şarkıyı video başladıktan sonra üzerine doğru sağ tıkla döngüye alabilirsiniz (bilgisayarda)
Alarmın narin melodisiyle yatağımdan kalktım. Bu gün fakir zor hayatımdaki bir başka gündü. Ancak bir farklılık vardı. Bu gün yüzde 100 burs aldığım zengin okuluna gideceğim ilk günümdü. Şöyle bir sorun vardı ki onlar aşırı zengindi bense ekmeğin arasına ekmek koyup yiyen bir fakirdim. Tabi eğer zengin bir çocuk bulursam hayatımı yaşayabilirdim. Neyse ki ben öyle paraya tapan gurursuz bir kız değildim...
Yatağımın yukarısındaki Can Yaman posterini sakalından öptüm, artık günüm daha güzel geçicekti. Hafiften kısa okul eteğimin içine yeni aldığım okul lakosumu giydim. Bunları aşırı zor şartlarda çalıştığım kafeden gelen mağaşlarımı biriktirerek almıştım. Saçımı üstten topuz yaparak odamdan çıktım. Annemle babam hala uyuyordu. Mutfaktan aldığım ekmeğin arasına domates kesip koydum. Hızla çantamı aldım ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Bir süre sonra okula varmıştım. Okulun kocaman ve soğuk duvarlarına baktım. Ne kadar da benim için aşırı lükstü öyle. Dün okulun ilk günüydü ama ben uyuyakaldığım için gelememiştim. Sonradan da gitmeye üşenmiştim. Şimdi daha da bi utanacaktım. Hızla sınıfımı aramaya başladım. Sonunda bulmuştum ama yarım saat gecikmiştim. Hay başın öne düşe lanet şeytan.
Kapıyı tıklatıp açtım. Kapıyı açmamla herkes bana döndü. Kendimi baskı altında hissediyordum. Kürsüde duran yaşlı erkek hocaya bakarak "Özür dilerim hocam biraz geç kaldım" dedim. Aşırı masum ve saf görüntümden ötürü olacak ki hızla kafasını sallayıp geçmem için işaret verdi. Kapıyı kapatıp içeri girdim. Boş yer için aranıyordum ki en arka sırada birinin yanında boşluk olduğunu gördüm. Oraya doğru ilerlediğimde o sırada oturan çocuğu daha net görebiliyordum.
Can Yamanın gözlükleri aşkına diye geçirdim içimden. Sırada resmen bir afet oturuyordu. Aşırı sert bakışları kalbimi çalmaya yetmişti. Hele o kaslı vücudu... Olamaz o kaşlar çoktan beni vurmuştu. Mavi gözlerindeki sonsuzluk beni içine çekiyordu. Ve evet tüm bu duygular bir saniyede olmuştu.
Zaman geçmeden yanına oturdum. Sınıfta bile giydiği deri ceketinden anladığım kadarıyla o bir bad boydu. Ne kadar da tersti benle o siyahtı bense beyazdım...
Yanına oturmamdan rahatsızlık duyduğu belliydi bana dönerek "keşke oturmak için bir izin falan alsaydın" bu sözleri beni derinden yaralamıştı. Masum mavi gözlerimi ona çevirerek cevapladım. "Özür dilerim başka yer yoktu" diyebildim. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Cıklayıp önüne dönmesiyle derin bir nefes verdim. Ne kadar da kabaydı. Ve bu beni etkilemeye yetmişti.
Zil çalmıştı, zaten son on dakikada sınıfa girdiğimden dersten bir şey anlamamıştım. Yanımda oturan çocuk ise çoktan kapıdan çıkıyordu. Yanında birkaç arkadaşı vardı. Şaşırtıcı bir biçimde yanındaki çocuklarda çok yakışıklıydı ama o ayrı bir şeydi.
Onlar sınıftan çıkarken ben arkadaşlarıma göz gezdiriyordum. Konuşmak isterdim fakat çok utangaç yapılı bir kız olduğumdan sadece susuyordum. Sonra yanıma bir kız oturdu. Tatlış siyah saçlı güzeller güzeli bir kızdı. Gözlerini bana şaşkınlıkla dikti " Sen Demir Ateşli' nin yanına oturmaya cesaret eden ilk kızsın!" dedi. Şaşırmıştım demek adı Demir soyadı Ateşli' ydi. Ve kimse yanına oturmaya cesaret edemiyordu.
