Elimdeki bavulları geldiğimiz dev malikanenin önüne koymuştum.
3 aylık tatil için, abimin en yakın arkadaşının yanına gelmiştik. Ne gerek vardı hiç bir fikrim olmasa da evde tek kalmaktan korktuğum için abimin teklifini kabul etmiştim.
Şimdiyse Jeon malikanesinin önünde duruyorduk. Abimin arkadaşı ile ilk defa tanışacaktım, daha önce hiç görmemiştim.
Kapı açıldığında bizi karşılayan siyah eşofman ve beyaz tişörtlü, dağılmış saçları ve şişmiş yüzü ile yeni uyandığını belli eden Jeon Jungkook olmuştu.
Bizi -daha doğrusu abimi- görünce kocaman gülümsemiş ve abime sarılmıştı.
"Hoş geldiniz Hyung." Diyerek abimden ayrılıp bana bakmıştı. Banada sarılıp ayrıldığında abime tekrar dönmüştü.
"Kardeşin mi? Çok güzelmiş." Dediğinde abim gülümsemiş, beni yanına çekmişti.
"Doğru çok güzel, onu dışarıdaki kurtlardan nasıl koruyacağımı bilmiyorum." Diyerek kahkaha atmıştı. Jungkook ikimizide içeri alıp odalarımızı göstermişti. Kısa bir yerleşme süresinden sonra tekrar aşağı inmiştik.
"Eee Jungkook sen ne yaptın? Bong Cha ile ayrılmışsınız?" Demişti abim yemek yerken. Jungkook'un yüzünün düştüğünü görmüştüm.
"Saçma sapan bir şeydi zaten hyung. Bitmesi iyi oldu." Demişti. Abim kısaca onayladığında ilgi odakları ben olmuştum.
"Taehyung kaç yaşında?" Demişti Jungkook. Utandığım için cevaplasın diye abime bakmıştım.
"Kusura bakma, çok utangaç. 23 yaşında senden küçük." Demişti. Jungkook kafa sallayıp tekrar yemeğine dönmüştü.
"Ne işle uğraşıyor?" Dediğinde abim yine cevaplamıştı.
"Şuan buraya atanmak için çalışıyor. Meslektaşsınız. Resim öğretmeni Taehyung." Dediğinde bana bakmıştı. O konuşmadan abim konuşmuştu.
"Jungkook burada bir kolejin sahibi Taehyung. Belki onun okuluna atanırsın ha?" Diyerek gülmüştü. Jungkook'a bakmıştım. Çok gençti ve asla okul müdürü olmasını beklememiştim.
"Ben atanabilecek miyim bilmiyorum abi." Demiştim kestirip atarken. Abimle sürekli bunun kavgasını yapıyorduk. Atanmaya karşı inancım yoktu.
"Özgüvenini toplarsan her şeyi yaparsın. Neden atanamayacak mışsın?" Dediğinde bir şey demeden yemeğime devam etmiştim.
"Taehyung eminim başarılı bir öğretmen olacaktır. Atanırsa okulumuzda her zaman yer var. Seni aramızda görmek mutluluk verici olur." Gülümsep teşekkür etmiştim.
Hadi ama Taehyung sadece moral veriyor sakın kızarma.
Utangaçlık gerçekten çok fazla zordu. Asla atlatamıyordum gereksiz utangaçlığımı.
Karakter olarak garip birisiydim, feminen olmamın yanı sıra çocuk gibiydim, her şeye ağlıyordum. En ufak şeyde bile utanıp abimin arkasına saklanmak gibi hareketlerim vardı. Bu yüzden bu yaşıma kadar neredeyse hiç sevgilim olmamıştı çünkü birisinin elimi tutması bile yanaklarımı kızartıyordu.
🌸
"Taehyung odana gitsene." Demişti abim. Sabahtan beri yatakta ona sırnaşıyordum.
Ne vardı birazcık ilgilense benimle?
Uykum gelmediği için odalarımıza dağıldıktan sonra abime takılmaya başlamıştım.
"Uykum yok ki benim hiç." Demiştim kırmızı saçlarımı düzeltirken.
Abim bu halime gülüp saçlarımı karıştırmıştı.
"İstersen bahçeye inebilirsin Taehyung. Jungkook iyi birisidir utanmana gerek yok." Demişti. Omuzumu silkip cevaplamıştım.
"Ben gölgemden bile utanıyorum ama." Abim ışığı kapatıp tekrar yatağa dönmüştü.
"Uyuyacaksan kal. Uyumayacaksan defol Tae uykum var." Göz devirip abimin saçını çekmiş koşarak aşağıya inmiştim.
Kulaklıklarımı takıp bahçedeki havuzun yanında otururken hayatımı düşünmeye başladım.
Geçen birkaç saatin ardından yanımda hissettiğim hareketlilikle yana dönmüştüm. Jungkook gelmişti.
Yanıma oturup bana bakmıştı.
"Seni de mi uyku tutmadı?" Demişti. Kafa sallayıp önüme döndüğümde o da önüne dönmüştü.
İkimizde sessizce havuzun başında otururken birden esen havayla üstüme lanet ettim. Yaz olduğu için üzerimde mini şortum ve kısa tişörtüm vardı.
Jungkook üzerindeki hırkayı omuzlarıma bıraktığında bir süre kalsamda ona dönüp konuşabilmiştim sonunda.
"T-teşekkür ederim, sen üşümeyecek misin?" Dediğimde kafasını olumsuz anlamda sallamıştı.
"İncecik giyinmişsin. Zaten narin bir vücudun var dikkat, etmelisin." Demişti. Kaşlarımı çatıp sinirli gözükmeye çalışarak -çalışarak diyorum çünkü ne zaman böyle yapsam abim kediye benziyorsun diyor- ona bakmıştım.
"Narin değilim bir kere ben." Diyerek hırkayı omuzlarımdan atmış kollarımı göğsümde birleştirmiştim.
Çocuk gibiyim derken şaka yapmıyordum.
"Taehyung giy şunu." Diyerek ceketi tekrar omuzlarıma bırakmıştı.
"Üstelik narin olmadığın konusunda emin misin? Ceketimin içinde kayboldun." Diyerek kendi kendine alayla konuştuğunda omuzlarına vurmuştum.
"Senin dev gibi olmanda benim bir suçum yok." Demiştim. İkimizde pes edip güldüğümüzde tekrar önüme dönmüştüm. O da önüne dönünce uzun bir süre sessizce oturmuştuk.
Tatlı olduğunu düşünmüştüm.
Bir süre sonra uykum gelmeye başladığında bilincim kapanmaya başlamıştı.
Tek hatırladığım kafamın Jungkook'un omzuna düşmesiydi.
×××××××
Querencia;İspanyolca, insanın kendini en güvende, en güçlü ve evinde hissettiği yer.Yeni bir kitapta selamlar. Bu karantina döneminde yazabildiğim kadar yazacağım ve aktif olacağım. Takibe alarak haberdar olabilirsiniz.
Sizi seviyorum çiçeklerim 🌸