Taşınma Süreci

66 4 0
                                    


Her şey çok güzeldi liseyi bitirmiştim ve üniversiteye başlayacaktım. Ben dil bölümü öğrencisiydim ve tercüman olmak istiyordum. Liseden en yakın arkadaşlarımdan Doğa hukuk, İrem dijital reklamcılık, Nisa diş hekimliği okuyordu. Duru ise özel bir üniversitede futbolcu olmak için çok önemli eğitimler görüyordu. Hepimiz birlikte Antalya' da bir ev tutmayı planlamıştık. Sırada ise annelerimizden bunun için izin almak vardı. İlk önce benim annemden izin aldık ısrar etmemize bile gerek kalmadı sandığımızdan daha kolay olmuştu. Sonra Duru'nun ve Nisa'nın annesinden izin almıştık. Hiç sorun çıkarmadan kabul ettiler çünkü eğitimimiz için böyle çaba göstermemiz onları çok mutlu ediyordu. Sıra Doğa'nın annesine geldiğinde heyecandan ölmek üzereydik ve tahmin ettiğimiz gibi annesi izin vermedi. Ne kadar ısrar edersek edelim izin verecek gibi gözükmüyordu. Tam umudumuzu kaybedip evden çıkacakken Doğa'nın babası geldi ve hepimizin neden bu kadar mutsuz göründüğünü sordu, biz de anlattık. Daha sonra birden odaya girdi ve Doğa'nın annesiyle tartışmaya başladı. Biz de hızlı bir şekilde odaya girdik. Babası Doğa'ya gidebileceğini söyledi ve annesi de babasının lafının üstüne bir şey demeden onayladı. O kadar çok mutlu olmuştuk ki hemen Doğa'nın annesinin üstüne atlayıp onu öpmeye başladık. Annesi hemen yumuşamıştı. Zaten kızamazdı ki bizlere.

- 3 ay sonra -

Sabırla beklediğimiz o gün gelmişti. 2 saat sonra uçağımız kalkacaktı ama kızlar her zaman olduğu gibi ben ve Duru'yu bekliyordu. Doğa bağırdı "Biraz daha oyalanırsanız geç kalacağız." Birbirimize bakıp güldük ve aynı anda "Tamam anneciğim kızma." Diye bağırdık. Doğa "Eğer uçağı kaçırırsak o zaman size anneciğimi göstereceğim." dedi. Nisa ve İrem odaya girdi "Biz hazırız." dediler. Biz de zaten hazırlanmıştık. Tam kapıdan çıkacakken Doğa "Durun alın şu sandviçleri elimden!" dedi. Ben de "İşte bundan dolayı sana anneciğim diyoruz." dedim. Hepimiz gülüştük ve çıktık. Taksiye binip havaalanına doğru gitmeye başladık. Hepimiz okullarımız hakkında konuşurken aniden yerimizden hopladık. İrem " Kahretsin kaza yaptık!" diye bağırdı. Hemen arabadan indik arkadan bizim taksiye çarpmışlardı. Doğa bağırarak bize çarpan arabaya ağzına geleni söylüyordu. Arabadan inen kişileri görünce şok olduk. Burak, Elif ve Çiğdem'di. Hepsi bizim lisedendi. Burak lisemizdeki bütün erkeklerden daha yakışıklıydı ama egoluydu. Elif sessiz, kendi halinde bir kızdı. Çiğdem ise kendini mükemmel sanan züppenin tekiydi. Ben "Uçağın kalkmasına yarım saat var asla yetişemeyiz." Dedim ve İrem birden "Madem taksiye siz çarptınız o zaman bizi siz götürmek zorundasınız." dedi. Nisa da onu onaylamak için başını salladı. Çiğdem "Tatlım sen kendini ne sanıyorsun? Biz sizin gibi varoşları arabamıza asla almayız. Araba Kezban kokar." Dedi. Duru bunu duyar duymaz Çiğdem'in üzerine atlayıp vurmaya başladı. O sırada Burak zararı taksiciye ödüyordu parayı hemen taksiciye verip Çiğdem'i Duru'nun elinden kurtarmaya çalıştı. Biz de "Tamam Duru abartma." deyince bırakmak zorunda kaldı. Burak "2 dakika taksiciye zararı ödemeye gidiyorum şu yaptığın şeye bak Çiğdem!" diye Çiğdem'e kızıyordu. Bu manzarayı görünce kızlarla şok olduk ve gülmeye başladık. Çiğdem "Beni bu varoşlara rezil ettin aptal! Eve bir gidelim seni babama söyleyeceğim." diye bağırdı Burak'a. Burak umurunda değilmiş gibi Çiğdem'i kolundan tutup arabaya bindirdi. Bize "Hadi atlayın." Dedi. Bizde hemen arabaya bindik. Çiğdem yol boyunca söylendi. En sonunda Burak sinirlenip Çiğdem'e yine bağırınca çiğdem sustu. 15 dakika sonra havaalanına varmıştık. Burak'a hızlıca teşekkür edip koşarak danışmaya gittik. Uçağı neyse ki kaçırmamıştık. Uçağa binip yerlerimize geçtik. Nisa, İrem ve Doğa yan yanaydı. Ben ve Duru onların arkasındaydık. Tabi 3 kişilik koltuklar olduğu için ben cam kenarında, Duru ise en köşedeydi. Ortamız boştu. Ben ortaya geçtim. Çünkü yükseklik fobim vardı. Bizim kızlar çok uykucu olduklarından dolayı hemen uyumak için koltukları biraz arkaya doğru ittiler. Birden karşıdan bir çocuk geldiğini gördüm ve Duru'ya dönüp "Oha, çaktırma ama şu çocuk Doğa'nın eski sevgilisine benzemiyor mu?" dedim. Duru da "Hangisi?" diye bağırdı. Ben de "Allah'tan çaktırmadan bak demiştim" deyince çocuk bize baktı ve gülümsedi. Utancımdan yerin dibine girmiştim ve domates gibi yanaklarım kızarmıştı. Meğerse çocuk bizim arka sıramızda oturuyormuş bunu görünce Duru'ya "Allah belanı vermesin bizi rezil ettin mal." Deyince Duru da "O da bu kadar Emre'ye benzemeseymiş." Dedi. Arkadan yüksek bir kahkaha sesi geldi. Dönüp sesin nerden geldiğini öğrenmek için baktığımda o çocuğun güldüğünü anlayıp bozuntuya vermeden ben de güldüm. Bu gülüşmeyi bir tane yaşlı teyze bozdu. "Evladım sanırım benim yerimde oturuyorsun." Deyince ben "Kusura bakmayın ama siz cam kenarına geçseniz olur mu?" dedim. O da "Olmaz kızım uçak havalanınca panik yaparım ben, fenalaşırım." dedi. Arkadan