"Nasıl yani" diye sordum. Etrafına baktı ve dinleyen var mı diye kontrol etti, sonra kulağıma eğilerek "O bir bad boy ama öyle böyle değil sürekli birilerini dövüyor" dedi. İşte şimdi aşık olduğumu hissedebiliyordum.
Kızın bana anlattıklarından sonra gerçekten şok olmuştum. Bana daha sonra biraz Demirden bahsetti. Meğersem Demirden bütün kızlar hoşlanıyormuş ve bütün kızlarla ayıp şeyler yapmış tabi konuştuğum kız dışında. Ancak ne hikmetse Demir kızları hemen tavlıyormuş, işi bitince de görmezden gelmeye başlıyormuş. Ve onlar ise isteseler de onu unutamıyorlarmış, En yakın arkadaşının adı Kaan' mış her teneffüs kendi köşelerinde oturup sigara içerlermiş. Bir de Tuğçe varmış hiçbir kızı Demirin yanına yaklaştırmıyormuş tabi ne kadar işe yarıyorsa baya hiç bir kız Demire yaklaşmıyor hah..
Onu da bana gösterdi aşağıda arkadaşlarıyla ip atlıyordu sarışın uzun boylu bir kızdı. Daha şimdiden kıza sinir olmuştum Can Yamanın laneti üzerine dedim içimden. Ama sonradan öğrendim ki Demir onu sadece arkadaş olarak görüyormuş.
konuştuğum kızda çok iyi biriydi ve ismi Çilekti. Bütün okulu anlattı. Sonunda teneffüs zili çalmıştı o da yerine geçip oturdu. Bir süre sonra camdan gördüğüm Tuğçe içeri girdi. Ahh çok güzel dedim içimden ama o ne kadar da kısa bir etekti öyle. Pis sürtük Demirimi baştan çıkarmaya çalışıyordu kesin. Bana bakışları gözümden kaçmamıştı resmen bakışlarıyla beni kesebilirdi. Ancak ben bir şey yapamadım çünkü temiz kalbim izin vermiyordu ,önüme dönmekle yetindim.
Sonra içeri Demir girdi. Yanında çıkarkenki arkadaşları vardı muhtemelen içlerinden biri Kaan' dı nedense erkeklerin hepsi beni kesiyordu. Göz kırpanlar bile olmuştu. Endişelenmeye başlamıştım. O sırada Demir yanıma oturdu. Kelebeklenmelerimi hissediyordum. Bana baktı gözleri yavaşça aşşağılara inmeye başladı ve bacaklarımda durdu. Sertçe yüzüme baktı "sakın bir daha öyle kısa giyineyim deme" dedi. Anlayamamıştım şaşırarak sordum "Ne?" gözlerini devirip sertçe ekledi "Duydun başka erkeklerin senin orana bakmasını istemiyorum, sadece baş başayken giyebilirsin"
Ne yani daha ilk günden beni sahipleniyor muydu? Senin Can yaman kaslarına kurban demek geçiyordu içimden ama hemen kocacılık yapmak istemediğimden sert bir tavır takınarak "Ne alakası var şimdi sana ne benden" dedim.
Kızmıştı kaşlarını çatarak bana baktı. Sinirlenince burun delikleri büyüyordu ah ne kadar da sertti. "Beni ikiletme bundan sonra benimsin" dedi. Şimdi sözleri beynimde yankılanıyordu...
DEVAM EDECEK...
Evet dostlarım bildiğiniz üzere zor bir dönemden geçiyoruz. Bazılarınız eminim ki artık badboy hikayelerinden sıkılmış ve mantıksızlığı fark etmişsinizdir. Ben de sizi biraz olsun güldürebilmek için böyle bir seriye başladım eminim ki şu anda okuyacak bir kitap arıyorsunuzdur. Artık bu uzaktan eğitim dönemi boyunca her gün bir bölüm sizlerle olacak. Keyifli okumalar...