4-YENİ EV

828 62 16
                                    

Gözlerimi açtığımda evin bodrumundaydım. Yerden kalkmaya çalıştım anca vücudum o kadar berbat bir haldeydi ki.
Dün gece olanları düşündüm. Sanırım dün geceydi çünkü şuan hava aydınlıktı.

Hiç bu kadar ileri gitmemişlerdi. Onlar. Yavaşça tişörtümü kaldırdım. Yanık acım geçmişti ama tişört yaraya sürtünce yeniden acı verdi. Inleyerek yaraya dokundum.
Aman Allahım.
Bu izler asla peşimi bırakmayacaktı. Bu görüntü midemi bulandırdı çünkü karnım berbat bir haldeydi. 5 tane damga gibi duran iz.

Izin yanında bulunan morluklar ve sopa izlerini saymıyorum bile. O sırada elimi fark ettim. Doğru ya birde elim gitmişti.
Avuç içlerim çok kötü duruyordu.

Bunlar nasıl insandı böyle. Bana hiç acımadan nasıl bunları yapabildiler. Ve en kötüsü bana neden bu acıları çektiriyolar. Neden.

Onlar benim akrabam değillermi. Neden yapıyorlar bunu bana. Farkında olmadan ağlamaya başladım.

Bir süre sonra kapı açıldı. Buna şaşırdım çünkü beni buraya attıktan sonra uzun süre kimse buraya uğramazdı.

Gelen Ali abiydi. Bu beni daha da şaşırttı çünkü o bana asla yardım etmezdi.
"Al acıkmışsındır "
Diye bir tepsi uzattı. Ellerimle tutmak isteyince canımyandı ve sessizce bekledim.
"Çok kötü duruyor"
Dedi tepsiyi önüme bırakırken.
Ardından kapıyı kapattı. O kadar açtım ki hemen saldırdım yemeklere.

Az sonra yeniden gelmişti.
Elinde krem vardı.
Korkuyla bakınca derdimi anladı ve
"Merak etme kimse yok. Teyzen dışarı çıktı ve kızlar da okulda"
Ona şaşkınca baktım. Bugün pazar değil miydi.
"Bugün pazar?" Dedim sorarcasına. Yandan bi gülüş attı alay içeren.

"Hayır bugün çarşamba."
Ona o kadar imkansız gibi baktım ki. Nasıl olurdu bu.

"Pazar gecesi attılar seni buraya. Hastanede 2 gün yatmışsın baygın. Ve burda da 3 gün uyanmadın. Biran korkmaya bile başladım hiç uyanmayacaksın diye"

Hastanede 2 gün kaldığımı bile yeni fark ediyordum.
"Ama birazdan gelirler o yüzden hızlı ye yemeklerini"
Dedi.
"Saat kaç?" Diye sordum çıkmayan sesimle.
"Akşam üstü 5"
Yemeğimi hızla yedim ardından ellerime krem sürdü. Karnıma da. Sonra yukardan ses gelince hemen ayaklandı.
"Merak etme bundan sonra sana hiçbirşey yapamayacaklar."
Dedi gitmeden önce. Dediklerine anlam veremezken etrafı incelemeye başladım. Zihnim hala tam olarak kendine gelmemişti.

Ali abi bana hiçbir zaman yardım etmezdi. Şuana kadar da etmedi. Ama bugün farklıydı. Belkide şuana kadar bana yapılanlardan pişman olmuş ve artık bana yardım etmeye karar vermis olabilirdi. Bu fikir beni mutlu etti. Beni düşünen bir insan.

Artık bana hiçbirşey yapamayacaklarını da söylemişti
Ne yani bu zülüm son mu bulacaktı. Ali abi asla yalan söylemezdi de. Yani artik kurtulmuştum. Pazar gecesi içimden geçen o ses de bana bunu söylemişti zaten. Sebepsizce mutlu oldum. Artık kurtulmuştum.

Içimde hala belirsizlik olsa da bu mutluluğumu engellememişti. Kaç gündür uyusam da yorgunluğum yeniden bastırdı. Gözlerim yavaşça kapandı.

-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-'-

Uyandığımda bu kez odamdaydım. Ve kendimi gayet iyi hissediyordum. Kolumda olan serumu o zaman fark ettim. Beni buraya Ali abi çıkartmış olmalıydı. Ali abi ne kadar iyi bir insan olmuştu öyle.

Az sonra elinde yeniden bir tepsiyle girdi.
"Günaydın prenses"
Dedi sırıtarak.
"Günaydın"
Dedim mutlulukla. "Al kahvaltını yap bakalım"
Dedi ve tepsiyi kucağıma koydu. Kahvaltı dediğine göre sabah olmalıydı. Saate bakınca öğleni geçtiğini fark ettim. Neredeyse 1 gündür uyuyordum. Sessizce kahvaltımı yaparken o da beni izledi. Kahvaltım bittiğinde tepsiyi aldı ve
"Bugün seni dışarı çıkaracağım"
Dedi. Daha önce hiç gezmeye gitmemiştim. Mutlulukla daha çok gülümsedim.
"Nereye?"
Diye sordum merakla.
"Sürpriz"
Diyip sırıttı ve çıktı.
Az sonra elinde güzel bir elbise ve şampuan duş jeli vücut losyonu bulunan paketlerle geri girdi.

