Ne demekti bu şimdi. Daha beni tanımıyordu bile... Ne demem gerektiğini kestiremiyordum, en iyisi sinirlenip yanından kalkmaktı. Evet şimdi aynen öyle yapıyordum hıh...
Çantamı aldığımla kalktım sert bir ağız kullandım "Se- Sen nasıl bana böyle diyebilirsin?" Gözlerini devirerek "Başka bir yere geçemezsin" dedi. Şimdi iyice sinirlenmiştim, "Ona da mı sen karar veriyorsun?"
Ukalaca güldü "Aslında evet ama ondan değil, gördüğün üzere yer yok, hani o kadar da mal değilsin sanmıştım" Çok bozulmuştum. Tam çıkışacakken Tuğçe seslendi "O isterse buraya gelebilir ben kalkarım sorun yok" dedi. Onun bunu demesiyle yerime geri oturdum. "Ay düşündüm de burası baya iyiymiş, sağol arkadaşım gerek kalmadı" Deyiverdim. Demirin kıkırdadığını duyabiliyordum. Kulağıma eğildi ve fısıldayarak "Ne o niye vazgeçtin bak fırsatta gelmişti" Sandalyemi onunkinden biraz uzaklaştırarak konuştum "Senin sapıklığın yüzünden niye yerimden vazgeçeyim?"
O sırada sınıftan biri "Arkadaşlar galiba ders boş hoca gelmiyor." Ne hoca gelmiyor mu? Evet bunun anlamını ikimiz de biliyorduk. Demir bana dönerek "Dışarı gidiyoruz" dedi. Tek kaşımı havaya kaldırarak ona döndüm çünkü böyle daha çekici gözüküyordum. "İkimiz mi?" Yine gözlerini devirdi ve "Yok ebemle ben, bu kadar saf olmak zorunda mısın" Bu sözleri beni çok yaralamıştı yine gözlerim doluyordu "Ben hiçbir yere gelmiyorum" İnatla konuşmaya devam etti. "Bak aşağıda arabam var, seni onunla gezdiririm" Bu tabi her fakir kızın aklını çelebilirdi. Ama tabi ki ben öyle biri değildim sırf kırmamak için "İyi peki madem de nasıl çıkıcaz okuldan?" Gülümseyerek cevapladı "Bad boy süper gücünü hiç duymadın mı? Okulda kimse bana karışmaz" Bunu öğrendiğim iyi olmuştu. Hep kitaplarda filmlerde bu kötü çocuklar nasıl okulda istediklerini yapıyorlar diye merak ediyordum.
Tuğçenin öldürücü bakışları eşliğinde sınıftan çıkmıştık bile. Okul merdivenlerden hızla indi ben de onu el mahkum takip ettim. Okulda koridorlar bomboştu herkes derste olmalıydı. Bahçede güvenlik nöbet tutuyordu Demir yanına gidip bişeyler konuştuktan sonra ikimizi de çıkarttı. Okuldan biraz uzaklaştığımızda arabasını görmüştüm.Tabi araba demek yeterli kalırsa... Siyah bir porsche' tu arabası. Bu kadar pahalı bir arabaya binmek için fazla fakirdim ama yapacak bir şey yoktu bir daha böyle bir şans ayağıma gelmezdi. Arabanın kilidini açmasıyla kapıyı açıp içeri oturdum.
Dostlarım yukarıdaki namıdiğer bad boyumuz sizce nasıl?
Arabanın içi de dışı kadar pahalıydı, kahverengi kırmızı arası deri koltuklara sahipti ve sadece iki kişilikti. Bana bakarak gülümsedi "Seni seveceğini düşündüğüm bir yere götüreceğim orada daha rahat olursun" ne kastettiğini anlamadan kafa salladım. Gülümseyip gaza bastı.
Camı açıp esen rüzgarın tenime değmesine izin verdim. Arada bana bakıyordu bilmezlikten gelsem de bunu hissediyordum. Bana ilk günden böyle davranması biraz garipti ama hoşuma da gidiyordu. Hem sertti hem de beni gezdirecek kadar alçak gönüllüydü. Bir Can Yaman kadar da yakışıklı ve kaslı değildi ama olsundu.
Sonunda araba durmuştu. Kafamı camdan ona doğru çevirdim "Nereye geldik?" Kapısını açarken cevapladı "Benim mekanıma" ne yani bir de kendini ait mekanı mı vardı? Tanrım ne olur bu bir rüya olmasın. Aslında o da bir ihtimal olabilirdi en son okuduğum kitap neydi acaba diye içimden geçirirken ben de arabadan indim.
Gördüğüm yer bir bardı. Üzerinde yanıp sönen ışıklarla Ateşli Bar yazıyordu. Demek gerçekten de onundu. "Hadi gel" deyip beni belimden kavradı. Bel boşluğumda duran elini hisettiğimde bir anlık ürperdim. Işıklı kapının önünde duran badigartlardan biri "Hoş geldin patron" Diyerek Demire başıyla selam verdi. Demir de aynı şekilde karşılık verdi. İçeride daha akşam olmadığından çok fazla insan yoktu. Ama cidden çok güzel bir havası vardı. "bir şeyler içer miyiz?" Kafamı hayır anlamında salladım.
"Doğru, sonra tempoyu bozuyor" dedi. Ne demek istediğini anlamamıştım,gülümsemekle yetindim. Bizi arkalardan geçirip bir koridora soktu. Galiba şimdi onun dövüş mekanına gidiyorduk. Sonra bir kapıyı açtı ve geçmem için işaret verdi.
İçeri girdim o da kapıyı açtı içerisi oldukça karanlıktı. Daha birkaç saniyede ışıklar açıldı. Ama gördüğüm şey bir boks sahası değil iki kişilik bir yataktı. Şaşkınlıkla ona baktım. "Neden buraya geldik?" Şeytani bir havayla bana baktı "Nasıl neden, başından beri anlamadın mı?" Yani beni kötü emelleri için mi buraya getirmişti?
DEVAM EDECEK...
Evet dostlarım şu an hikayemi kimse görmüyor ama ben istikrarla hikayeme devam ediyorum...