o yakışıklı bulduğumuz çocuk "Teyzeciğim isterseniz siz buraya geçin ben sizin yerinize cam kenarına geçerim." dedi. Teyze de onayladı ve yer değiştirdiler. Duru bana "Çok rezil olduk." dedi. Ben de ona sussana anlamında bir bakış attım. Çocuk "Ben Kaan." Deyip elini uzattı. Ben de "Ben de Arya." Deyip elini sıktım. Duru benim elimi itip "Ben de Duru." deyince ikimiz de aynı anda büyük bir kahkaha attık. Duru utanmıştı ama o da güldü bizimle birlikte. Aradan 1 saat geçti. Kaan kulaklıkla müzik dinliyordu. Duru kitap okuyordu ben de boş boş etrafa bakınıyordum. Duru'ya dönerek "Kaan'la Doğa'nın arasını yapmak için Kaan ile arkadaş mı olsak?" dedim. O da umursamaz bir şekilde "Saçmalama." dedi. Kaşlarımı çatıp ona bir bakış attım ve "Tamam, kızma. Şaka yaptım." dedi. Gülümsedim. Okullarımız, Kaan ve Doğa hakkında konuştuk. Uçağın iniş yapmasına az bir süre kalmışken Kaan kulaklığını çıkardı ve bize "Tüm yol boyunca bu kadar çok ne konuştunuz?" dedi. Ben "Bilmem karışık konular." dedim. Duru ise "Arya ile seni çekiştirdik." deyince birden "Saçmalama biz Kaan'ın neyini çekiştirebiliriz ki?" dedim. Kaan "Ne yani ben çekiştirilebilecek biri değil miyim?" dedi. Ben de "Hayır, sen çekiştirilebilecek, yakışıklı birisin ama biz senin hakkında konuşmadık onu demeye çalışıyorum." dedim. Kaan "Bir kızdan bunları duymak çok güzel." dedi. Ben de "Uf, abartma." dedim. Güldü ve "Tamam." Dedi. Duru "Uf, ne kadar sıkıcısınız." dedi. Konuyu kapattık. Uçaktan ayrılma vakti gelmişti. Kaan'a "Bir daha ne zaman görüşebiliriz?" diye sorduğumda gülümseyip "Merak etme okulda görüşürüz." dedi. Ben şaşırıp "Hangi okulda olduğumu bilmiyorsun ki." dedim ve bana bakıp "Hiç müzik dinlemedim sadece sizi dinledim." dedi. Çok utanmıştım çünkü tüm yolculuk boyunca onun hakkında konuşmuştuk. Kafamı önüme eğdim çünkü yine yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Kolumu tuttu ve "Utanmana gerek yok." dedi. Duru Kaan'ın elini iterek "Yavaş ol koçum!" diye bağırdı. Duru'ya dönüp bir bakış attım. Sonra Kaan'a dönüp "Okulda görüşürüz. Umarım aynı sınıfta olursunuz." dedim. O da gülümsedi ve gitti. Kızları zar zor uyandırıp uçaktan inerken Doğa'ya ve Nisa'ya olanları anlattım. Doğa daha Kaan'ı tanımadığını ve ona sormadan böyle şeyler yaptığım için bana kızdı ama yine de mutlu olmuştu. Bir taksi çağırıp kiraladığımız eve doğru gitmeye başladık. Nisa ve Doğa pişmiş kelle gibi gülüyordu ve İrem dayanamayıp ne olduğunu Duru'ya sordu. Duru da anlattı. Ben ön koltukta olduğum için onların konuştuklarını fark etmemiştim. Onlarsa Doğa'nın kesin Kaan'a aşık olacağını böyle giderse kafayı yiyeceği hakkında gülüşüyorlardı. Evin önüne vardığımızda evin fotoğraflarda gözüktüğünden daha büyük olduğunu anlamıştık ve daha mutlu olmuştuk. İçeri girmeden önce İrem "Hadi bir fotoğraf çekelim hikayeme atmam lazım takipçilerim çok merak ediyor." Deyince bir fotoğraf çektik. İrem sanal ortamda biraz fazla takipçiye sahip. Eve girdiğimizde Nisa koşarak "En büyük oda benim." Deyip en büyük odadaki yatağa atladı. Biz de sırayla odalara yerleşmeye başladık. İçimde nedenini bilmediğim kötü bir his vardı ama kızlara söyleyip morallerini bozmayı istemediğim için Doğa'ya tek söyledim. O da heyecan ve yorgunluktan dolayı olduğunu biraz dinlenirsem geçeceğini söyledi. Ben de bu konu hakkında daha fazla konuşmadım. Saat gece 12 olmuştu bile. Doğa ve Nisa herkesin uyuması gerektiğini eğer uyumazlarsa yarın alışverişe gelemeyeceklerini söyledi.  

Müzik KutusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin