Kıyamet birliği

251 24 18
                                    

*-*
Shine like sun
__________

Yeşil saçlı oğlan güneşin doğması ile birlikte odasına dolan ışıkla güne uyanmıştı. Üzerinden yorganı attı ve üstüne rahat kıyafetler giydikten sonra ayaklarını mutfağa yönlendirdi.

Kahraman üniformasını ajansta değiştirecekti.

Kahvaltı için diyet listesinde olanları hazırlarken televizyonu açtı. Başka bir kanalı pek seyretmediğinden bir haber kanali açılmıştı. Bir süre sonra kulağı ile orayı dinlerken bir yandan da buzdolabından domatesleri alıyordu.

"Dün akşam üzeri saatlerde 1 numaralı kahraman Ground Zero, bir banka da oluşan patlamadan beri hala haber alınamadı. Ekipler ve profesyonel kahramanlar arama çalışmalarını sürdürürken ölmüş olabileceğini de dile getirdiler..."

Haber ekranına olay yerine giden muhabir konuşmaya başlayınca 2 numaralı kahraman -onun diliyle- en iyi arkadaşlarından birisinin nerede olabileceğini sorguluyordu.

Onun öyle kaybolabilecek birisi olduğunu asla tahmin etmezdi.

Moralinin bozulmasından dolayı yemeğini iştahsız yedi ve kendine öğlen yemeği bile hazırlamadan çantasını alıp ajansa yürüdü.

Eğer şuan kacchan olsaydı evler bitişik olduğundan aynı an çıkar ve o da ona bağırırdı. Fakat ikisi de dakik insanlardı burada hiç kimsenin suçu yoktu ki.

Nedense nereye baksa Kacchan ile olan hatıraları geliyordu aklına. Birlikte yürüdükleri sokak, ona öğlen yemeği ısmarladığı dükkan ve eskiden oyun oynadıkları ana okulu.

Kacchan hiç bir zaman onunla olmaktan memnun olduğunu dile getirmezdi fakat bağırmasına rağmen hep yanında olurdu, şimdi ise onu sadece bir kaç moloz yığını mı engelliyordu ?

"Hayır, kacchan 1 numaralı kahraman. Bunun arkasında başka bir şey var. Başka birileri... kötüler birliği?"

Aslında bu mantıklıydı. Lise yılları zamanında da kacchan kaçırılmıştı ve onlara katılmasını önermişlerdi ama kacchan bunu kabul etmemişti. Kötüler birliği ise bunu tekrar yapacak kadar aptal değildi. O zaman kim ?

Bu soru yeşil saçlı genç kahramanın kafasına takılmıştı bile. Genelde hep ıslık çalarak ilerlediği yolu teoriler ve komplolar üreterek hiç farkına varmadan fısıldaşmaları ile geçmişti ki bu yeşil saçlı kahramanın dikkatini çekmese de yoldan geçen bir sürü insanın dikkatini çekmişti.

Ajansın içine girdi ve herkese -alışkanlık gereği- selam verdi. İceridekiler yeşil saçlı oğlanı ilk defa böyle gördüklerine yemin edebilirlerdi fakat herkes biliyordu neden böyle olduğunu.

Giyinme odalarından birinin içine girdi ve yeşil kahramanlık kıyafeti ile kırmızı botlarının bağcıklarını bağladı. Giyinme odalardan çıkıp içeriye girdi. Büyük bir daire şeklindeki masanın etrafında toplanan kahramanların bazıları konuşuyorlardı bazıları ise kötüler hakkındaki evrakları inceliyordu. Sohbete karışmak gibi bir ruh halinde bulunmadığından kahve makinesinden sıcak bir kahve aldı ve dün akşam yarım bıraktığı evrakları inceledi. Bazıları polise verilmeye hazırdı, bazıları ise hala biraz düzenlenmeye ihtiyaç duyuyordu.

"Midoriya sen iyi misin ?"

Bu soruyu soran arkadaşına baktı. O ciddi bakışları yüzünden nadiren silinirken şuan endişeli biçimde kendisine bakan Todoroki bu sorunun cevabını bilmek istiyordu. Doğrusu kendisi de bildiği söylenemezdi fakat iyi olmaya çalışıyordu işte.

"Ben iyiyim Todoroki-kun. Endişelenmene gerek yok."

"Bakugou'nun kaybolması seni üzdü farkındayım ama onu hep birlikte bulacağız söz veriyorum."

"Kacchan öyle kolay kolay kaybolmaz. Bir cesetle karşılaşmaktan korkuyorum."

"Merak etme öyle bir şey olmayacak çünkü patlamaya rağmen bir güvenlik kamerası görüntüsü yakaladık !"

Bunu söyleyen sarışın arkadaşına baktı Midoriya. Sohbeti dinlemiş olmalı ki heyecanı ile ortamda bulunan herkesi şaşırtmayı hedeflediği belliydi. Herkesi Bir araya toplamıştı ve büyük televizyonda oynatılmaya başlanan görüntüleri göstermişti.

Herkes ne olduğunu anlamamıştı. Bankanın karşısında bulunan bir kafenin güvenlik görüntüleriydi orası bittikten sonra kafenin ön tarafındaki güvenlik kameralarını göstermişti. Kahramanların gördüğü tek kendi yaşlarında bulunan gençlerdi ki sarışın kahraman anlamayan yüz ifadeleri ile bakan arkadaşlarını aydınlatma gereği hissetmişti.

" Hadi ama ! Bu gençler 1 saat bankanın karşısındaki kafede beklediler sonra da tam Ground Zero'nun gelmesine dakikalar kala bankaya giriyorlar. Şu yüzlerine bakar mısınız, hiç bir yerden tanıdık gelmiyor mu ?"

" Hayır!"

"Ne ?! Hadi ama bu kıyamet birliği anlasanıza!"

" Bekle Kaminari kıyamet birliği bugüne kadar sadece hırsızlık işleri ile ilgilendiler. Ground Zero gibi güçlü ve yüksek rütbeli bir kahramanı neden kaçırsınlar ?"

"Aslında geçmişlerini araştırdım. Hırsızlık yaparken dolandırıcılık, rehin alma, adam öldürme ve darp görülmekte. Bunları yapan kişiler kim bilir kacchan üzerinde hangi kötülükleri yapmayı planlıyorlardır... Yani demek istediğim kacchan güçlü birisi merak etmeyin onların elindeyse kaçmanın yolunu bulur o."

"Bunu diyeceğimi hiç düşünmezdim ama Denki haklı. Kıyamet birliği bizim kahramanlığa başlamamıza yakın bir tarihte gün yüzüne cıktı ki ilk başta kimse onları ciddiye almıyordu ama artık profesyonel bir kahramanı kaçıracak duruma geldiler ise ciddi bir şeyler olmalı."

"Kessinlikle ben de bunu söylüyorum ! ve kyouka biz evliyiz ne demek 'haklı olacağını düşünmezdim' ?"

" kacchan belki kötüler birliğinde belki de kıyamet birliğinde... her nerede ise onu bulmamız lazım. Aramalar devam edilsin ve tüm ipuçları araştırılsın. Siz işlerinize devam edin çocuklar. Ben kıyamet birliğini araştıracağım."

Herkes 2 numaralı kahramana bakarken onun yüzünden ne kadar ciddi olduğu anlaşılıyordu. Yeşil saçlı kahraman ise kacchan'ın peşinden gideceğine yemin edebilirdi ve eğer kıyamet birliği kacchanın kılına zarar verirse de onları öldürebilmek için planlar kurmaya başlamıştı bile.

Kacchako: Gizli Dokunuş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin