Halid, imanının tazeliğinden dolayı insanların neden böyle olduklarını başta çözememiş, neden ahir zamana uyduğumuzu anlamamıştı. Gelin son olarak bunların sebepleri üzerine konuşalım.
Biz Türkler, Osmanlı ile birlikte yıllar boyu İslam'ın en büyük gücü idik. Kafir buna dur demek için asırlardır çabalıyordu, değil mi? Dışarıdan yıkılmayacağımızı biliyorlardı dostlar.. Bundandır ki içimize ve İslam ümmetine nifak tohumları serpmeye başlamışlardı. İşte olay buradan sonra başlıyor.. Bu nifak tohumları, "modernizm" adı altında Batı tarafından bizlere sunuluyor. Biz de hiç itiraz etmeden kabul ediyoruz. Peki nedir bu modernizm? Kısaca tanımlayacak olursak; nefsin hoşuna giden, İslam dünyasına hiçbir fayda vermeyen, en önemlisi de insanı gaflete düşürüp Avrupa'ya benzeten her şey diyebiliriz. Yaşadığımız şu günde modernizmi o kadar benimsemişiz ki dininin adı sadece kimliğinde yazan insanlar olmuşuz.. Bizi bizden eden, Allah'ı unutturan en önemli şey de ne biliyor musunuz?. İslam'ın anormal saydığı her şeyi normal olarak karşılıyor ve "Bunda ne var ki?" diyoruz.. İslam ile değil, insani yorum ile ilerliyoruz.. Hatta geriliyoruz demek daha doğru olacak dostlar. İslam'ı bilmeyen, İslam'ı yaşamayan, sadece adı Müslüman olan bir toplum nasıl olur da kendi içinde anlaşabilir? Kendi içinde anlaşamayan, birleşemeyen bir toplum nasıl olur da diğer İslam ülkeleriyle birlik olabilir? Hal böyle olunca ne birlik, ne beraberlik kaldı güzel insanlar.. Özümüz de, kendi içimizdeki birliğimiz de gitti, Ümmet-i Muhammed paramparça oldu.. Peki ya sonuç? Filistin, Doğu Türkistan, Suriye, Çeçenistan, Arakan, Myanmar, Mısır, Libya vs. bitmiş durumda.. Nitekim İslam'ın son kalesi olarak biz kaldık, biz de yıkılma aşamasına geldik.. İslam'ı yaşayıp bir olmadıkça, kafir zulmüne devam edecek. Küfür durmaz ama zulüm durur dostlar. Biz uyumaya devam edersek, zulüm yapan falanca A ülkesine; "Arkadaş! O benim kardeşim! Biz biriz, bundan sonra ona bir şey yaparsan hepimiz sende biteriz!" cümlesini asla kuramayacağız. Peygamber Efendimiz (s.a.v) her zamanki gibi yine asırlar öncesinden bize bildirmiş:
"Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o daonlardandır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTLU TOHUM
Short StoryHalid, hemen herkesin sevdiği bir çocuktu. Çok baş kaldıran, tüm duygularını çok sert yaşayan bir çocuk. Her duygusu sert ve derinden olduğundan, deniz dalgalarına karşı koyamayan kum taneleri misali epeyce takılı kalmıştı geçici dünyaya..