Ö.E

2.5K 119 58
                                    


Öncelikle selammm ! Nasılsınız?  Evet hal hatır sorduğumuza göre bölüme geçelim bari fazla yeni bölüm isteyen olmuş. Bu beni fazla mutlu etti teşekkür ederimm:)


''Nira kuzum uyan anneciğim. Aras bey oğlum geldi.'' Annemin sesiyle gözlerimi açarak saf saf odama doğru baktım. Aras bey mi gelmişti. İyide neden?  ''Nira kızım!'' Yatağımda doğrularak sıkıntılı bir sesle anneme seslendim. ''Uyandım.'' Biraz beklese ölecek değildi ya. Banyoya doğru ilerlerken bedenimin fazla yorgun olduğunu fark ettim. Aslında tek bedenim değil ruhumda yorgundu. İç çekerek yüzümü yıkadım. Aynaya bakmaya gerek bile duymadım ne halde olduğumu görmek bile istemiyordum. Odama geri dönerken gözlerimi merdiven boşluğundan gözüken salona takıldı. Salondaki koltuklardan birine oturmuş halıyı incelerken bir taraftan annemin sorularına cevap veriyordu Aras bey. Hızlıca dolabımdan çıkardığım kırmızı elbisemi yatağın üzerine atarken. Saçlarımı taramaya başladım. Elbisemi üzerime geçirdikten sonra saçlarımı güzel bir at kuyruğu yaptım. Komodinin üzerindeki parfüm şişesini alarak bir kısmını üstüme boşalttım. Duş almamıştım ter kokuyor olabilirdim ve rezil olmakta istemiyordum. Merdivenleri hiç bir acelem olmadan indim. Salona giriş yaparken gözlerim annemdeydi ne yapmam gerekiyordu. Annem gözleriyle aras beyi işaret ederken kafamı eğdim. ''Hoş geldiniz Aras bey.'' Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki duyup duymadığını bile bilmiyorum. Aras bey beni şaşırtarak sıcak bir tebessümle ''Hoş buldum.'' dedi. İçime dolan garip duyguyla gözlerimi halıya indirdim. ''Nira geldiğine göre biz çıkalım izninizle.''Ayaklanan Aras beyle kafamı kaldırdım. Nereye gidiyorduk? 


''Peki Aras bey oğlum. Nira kızım çok geç gelmeyin.'' Annem bana bakarak konuşurken kaşlarım çatıldı. Ben daha nereye gittiğimizi bilmiyorken geç gelmememi söylüyordu. ''Hadi nira üzerine bir şey al çıkalım.'' Kafamı sallayarak kapının arkasındaki hafif kot ceketimi üzerime geçirerek beyaz sporlarımı giymeye başladım. Annemle vedalaşan Aras beyi beklemeye başladım. Yanıma doğru gelen Aras beyle bedenimi bir heyecan dalgasının aldığını fark ettim. Ne yapacaktım? Nasıl davranacaktım? Beni es geçip arabasına ilerlerken arkasından bakakaldım. Sanki bunu fark etmiş gibi durdu ve ağır bir şekilde arkasına döndü. ''Birini mi bekliyorsun?'' Kafamı salladım. ''Yürüyerek mi gelmek istiyorsun?'' Kafamı tekrar olumsuz salladım. Dilim tutulmuş gibiydi.       ''O zaman neyi bekliyorsun gelsene.'' Arabasına ilerlemeye başlarken bende peşinde ilerledim.