"Bunlar ne için?"
Diye sordum sakince. Bu kadarı abartı değil miydi.
"Yalnızca bu ilk gezmeye gitmen ve güzel ol istiyorum"
Dedi gülerek. Bende tamam diyip hemen duşa girdim. Normalde hiç bu kadar kaliteli ve güzel bir şampuanla yıkanmamıştım. Saçlarım şampuan sayesinde çok daha güzel duruyordu. Ve vücut losyonunu tüm vücuduma döktüm. Vücudum yumuşacık oldu. Tabi ilk kez böylesine bir bakım görüyor. Ondandır.

Karnımdaki ve avuç içlerimdeki yanık izleri duruyordu ama verdiği krem işe yaramış olacak ki eskisi kadar göze batmıyordu izler.

Tamamen hazırlanınca getirdiği paketten çıkan iç çamaşırını da yüzüm kızararak giydim. Bana iç çamaşırı mı almıştı.
Ama bu iç çamaşırı normal aldıklarıma pek benzemiyordu. Dantel detayı fazlaydı ve çok güzeldi. Daha sonra elbiseyi de giydim üstüme. Banyodan çıkınca kapıda beni beklediğini gördüm.

Yatağımın üstüne ayna ve makyaj malzemeleri koymuştu.
"Makyaj yapmak istemiyorum"
Dedim sakince. Daha önce hiç yapmamıştım zaten.
"Şuanda da çok güzelsin ama en azından bunu sür "
Dedi ve ruju uzattı. Hayatımda ilk kez ruj sürmenin heyecanıyla biraz taşırarak sürdüm.

Bu halime gülüp ayağa kalktı.
"Gidebiliriz. "
Aşağı inince teyzem ve kuzenlerim kapıda bekliyordu bizi.

Hepsinin gözünde kıskançlık vardı. Ve sırıtıyorlardı. Neden sırıttıkları hakkında pek bir fikrim olmasa da çıktım evden.

Hava çoktan kararmıştı.
"Gel"diyip bi arabanın yanına çağırdı beni. Iyi de Ali abinin arabası yoktu ki.
"Bu araba bi arkadaşın ondan bu gece için ödünç aldım"
Dedi ve beni ön koltuğa oturttu. Sessizce gittiğimiz yolları izledim. Nereye gideceğimizi deli gibi merak ediyordum.
Ve heyecanlıydım da.

Yarım saatlik bir yolculuğun ardından durduk. Saat 10a geliyordu ve gecenin bu saatinde dışarıda olmak beni hayli sıkıntıya soktu. Gideceğimiz yere gündüz gidemezmiydik ki.

"Hadi gel"
Diye kapımı açmış beni bekliyordu.
"Abi gündüz gelseydik olmaz mıydı?"
Diye sordum. Arkamızdan geçen iki polis memuruna göz atıp
"Gündüz yine geliriz ama şimdi gelmişiz eve mi dönelim?" Diyerek beni ikna etmişti.
Umarım çok geç eve dönmezdik. Çünkü yarın doğum günümdü ve sabah erken kalkacaktım.

Bulunduğumuz sokakta birçok cafe gibi yer vardı. Kapılarında ise bar yazıyordu. Bar içki içilen mekandı bunu biliyordum. Bizim bu tarz mekanlarda ne işimiz vardı ki.

Kapısında REVENGE BAR yazan bir mekanın önüne geldik. Içeri giren kızlar kısacık etekleri ve abartı makyajlarıyla birer fahişeyi andırıyordu. Dönüp kendi elbiseme bakınca benimde az çok öyle durduğumu düşündüm. Bu beni aşırı rahatsız etmişti.

"Hoşgeldin Ali. Bu yeni çıtır mı,?"
Diye sordu kapıda duran iki adamdsn biri. Ali sakince kafa salladı ve içeri girdik.

"Yeni çıtır derken neden bahsediyorlar?"
Diye sordum merakla.
"Birazdan anlatırım ",
Dedi ve müzikli ortama girdik. Yanlarda masalar vardı ve ortadaki pistte insanlar dans ediyordu. O insanlara baktıkça ben kendimden utandım. Kısacık etekleri dekolteli kıyafetleri.

İlerleyip bir masanin başına geldik. Onlar gibi giyinen bir kadın ayağa kalktı ve beni süzdü. Aşırı derin süzmeye devam ederken masadaki bakışlar da aynı şekilde bakıyordu.

"Bu iyiymiş ha. Iş görür baya"
Dedi kadın.
"Bu gece için Fevzi beyle anlaştım. Daha sonra sizindir"
Dedi masadaki adamlara bakarken.
En başta oturan ise
"Fevziden sonra yarın kendine gelirse yarın gece için de ben alırım bu çıtırı"

Ortada dönen sohbeti biraz geç de olsa anlamıştım. BEN ALİYE NASIL GÜVENIP GELMIŞTIM BURAYA?

Hızlıca arkamı döndüm ve çıkışa doğru yöneldim. O anda arkadan kolumu tuttu ve kulağıma büyük bir nefretle fisıldadi.
"artık yeni evin burası"

03.04.2020

Bilinmez (Melez)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin