleyen Mi Ju kıkırdayan Jong İn'e göz ucuyla bakıp gırgır yapan doktora sinirle döndü. "Yanlış hatırlamıyorsam 5 çeyrekte başka bir ameliyatınız olduğu için bizi bu saate verdiniz ki yanlış hatırlamıyorum kesinlikle öyleydi. Bu saate randevu almak için siz deyin 2 ben diyeyim ki 3 saat 48 dakika kapınızda bekledim ve bir dakika geç kalırsak erteleyeceğinizi söylediğiniz ameliyatı geciktirmektesiniz doktor bey."
Doktor, Jong İn, hemşireler ve Mi Ju kısa bir sessizliğe gömüldü bunun ardından.
"Buraya tıp öğrencisi olarak gelseydin seni kesinlikle asistanım yapardım küçük hanım... Neyse, sevgilin haklı genç adam. Fazla oyalanmadan yapalım ameliyatını."
Önden giden doktorun ardından bir hemşire Jong İn'in sandalyesini kavramıştı. Mi Ju hemşire'ye "Bir saniye." dedikten sonra Jong İn'e eğildi.
"Bundan önce yaptığım ve yapacağım şeyler için özür dilerim, yani kalbini kırdıysam... Hadi bakalım yakışıklı, yeniden dans öğretmeni olman için sabırsızlanıyorum. Ameliyat çok iyi geçecek."Hemen ardından yanağına hafif bir buse kondurmuştu. Jong İn gülümsedi. "Akşama seni bekliyor olacağım."
Ardında hemşire özür dileyerek sandalyeyi ameliyat odasına sürmüştü. Arkada kalan Mi Ju yandan asmalı çantasının iplerini sıktı ameliyat odasının ardından bakarken. Derin bir nefes aldı. Gelip gelmeyeceğine bile karar vermemişti henüz. Onu gerçekten kendi başına yürürken ve etrafa bakabilirken görmek istiyordu. Sınıfında rehabilite merkezinden en erken ve en yüksek notu almış kişi olarak ona akademik olarak da bir teşekkür borçluydu.