Kendi arabaya binmiş beni bekliyordu arabaya yaklaşırken  şoför  koltuğunun yanındaki koltuğun kapısını açtı. Bir şey söylemeden bindim. ''Emniyet kemerini takmayı unutma.''Kemerimi takarken gözüm aras beyin tarafına takıldı. Kendi niye takmıyordu peki? Sanki dediklerimi duymuş gibi arabayı çalıştırırken bana döndü. ''Emniyet kemeri sıkıyor beni.'' Kaşlarımı kaldırırken bir şey demedim. ''Normalde de bu kadar sessiz misin?'' Cama çevirdiğim kafamı Tekrar aras beye çevirdim. ''Konuşmayı pek sevmiyorum.'' Gözleri yoldayken arada benden tarafa bakıyordu. ''Desene sessiz bir evlilik olacak .'' Kafamı eğdim. Bunu aras beyin ağzından duymak kendimi kötü hissetmemi sağlamıştı. ''Bana aras bey demene gerek yok.'' Adamda haklı direkt Aşkım. Canım de nira. Ne dememi bekliyordu ki?  ''Sadece Aras diyebilirsin.'' İyi en azından iltifat beklemiyordu. Kafamı sallamakla yetindim. ''Dilini mi yuttun. Yoksa sohbetim sarmıyor mu?'' Utanıyorum be adam anlasana. '' Hayır dilimi yutmadım. Sadece biraz çekingenim.'' dedim. ''Farkındayım. Üzerinde ki gerginliği atmana yardımcı olmaya çalışıyorum bende. '' İçimde oluşan garip bir duyguyla tebessümle baktım arasın yüzüne. ''Teşekkür ederim.'' Arabada ki son konuşmamız olmuştu. Sade ama fazlasıyla şık bir yere gelmiştik. Serpme kahvaltı sipariş etmiştik. Kafamı cama doğru çevirdim. Gözümün alabileceği her yer yeşillikti ve fazla güzel bir manzarası vardı buranın. ''Sevdin mi ?'' Anlamayarak arasa baktım. ''Neyi?'' şaşkın yüzüme bakarak güldü. Etkileyici bir sesli gülüştü bu. Utandığımı yanaklarımın kızardığını hissettim. ''Burayı sevdin mi?'' Kafamı sallamakla yetindim . Daha ilk gün rezil olmuştum. Daha çok kızardığımı hissettim. Aras dudaklarını aralarken garson masayı Kahvaltılıklarla doldurmaya başlayınca ağzını geri kapattı. Sesiz bir kahvaltı geçirdik arada bana bakışlarını yakalıyordum ama gözlerini kaçıran hep ben olmuştum. Şimdi aynı yerde oturmuş çay içiyorduk. Daha doğrusu o kendi için çay istemiş benim içinde limonata istemişti. Limonata severdim o yüzden sesimi çıkmadım.  Aklıma takılan sorula gözlerim istemsizce arasa döndü. çayını yudumladıktan sonra gözlerini etraftan alarak bana baktı. ''Sor?'' yutkundum. ''Bir şey soracağımı nereden biliyordunuz?'' Kaşlarını kaldırdı. ''Resmiyete gerek yok.'' Oturuşunu düzelttikten sonra devam etti. ''Bakışların ne düşündüğünü belli ediyor.'' Anlamış gibi kafamı salladım. ''Sor ne merak ediyorsun?'' Aklım o kadar karışıktı ki hangisini sormalıydım? Yutkunarak geriye yaslandım. Fazla gergindim. ''Neden?'' kısık sesim acı doluydu. ''Gözlerini üzerimden çekmedi ama tek kelimede etmedi. ''Bu senin iyiliğin için.'' İnanmıyormuş gibi baktım. Çünkü inanmıyordum nasıl benim iyiliğim için olabilirdi bu.  ''Karşı çıkmadınız mu hiç?'' Arasın kaşlarını kaldırdığını gördüm cümlemi düzelttim. ''Karşı çıkmayı denemedin mi hiç?'' Boğazını temizledi bir şeylere mırıldandı. Gözleri masada dolandı. ''Bak bunları düşünme hepsi senin iyiliğin için.'' Kafamı dikleştirdim. ''Okumak istiyorum ben.  Evlenmek değil yaşımdan haberin var mı senin?'' Sinirlerim bozulmuştu fazlasıyla sesimi yükselttiğimi fark ederken mahçup bir şekilde baktım arasa. Anlayışla bakıyordu gözlerime. ''Her şeyi biliyorum nira her şeyi. Ve hala okumaya devam edeceksin okuma hakkını elinden almıyorum.'' Kafam o kadar karışıktı ki sanki davul zurna çalıyordu beynimde. Sessiz kaldım tek kelime etmedim önümdeki limonatadaydı gözlerim biliyordum bakıyordu hissediyordum da kafamı kaldırıp bakmadım. Çoktan çayını bitirmiş benim limonatamı bitirmemi bekliyordu. Kötü bir insan değildi biliyordum ama bu evliliğe karşı çıkabilirdi. Benim ağzımı kapatanlar vardı ama o konuşabiliyordu. Neden karşı çıkmıyordu neden?


Aras parayı öderken ben kapıda manzarayı izliyordum. Bayılıyordum bu tür manzaralara Ceketimin cebinden çıkardığım telefonumla manzarayı çektim.  Derin bir nefes alarak ciğerlerime doldurdum temiz havayı. ''Gidelim mi?'' Ne ara kapattığımı bilmediğim gözlerimi açarak arasa baktım.''Gidelim.'' Bu sefer önden gitmek yerine bana yol vererek önden gitmemi işaret etti. Reddetmedim arabaya doğru ilerledim. Anahtarla arabayı açarken arka kapıyı açarak ceketimi içeri attım. Aras durmuş ne yaptığıma bakarken bende kendi koltuğumun kapısını açarak oturdum ve kapıyı kapattım. Çok geçemeden aras arabayı çalıştırırken bende kemerin metal kısmını bulmaya çalışıyordum.  ''Nerede bu lanet şey.'' Kendi kendime mırıldanırken bana doğru uzanan elle birlikte irkilerek arasa baktım.  Eli beni geçerek kemere doğru attı ve kendine çekerek koltuğun alt kısmında kalmış olan metal tarafı çıkarttı ve  çekerek kemeri taktı. Kafamı hafif eğerek teşekkür ettim. Gözlerini yoldan ayırmadan hafifçe tebessüm etti. Kafamı cama yaslayarak ne yapmam gerektiğini düşündüm. Ona nasıl davranmam gerekliydi. Bir suçu yoktu oda benim gibi bu hikayede lafı dinlenmeyen taraftı belkide. Kendimi o kadar berbat ve yorgun hissediyordum ki. Hiç bir zaman düşüncelerim sorulmamıştı yada dediğim sözler hiç bir zaman dinlenmemişti.  Araba fazla sessizdi kafamı camdan kaldırmadan mırıldandım kısık bir sesle. ''Biraz müzik açabilir misin?'' Bir şey demeden uzun ince parmakları radyoya uzandı. Arabanın içini dolduran kısık müzikle birlikte yolu izlemeye devam ettim. Cama yansıdığı kadarıyla yolda olan gözleri arada bana bakıyordu. Hava mı kararıyordu yoksa artık benim gözlerim mi kapanıyordu bilmiyorum ama sanki bütün bedenim uyuşmuş gibiydi.


''Nira.'' Gözlerimde ki yaşlar çeneme doğru yol alıyordu. ''Abi.'' Sesim titriyordu. ''Abi beni kurtar lütfen.'' Koşmaya başlamıştım. ''Nira.'' Adımı sayıklıyordu tek o kadar özlemiştim ki onu. ''Abi beni evlendiriyorlar lütfen beni kurtar.''  Dizlerim titriyordu ne kadar koşsam da hala yaklaşamıyordum ona. ''Abi beni kurtar lütfen ben senin küçük kız kardeşinim. '' Kollarını açmış öylece bana bakıyordu neden hiç bir şey demiyordu? ''Abi beni kurtar lütfen. Ben çok yoruldum abi artık beni de al yanına lütfen.'' Birden durdum. Abim kaybolmuştu etrafıma baktım yaşlı gözlerle. ''Abi.'' 

Omuzuma değen elle sıçradım. Gözlerim etrafı süzerken havanın karardığını gördüm telaşla gözlerim omuzum da ki ele kaydı. Aras? ''İyi misin?'' Kafamı salladım. Uyumuş muydum? ''Uyuya kaldın. Rahatsız etmek istemedim iyi misin?'' Boğazımın kuruduğunu fark ettim. ''İyiyim.'' Sesim çatlak çıkıyordu. Torpidoya uzanan aras bana doğru bir şişe su uzattı. Çekinerek aldım açılmayan kapakla kaşlarım çatıldı.  Ellerim titriyordu aras elimdeki şişeyi alarak açtı ve bana uzattı. Bir kaç yudum alarak kendime gelemeye çalıştım. ''Teşekkür ederim.'' dedim şişenin ağzını kapatırken geriye yaslandım. Ağlamak üzereydim.  ''Rüyanda ne gördün?'' Gözlerimi kapatarak yutkundum. ''Ne kadar koşsam da ulaşamadığım kişiyi.'' Kapalı olan gözümden bir yaş süzüldü. Gözlerimi açarak boğazımı temizledim. ''Ben artık gitsem iyi olur.'' Dedim karşımda duran evimdeydi gözlerim. ''Bu benim numaram. Bir kaç gün sonra tekrar gelirim.'' Bana uzattığı kağıdı alarak kafamı salladım. ''Her şey için teşekkürler ve arabada uyuyup vaktini aldığım için özür dilerim.'' Kafasını salladı. ''Önemli değil. İyi akşamlar'' Tebessüm ederek indim arabadan. ''İyi akşamlar.''Kapıyı kapatarak evime doğru ilerlemeye başladım. Gözlerim bir an elimde ki telefonumun üzerindeki kağıda kaydı. Yutkundum istemsizce kapıya vurdum ve beklemeye başladım. Hala gitmemişti eve girmemi bekliyordu galiba. Kapıyı açan annemle içeri girdim çok geçmeden arabanın çalışma sesi duyuldu gidiyordu. ''Bu saate kadar tek elbiseyle mi durdun?'' Kaşlarımı çatarken dudaklarımı araladım. Ceketim arabada kalmıştı. ''Arasın arabasında kaldı ceketim.'' Annem gülerek saçlarımı okşadı. ''Saftirik kızım benim.'' Merdivenlere ilerleyerek anneme seslendim. ''İyi geceler ben uyuyorum. ''  Ses çıkmadı odama girdim ve kendimi yatağıma attım. Verdiği telefon numarasını telefonuma kaydettim. Yeni bir hayata adım adım ha..?



Yazım yanlışlarım olabilir okumadım. Kendinize iyi bakın düşüncelerinizi yorumda belirtin kendinize iyi bakın sağlıcakla kalınn...

1384 kelime 03.04.20

ÖĞRETMENİMLE EVLİYİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin