Evet, öncelikle tövbe etmesi gerekiyordu. Odasına girdiğinde ilk iş hemen abdest aldı. Ömer isimli bir çocukla kalıyordu. Ömer İzmir 'li, gerçekten de adının hakkını vermeye çalışan bir çocuktu. Hz. Ömer'in sertliği vardı üzerinde. Tıpkı onun gibi bâtıla idi sertliği. Normal vakitte pamuk gibiydi, amma diniyle ilgili bir yanlış veya haksızlık görse yıkardı ortalığı. Zaten epeyce de bir süre olmuştu birlikte kaldıkları vakit. Nitekim bu, Halid 'e güven vermeye yetmişti. Ömer'den seccadesini ödünç aldı. Arkadaşının tarifi ve çocukluğundan aklında kaldığı kadar bir namazla iki rekat namaz kıldı. Rabbiyle baş başa kalmıştı.. Aklına boş geçirdiği onca zamanı, Allah'ın hoşnut olmadığı amellerini ve bu zamana kadar işlediği bütün günahları getirdi. Hatırladıklarının hepsi için büyük bir samimiyetle ayrı ayrı tövbe etmesinin dönüm noktası olduğunun farkında değildi, ama bir anda yapmak istemişti içinden. Sebebini ise Rabbimiz bize, 1400 küsür sene önce ayetinde bildirmişti:
"Allahkimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm'a açar; kimi de saptırmakisterse, göğe çıkıyormuş gibi kalbine darlık ve sıkıntı verir. Allahinanmayanları işte böyle cezalandırır." Enam, 125
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTLU TOHUM
Short StoryHalid, hemen herkesin sevdiği bir çocuktu. Çok baş kaldıran, tüm duygularını çok sert yaşayan bir çocuk. Her duygusu sert ve derinden olduğundan, deniz dalgalarına karşı koyamayan kum taneleri misali epeyce takılı kalmıştı geçici dünyaya..
