İçimden evet diye haykırmak geçiyordu valla yalan söylemeyeceğim. Güven'e gidip onunla delilercesine sevişmek istiyordum evet. A-ama... Yapamazdık... Yapmamalıyız...
Kendimi hızla Güven'den uzaklaştırdım.
"Sorun ne Arya?"
"Sorun olmayan hiçbir şey yok ki Güven! Ben bile sorunum burada daha ne olsun. Yapamayız bunu çok iyi biliyoruz."
"İstemiyor musun?"
"İsteyip istememekle alakası yok."
"İstemiyor musun?" Aynı soruyu tekrarlayıp duruyordu. İstediğimi bal gibi de biliyordu ama benden duymak istiyordu.
"Güven... Lütfen işleri daha da zorlaştırma... Lütfen"
"Arya!" Sesi oldukça yüksek çıkmıştı. "İstemiyor musun?" Birden alçaltmıştı ses tonunu.
"Lanet olsun! Köpek gibi istiyorum! Oldu mu?" Arkamı dönüp hışımla bizimkilerin yanına gittim
"Arya iyi misin sen?" Elif yüzümdeki düşüklüğü anlamıştı
"Yok bir şey"
"Arya abim nerede?"
"Bilmiyorum İpek"
"Ne oldu tartıştınız mı?" Ay İpek sokmasan şu güzel burnunu ne güzel olur be üvey kardaşım benim canım kardaşım.
"Gelir birazdan İpekcim... Hah bak geldi"
"Noluyor?"
"İpek kardeşin seni merak etti de"
"Eee içkiler nerede?" Erdem ya tam alkolik herif
"Unuttum ben ya kusura bakmayın"
"Kızım içki almaya gittin ne oldu da unuttun sen de" Sana ne Erdem! Çok istiyorsan git kendin al içkini, beleşçi!
"Ya arkadaşlar benim keyfim kaçtı kaçıyorum ben"
"Nereye ya beni yalnız mı bırakacaksın" Masal kulağıma fısıldamıştı.
"Gitsem iyi olacak"
"Ben biraz daha kalacağım taksiyle gelirim siz gidin" Siz derken İpekcim
"Tamam, o zaman hadi gidelim" Güven kolumu tutmuştu. Hızla kolumu geri çektim.
"Gerek yok Güven ben giderim sen keyfine bak"
"Hayır, ben de geliyorum hadi"
Israr bile etmedim. Yorgun hissediyordum. Bir an önce gidip yatağımda, tek başıma, güzelce uyumak istiyordum. Arabaya bindik ve yola koyulduk.
"İyi misin?"
"Neden zorladın Güven?"
"Efendim?"
"Neden söylemem için zorladın?"
"Duymak istedim"
"Ne değişti? Daha da zorlaştı her şey zaten yeteri kadar zordu."
"Kimsenin bilmesine gerek yok biliyorsun bunu."
"Ya yakalarlarsa... Hem ben bunu anneme yapamam."
"Hadi ama Arya! O gece yatağımda uyandın annene haber bile vermeden"
Haklıydı çocuk. Kaç kere yapmıştım bunu hem de.
"O farklı"
"Hiç de farklı değil. Bahaneler yaratma kendine"
"Bahane mi? Bunlar bahane değil gerçekler"
"Kendin söyledin istiyorsun"
"İstiyorum evet! Ama her istediğimiz olmuyor baban öğretmeni sana galiba bunu küçükken"
Kısa bir sessizlik yaşandı ve tabi ki de ben bozdum bunu. Dayanamıyordum.
"Güven..."
"Hı?"
"Eve gitmesek"
"Bana mı gidelim?" Pis pis sırıtıyordu piç.
"Ay hemen yılış"
"Ahahah tamam nereye gitmek istersin?"
"Deniz kenarına gidelim mi?"
"Olur"
10 dakika sonra deniz kenarına gidip bir banka oturduk
"Arya..."
"Hı?"
"Senin ne çabuk modun değişiyor kızım ya. Daha demin mutsuzdun ne oldu da şimdi birden huzura erdin"
"Deniz kenarını ve akşam havasını çok severim"
"Özür dilerim"
"Neden?"
"Zorladım seni biraz"
"Özür dilemene gerek yok... Doğrulardı"
"Gerçekten mi?"
"Güven... İnan sana dokunmayı ve öpmeyi o kadar istiyorum ki... Sen böyle yaparsan benim için daha da zor oluyor"
"Elbet bir gün pes edeceksin"
"Bekle o günü o zaman... Bırak da pes edeyim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimi Dolduran Nefes
ЧиклитGözlerime vuran parlak ışıkla uyandım... Başta başım olmak üzere her yerim ağrıyordu. Kıpırdayacak halim ise hiç yoktu. Yatakta hafifçe doğr... Haa siktir! Yine mi! "Yine mi ne diye soracaksınız; Yine mi başka bir evde, başka bir yatakta uyandım... ...