Şaka olmalı... Bu gerçekten şaka olmalı! Daha bahtsız olamam herhalde... Resmen yattığım adam üvey babamın oğlu çıktı. Ay üvey abimle seviştim resmen rezalet skandal ya...
"Arya kızım iyi misin?" Annem kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu, Güven'e cevap vermemi bekliyordu büyük ihtimal.
"Merhaba memnun oldum." Normalde olsa eriyip biteceğim karizmatik bir gülümseme attı ama şuan inanın her şey bana o kadar saçma geliyordu ki anlatamam.
"Ben yeyip geldim o yüzden size eşlik edemeyeceğim, çok memnun oldum, afiyet olsun herkese." Pardon ama bu umursamazlık nedir? Hızlıca yemeğimi yemeğe başladım ki bir an önce Güven ile konuşayım. Konuşmam lazım illa ki konuşulacak. Bizimkiler bu meseleyi asla duymamalı. Yoksa başta annem yüzünden olmak üzere öldürülürüz.
Yemeğimi yedikten sonra hemen ayaklanıp salondan çıkıp mutfağa indim. Görevliler bulaşıkları yıkıyorlardı.
"Pardon Güven'in odası nerede acaba?" Yeni gelmiştik daha tuvaletlerin yerinin bile ezberleyememişken, gerçi ezberleyemeyeceğim galiba, onun odasına bilmemin imkanı yok.
"En üst katta Arya Hanım"
"Tamamdır çok teşekkürler." Hızlı adımlarla üst kata çıktım ve kapıyı tıklatmadan içeri dalıp sırtımı kapıya yasladım. Güven üstsüz bir şekilde karşımda duruyordu.
"Ayyy çok özür dilerim." Yine o gülüşünü attı. Pislik ama karizmatik herif!
"Sanki görmedin." What!? Bu rahatlığın kaynağı nedir acaba bilelim de ben de azcık yararlanayım.
"Efendim?"
"Eee hayırdır bir şey mi vardı?"
"Bir şey mi? Sen şaka mısın? Ortasında bulunduğumuz durumun farkında mısın acaba?"
"Ne durumu?"
"Annem ve babam evleniyor ve biz şe..."
"Şeviştik... Güzeldi hatta baya güzeldi." Utanmıştım... Saçma bir şekilde baya utanmıştım... Umarım yüzüm kızarmamıştır.
"Şhh duyacak birisi." Yine o gülüş... Ahhh içim erimiyor değil.
"Niye gülüyorsun komik mi?"
"Utandın." Nereden anlamıştı ya?
"Hayır utanmadım tedirginim sadece." Yavaşça bana yaklaştı. Resmen nefesi nefesime vuruyordu. Derin bir nefes alıp nefesini içime çektim. Saçma bir huzur ve güven hissediyordum. Yoo hayır etkilenmiş olamam canım yok öyle bir şey... Kapı ve vücudu arasında sıkıştırmıştır beni. Nefes alınca göğsüm göğsüne değiyordu ve bu beni allah kahretsin ki çok tahrik ediyordu.
"Sen tedirgin olunca hep böyle kızarır mısın?" Eli hafifçe yanaklarıma dokundu. Konuşamıyordum öyle kala kalmıştım. Kendimi toparlamak için hızla beni sıkıştırdığı kapı ve bedenin arasından çıktım.
"Ş-şey napıcaz o zaman?"
"Bir şey yapmıcaz."
"Nasıl?"
"E gidip onlara geçen gece çok ateşliydi bir güzel şev-"
"T-tamam tamam anladım teşekkürler." O gülüşü var ya taa ben... Neyse... "Ben gidiyorum o zaman."
"Görüşürüz." Yani görüşmesek ikimiz içinde en hayırlısı ama aynı evde de görüşmemek imkansız be. Hafifçe gülümseyip odadan çıktım ve kendi odama gittim. Bizimkilerle mesajlaşıp hemen akşama bir plan yaptık.
Akşam olmuştu ve ben anca hazırlanmıştım. Salona indiğimde herkes sofradaydı.
"Herkese iyi akşamlar, ben dışarı çıkıyorum anne bizimkilerle buluşacağım." Annem yine o gözleri pörtletmişti kocaman. Bu ayağını denk al beni kızdırma bakışıydı.
"Kızım ama hep beraber yemek yiyoruz burada."
"Annecim söz verdim bizimkilere."
"Hayatım zorlama kızı." Ercan Bey de bir tarafımı yalıyor seveyim onu diye ama yemezler.
"O zaman çocuklar siz de gidin hadi." Off anne üveyleri karıştırma hatta Güven olanı hiç karıştırma.
"Bana uyar." İlk atlayan Güven olmuştu. Resmen bu teklifi bekliyormuş adam. İpek de okeyledi ama Kaan gelmek istemedi. Üçümüz Güven'in arabaya atlayıp bizimkilerin yanına geldik.
"Selamm." Herkesi tek tek öptükten sonra söze devam ettim... "Arkadaşlar annemin müstakbel eşinin çocukları İpek ve Güven." Masal kulağıma yaklaştı. O gece Güven'e gittiğimi bir tek Masal biliyordu.
"Arya bu çocuk o çocuk değil mi geçen hani"
"Ay sorma çaktırma aman sonra konuşuruz."
Ortam iyice kaynamıştı, bizimkiler iyice tanışmış sohbet ediyorlardı. Ben yine mühim görevim olan içki almak için bara gittim. Barda ki bir çocuk resmen gözleriyle yiyiyordu beni. Çocuk tam yanıma gelecekti ki birden yanımda Güven belirdi.
"Napıyorsun ya!?"
"Nasıl bakıyorlar kızım sana görmüyor musun?"
"Bakarlarsa baksınlar ne karışıyorsun ki! Sa-na-ne"
"Hahahah"
"Komik olan bir şey mi var da ben kaçırıyorum?"
"Beni de böyle barda tavlamıştın."
"Ben mi? Bir kere o öyle olmadı canım."
"Yaa nasıl oldu. Dur dur ne demiştin... Hah hatırladım... Anladığım kadarıyla buraya unutmaya gelmişsin. O zaman kafayı dağıtmayı denesen üzülmeye devam etmek yerine" Evet aynen böyle demiştim. Ah be kızım güzelliğini kullanıyorsun da başına dert açmasan iyi olurdu. Evrende başka adam mı kalmadı da sen bunu seçtin. Aferin sana çok güzel bir seçim yapmışsın Arya aferin.
"Sen de hazırmışsın ama."
"Herkese böyle misindir?"
"Nasıl?"
"Davetkar..." Davetkar mı? Aptal yemin ederim mal. Bir kadına böyle bir şey denir mi hiç? Erkekler gerçekten bazen ne demeleri gerektiklerini bilmiyorlar.
"Sen ne demek istiyorsun?"
"Dur dur tırnaklarını çıkarma hemen kötü bir şey demek istemedim."
"Nasıl bir şey demek istedin o zaman... Davetkarmış. Terbiyesiz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimi Dolduran Nefes
Chick-LitGözlerime vuran parlak ışıkla uyandım... Başta başım olmak üzere her yerim ağrıyordu. Kıpırdayacak halim ise hiç yoktu. Yatakta hafifçe doğr... Haa siktir! Yine mi! "Yine mi ne diye soracaksınız; Yine mi başka bir evde, başka bir yatakta uyandım... ...