O zamanlar bizim köyümüz yenilerdeki gibi değildi.Nasıldı bilmiyorum ama böyle değildi.O zamanlarda Derekızık köyü, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdi.Bu köye yabancı kimse uğramazdı.Ta ki hepsinden normal bir cuma sabahı o göçmen kızı buralara gelene ve benim sıkıcı denecek yaşamımı değiştirene kadar...
"Aliş!Kalk abi hadi!"O sabah da günlük rutinimi yerine getirmek için yatakta kalan aklımı toplamaya çalıştım.Sabahları uyandığımda kesinlikle konuşmazdım.Bugün de böyleydi.Annemin zorla yedirttiği kahvaltımı yine zorla yaparak Meryem'i okula bırakmaya çıktım.Sırtımdaki ağır çantayla Meryemim'in elini tutmuş köy merkezine gidiyordum.
Meryem benim her şeyimdi.Ailemin bir parçasıydı da köydeki herkes, canımın da bir parçası olduğunu iyi bilirdi.Meryem henüz 1.sınıfa gidiyordu o zamanlar.Ama ben ona okuma yazmayı çoktan öğretmiş, evimizin az uzağındaki sığ ormandan bulduğum ingilizce kitabına çalıştırmaya başlamıştım.Bu kitaplardan belirli aralıklarda bulduğumdan ve onlarla epeyce vakit geçirdiğimden iyi sayılacak bir ingilizcem vardı.
"Meryem."diye fıdıldadım ritüelimi bozarak.Dedim ya sabah uyandığımda konuşmazdım.Zaten sesim de çatallı çıkmıştı.Sesimi toplayarak tekrar konuştum."Şu kız kim?"Meryem alt dudağını sarkıtarak kafasını yana eğmişti.Ben de dayanamamış o yumuşak yanağını öpmüştüm.
"Nereden bileyim abim?"Kim olduğunu bilmediğimiz açık kumral saçlı yabancı kız Emir'in arkasından el sallamıştı ve geldikleri yolu yalnız olarak geri döndü.
Meryem'i okul bahçesine bırakıp kızın arkasından gittim.İki yandan örülmüş açık renk saçları büyüleyiciydi.Kırmızı bir bandanayla yüzünün biraz arkasından bir yuvarlak yapılmış ve kafasının sağ yanında bağlanarak iki küçük tavşan kulağı oluşturulmuştu.
"Hey!"dedim arkasından yürürken.Birden ürkerek arkasını döndü.Sonra gülümsemişti.Öyle küçük bir gülümsemeydi ki Meryem'inkine benzeyen yanakları kımıldamamıştı bile.Ama ben o gülümsemede müthiş bir sıcaklık hissetmiştim."Kimsin sen?"diye kısık sesle sordum.
"İsmim Maria."demiş ve kaşlarımı kaldırmama neden olmuştu."Ali'yi tanıyor musun?"diye yarım türkçesiyle sormuştu.Ali bendim.Ama bunu söylemek içimden gelmemişti.Belli ki Emir kızı bana karşı doldurmuştu.Kafamı evet anlamında salladım."O kötü birisi mi?"
Sorusunu es geçip "Emir'in neyi oluyorsun?"diye sordum."Söyleyemem."demişti Kafasını iki yana sallayarak."Kimseye söylemem."dedim konunun özel olduğunu anlayınca.
"Ben Türk değilim."
"Arkadaşım ol o zaman."dememe şaşırmıştı."Gidersin sanmıştım."dedi.Ve devam etti."İsmin ne?"
Biraz yüzüne baktıktan sonra yanıtlamıştım."Ali"
Yanıtım üzerine geriye bir kaç adım attı."Hayır" demişti köye doğru koşarken.
Çünkü ben Rum olduğunu sonradan öğrendiğim o kıza göre kötü bir insandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Göçmen Kızı
Romantizm"Buralar seni özleyecek."dedi kollarını açıp etrafı göstererek.Gülümseyip elini tuttum.Ve elini kalbimin üstüne götürdüm."Bura da seni özleyecek."dedim gözümden akan yaşla gülümseyerek.Benim özlemim ikimize de yetecekti çünkü...