4 Yıl Önce

12 6 2
                                    


Sınıfın içinde bir biz vardık.

Son zil çaldığında herkes koşar adım okuldan uzaklaşmış ve ben de çıkmak istediğimde Afet kolumdan tutup bana engel olmuştu.

Beni sınıfın duvarına doğru ittiğinde sırtım duvara oldukça sert bir şekilde yapıştı.

Ama kalbim daha çok acımıştı.
Elimi acıyan yerime koymayı uzun zamandır âdet edindiğimden elim otomotik olarak sol göğsüme gitti.

Ve gözümden düşen bir damla sınıfın beton zeminini ıslattı.

Bu konuşmayı yapmak istemiyordum.
Söyleyeceklerini duymak istemiyordum.
Çünkü Afet'in , her ne kadar saf ve temiz bir kalbi olsa da üstesinden gelemediği öfke problemi vardı ve bu durum baş gösterdiğinde ne benim ne de onun hoşuna giden sözler çıkıyordu ağzından.

"Bak." dedim titreyen sesimle. Ellerini saçlarında gezdirirken sınıfın içinde bir sağa bir sola hareket etmesi beni korkutmaya başlamıştı.

Kendime değil.

Kendine zarar vermesinden korkuyordum.

Ablası iki yıl önce kimin yaptığı belli olmayan bir cinayete kurban gittiğinden beri, tahmin edileceği üzere ruh hâli berbattı, ilk zamanlar dozu az olan ama oldukça ağır sakinleştiriciler kullanıyordu. Ve günün yarısından fazlasını ilacın etkisi yüzünden uyuyarak geçiriyordu.

Şimdi ise doktor ne kadar ısrar ederse etsin vücuduna herhangi bir madde almayı reddediyordu ve bu yüzden öfkelendiğinde aklı başından gidiyordu.

Psikiyatristin bana söylediklerini aklıma getirerek sakin kalmaya çalıştım.

"O, sadece aynı iş yerinde çalıştığım bir çocuk. Daha fazlası olamayacağını sen de biliyorsun Afet. Lütfen , yapma böyle. Üzülüyorum."

"O senin saçına dokundu, o senin yanağına dokundu." dedi bakışları yerde gezerken. "O sana dokundu."

Bahsettiğimiz çocuk, aynı pizzacıda çalıştığımız, kuryelik yapan ve benden iki yaş büyük olan Efecan adında biriydi.

Simsiyah dalgalı saçları, siyah gözlerini çevreleyen uzun kirpikleriyle aslında çoğu kızın ilk bakışta "Yakışıklı" sıfatını yapıştıracağı bir tipti.

Ama bu, Afet'in düşündüğünün aksine benim zerre kadar umrumda değildi. Ayrıca aynı bölümde çalışmadığımız için gerekmediği sürece konuşmuyorduk bile.

Gördüğüm kadarıyla o da benimle ilgilenmiyordu ama Afet'in o akşam beni işten alacağı vakit garip bir şey olmuştu.

O gün, her zamanki gibi siyah düz saçlarımı toplayıp takmaktan nefret ettiğim aptal beysbol şapkasının arkasındaki boşluktan çıkarmak yerine salık bırakıp şapkayı kafama öyle geçirmiştim.

Bu şekilde pek de sıkı olmuyordu ama kafamdan da düşmüyordu.

Efecan'ın son siparişleri de adrese teslim etmesi için pizzaları karton pakete koymuştum ve ona uzatmıştım ki şapka, kafamda sıyrılıp yere düştü.

O ise gülümseyerek eğilmiş ve şapkayı temizledikten sonra kafama geri takmıştı.

Sonrasında kahküllerimi düzeltince şok olmuştum. Biraz ileri gidip elinin tersini sol yanağımda gezdirmeye başladığında ise pizza kutularını göğsüne doğru itmiş, havadaki gereksiz romantikliği bozmuş ve tezgah kısmına geri dönmüştüm.

Bu kadardı.

Pizzacıya yaklaşırken bizi öyle görmüştü ama abartılacak bir şey yoktu.

Ben, gerekli tavrı zaten göstermiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 23, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BUZ VE MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin