Haddini aşan her duygu zıttına dönüşür...

18 1 0
                                    

Ellerim titremeye başladığını hissettim, ardından gözlerim karardı. Hayır, şuan bayılamazdım, burada değil. Yavaş yavaş bilincimi kaybediyordum, gözlerim kapanıyor, kapandıkça dışarıdan gelen sesler artıyordu. Kendimi yerde bulduğumda geride kalan tek şey duyduğum seslerdi... Kapı kilit sesi, kapının açılması...birinin beni kollarına sarması ve son olarak duyduğum o huzur verici kalbimi hızlandıran ses...

" İster misin her şeyi sana tekrar yaşatalım..."

***

Ne oldu bilmiyorum, koyu bir karanlığa büründü etrafım birdenbire. Beynimde ki savaş sessizliğe büründü, saniyelerce...dakikalarca...belki de saatlerce. Daha önce şahit olmadığım bir sessizlikti ama bu, sanki benim gibi bütün organlarım da kaldıramamıştı bütün bu olanları...

"Çocuklar siz isterseniz sınıflarınıza gidin artık, merak etmeyin arkadaşınız iyi sadece her zamanki gibi küçük bir bayılma."

"Teşekkürler doktor ama uyanana kadar yanından ayrılmayız."

"Uyanınca biz zaten beraber gideriz."

"Siz bilirsiniz çocuklar, bir sorun olursa odamdayım." Doktor yavaş yavaş odadan çıktı ve ortada rahatsız edici bir sessizlik oluştu. Bilincim yerindeydi uyanıktım ama gözümü açıp konuşmaya güç bulamıyordum. Şimdi diyeceksiniz sanki çok büyük bir olay yaşadı ne bu tantana. Bu benim hastalığım, daha önce de dediğim gibi travma geçirdim ve her küçük şeye yorgun, baygın düşüyorum. Bu benim zayıf noktam.

"Sizce doğru bir şey mi yapıyoruz, yani Yağmur'un bir anda bunları kaldıramayacağını üçümüz de iyi biliyorduk..."

"Peki ne yapsaydık Ege, daha ne kadar bekleyebilirdik? Daha ne kadar yalnız bırakabilirdik onu?" Rüzgar sesini ne kadar kısık çıkartmaya çalışsa da istediğinden fazla çıkıyordu, korkmuştu sanki. Tabi ben bayılmaya alışkındım o yüzden pek sorun etmiyordum kendimi artık.

"Tabi yalnız bırakmayacaktık kardeşim ama en azından ona zaman vermeliyiz, düzenini bir anda değiştiremez. Onun iyiliği için."

"Biliyorum ama işte-" Rüzgar lafını tamamlayamadan Mert araya girdi,

"Size de garip gelmedi mi?" Ege ve Rüzgar anlamamış bir ifadeyle Mert'e baktı.

"Ne?"

"Ne garip gelmedi mi?" Mert kısa bir sessizlikten sonra konuşmaya başladı

"Yani, bilmiyorum... Neyse sallayın ya saçmalıyorum işte..."

"Söylesene oğlum, meraklandırma."

"Söyle söyle." Ortada derin bir sessizlik oldu tekrardan, her zamanki gibi. Mert'in ne diyeceğini bende merak etmiştim, dayanamayıp gözlerimi onların göremeyeceği şekilde araladım, koltukta oturmuştu üçü de, Ege ve Rüzgar sorar ifadeyle Mert'e bakıyordu.

"Yağmur eskiden bu kadar çok bayılmıyordu...2 haftada bu kadar çok bayılması normal mi sizce..?"

"Ne demek istiyorsun yani?" Rüzgar'ın yüzü duyacakları şeylerden korkmuşa benziyordu, yüzünü anlamadığım bir ifade kaplamıştı.

"Ne demek bu abi, söylesene meraklandırıyorsun insanı?"

"Yaşadığı travma yüzünden...Yağmur'un bir hastalığı olmasın?" Duyduklarıma inanamadım, kalbim yerinden çıkacak gibi attı o an. Ya hastaysam, böyle bir ihtimal vardı. Mert'in dediği gibi önceden bu kadar bayılmıyordum...

"Saçmalama, olmaz öyle şey...olamaz." Rüzgar gözlerini yere çevirdi, yüzünde ki ifade beni korkutmaya yetiyordu. Yerle bakıştıktan sonra bana baktı, uyanık olduğumu anlamaması için aniden aralı gözlerimi kapadım. Yavaşça yanıma yaklaştı ve yanımdaki sandalyeye oturdu. O narin elleriyle saçlarımı okşadı. Size yemin edebilirim ki o an kalbim yerinden çıktı, hiç heyecanlanmadığım kadar heyecanlandım...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 09, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Herşey SarbaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin