0.4

566 80 93
                                    

"Sahip... Bana kızgın mısın?"

Kihyun elindeki sıcak kahveden bir yudum aldı. Sonrasında bardağını bırakıp mahçup bir şekilde parmaklarıyla oynayan Minhyuk'a bakarak derin bir iç çekti.

Gece beraber uyumuşlardı. Her şey iyi gidiyor gibiydi. Fakat bu iyi gidişat Kihyun uyanıp kahverengi saçlının kendisine sarılan çıplak bacakları görünceye kadardı.

Beraber kahvaltı ettiler ama Kihyun hiç konuşmadı. Bu Minhyuk'u o kadar huzursuz etmişti ki Kihyun her şeyi toparlar toparlamaz yanında bitmişti.

"Özür dilerim. Kurala uymadım biliyorum ama bilerek olmadı gerçekten. Gece uyurken çıkartmış olmalıyım, dar geldiği için... Farkında bile değildim gerçekten."

"Sana kızgın değilim ki yahu, kendime kızgınım."

Kihyun'un sözleri karşısında Minhyuk kaşlarını çattı. Evet, Kihyun sahiden kendisine kızgındı. Önceki gece onun bedenine göre kıyafet almıştı ama vermeyi unuttuğundan sabah böyle şoklanmıştı işte.

"Seni öyle rahatsız kıyafetlerle uyuttuğum için özür dileri-"

"Yeni bir ani kucaklaşma," diye geçirdi içinden lafını bitiremeden kendisine aniden sarılan kollarla.

"Buna alışsam iyi olacak..."

"Sen en iyisisin sahip, hiçbir şey için özür dilemene gerek yok."

Minhyuk'un ses tonundaki samimiyet Kihyun'u yumuşacık etmişti. Bu his... Çok güzeldi. Kendisinin gerçekten iyi olduğuna gönülden inanan biri tarafından kucaklanmak... Gözlerini kapattı ve bu hissin keyfini çıkartmaya başladı.

"En iyi olduğumu düşünüyorsan, ben de ona yaraşır bir şekilde davranacağım Min."

"Efendim?"

"Yok... Yok bir şey."

O da sarılmak istedi, karşılık vermek istedi. Ama aksilikler ne yazık ki peşini bırakmıyordu.

Bulaşıkları yeni yıkadığı için oldukça soğuk olan ellerini sarılayım derken kazara Minhyuk'un sıyrılan tişörtünden içeri sokuvermişti. Minhyuk birden sıçrayınca durumu fark etti ve ellerini hemen geri çekti.

"Özür dilerim!"

"Sorun değil. Dokunmak istersen dokunabilirsin. Ellerin soğuk olduğu için ürperdim sadece."

"Ha? Ne?"

"Dokunabilirsin sahip."

"Hayır, dokunmak istememiştim. B-ben sarılmak için-... İçeri geçelim mi?"

"Tamam."

İkili ayrılıp salona geçtiğinde Changkyun koltukta uzanıyordu. Kihyun önceki akşam kapı girişinde unuttuğu kıyafetleri almaya gitti. Minhyuk da Changkyun'un dibine oturuverdi.

"Bana sinirli değilmiş," diyerek söze başladı Minhyuk.

"Çok mutlu oldum. Seni küçük kıyafetlerle uyuttuğum için kendime kızdım dedi."

"Ama kendine kızmasın..."

"Değil mi? Ben de ona en iyisi olduğunu söyleyip sarıldım."

"O ne yaptı?"

Sorunun üstüne kahverengi saçlı gülerek Changkyun'un kulağına yaklaştı ve fısıldadı.

"Bana dokundu."

"Ne? Gerçekten mi?"

"Evet. Ellerini birden belimden içeri soktu. Sonra hemen çekti, ben ellerinin soğuğundan ürperdiğim için."

Lick Me, Like Me // changkihyukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin