4. Bölüm

60 8 9
                                    

Bismillahirrahmanirrahim
esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu🥰🥰

...Tam Lamia ile kitap raflarına bakacakken arkamızda beliren kişi ile kalakaldık...

LAMİA

Evet üniversite de hayatımı mahveden kişi şuan tam karşımdaydı. Bundan 2 yıl önce aynı fakültede karşılaşmıştık . Bir iddia uğruna beni tüm fakülteye rezil etmeye kalkışmıştı. Sözde sevdiğini söyledikten sonra benim kabul etmemi beklemiş ama ben kabul etmeyince bunun bir iddia olduğunu ve beni sevmediğini tüm fakülte önünde resmen açık bir dil ile açıklamıştı. Bende ailemden dolayı şehrime dönmüş ve doğunun güzel yeşillikli manzarası ile okumaya devam etmiştim. O günden sonra da hiç görmemiştim Özkan'ı.

"Selamın aleyküm Lamia." dedi yüzüme bakarak... Bende şaşırmış olsam da istifimi bozmadan
"Ve aleyküm selam Özkan?" dedim sakinliğimi koruyarak. Aynı zamanda da burada ne işi olduğunu çok merak ediyordum...

Başını yerden kaldırıp bakışlarını üzerime sabitleştirerek "Seninle konuşmam gereken bir konu var Lamia" dedi sesini sakin tutmaya çalışarak...
Sahi sesini sakin mi tutuyordu bana mı öyle gelmişti. Hem Özkan'a ne olmuştu böyle? Özkan sinirli, egoist her şeyi dediğim dedik İslam'dan uzak biriydi. Onun için parası ve dünya ön plandaydı. En önemlisi de bu şehirde olduğumu nereden biliyordu.

"Konuşacak bir şeyimizin olduğunu düşünmüyorum." dedim ve Hüda ile birlikte arkamıza dünmüş gidiyorduk ki "Lütfen 5 dakika zaman ayırsan yeter." Dinlemek istemiyordum aslında ama diyeceklerini de merak ediyordum... Hüda hafif yaklaşarak "Ben kitaplara bakacağım, işin bitince haber verirsin."

O sırada Özkan aramızdaki mesafeye özen göstererek "Şurada bir çay bahçesi var orada konuşsak olur mu?" dedi.

Aynı masada oturmak istemeyip ve de günaha girmemek için hayır diyecektim ama Özkan sanki aklımdakini okumuş gibi "Merak etme fazlasıyla kalabalık olur bu çay bahçesi" dedi. Ne yani kaç kere gelmişti ki bu çay bahçesine de kalabalık olup olmadığını biliyordu? Ben sorularım ile cebelleşirken çay bahçesine gelmiştik bile...

Özkan 2 çay isteğinde bulunurken bende sakin bir şekilde çay bahçesini süzüyordum. Sonuçta bir akraba olabilme olasılığı yüksekti ve Özkan'ı sorarlarsa yalan söylemek istemiyordum. Ayrıca söyleyecek cevabım da yoktu...

Çaylar geldikten sonra ellerimi masada birleştirip 'dinliyorum' bakışı attığımı sanıp konuşmasını beklemiştim.

"Lamia." dedi derin bir nefes alarak.

"Lamia benim orada söylediğim şeyler yalan değildi." Ne yani fakülte bitti burada da mı aynı şeyleri söyleyip gidecekti..?Hem ne gerek vardı? kelime israfı sadece. Evet sevmiyordum hatta iğreniyordum ama buralara kadar gelip aynı şeyleri söylemesi saçmalıktan başka bir şey değildi.
"Ben sana iddia uğruna seni sevdiğimi söylemedim Lamia." Yine derin bir nefes aldı bu seferki nefes alışı daha da derindi.

"Lamia ben seni seviyorum ama kabul etmeyişin zoruma gitmişti. İntikam almak canını yakmak istedim. Onca kişi benden bu teklifi beklerken ben gelip sana etmiştim. Senin kabul etmeyişin çok zoruma gitmişti. "

Ne yani bunca şeyi iddia olmasa bile inat ve kin uğruna mı yapmıştı? Bu düşünceleri içimde daha fazla tutmayıp dışıma yansıttım. "Ne yani bunca şeyi inat uğruna mı yaptın hem insan sevdiğine nasıl bunu yapabilir herkesin gözünün önünde küçük düşürerek mi sever insan?"

Evet çok sinirlenmiştim. Normalde insanların dediklerini pek takmazdım ama söz konusu namus ise kimse tutamazdı beni.

"Evet haklısın Lamia ama ben o zaman hiç kimsenin, hiç bir şeyin beni reddedemeyeceğini düşünüyordum. Ama yemin ederim ki değiştim Lamia. Sen o örnekleri verirken dediklerini araştırıp İslam'a yöneldim. "

LAMİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin