Kurt insanoğlunun ehlileştiremediği tek hayvandı. Gururlu, güçlü ve bir o kadar da yırtıcılardı.
Yani aynı Geralt gibi.
Fakat Geralt'ı onlardan ayıran tek şey bir vardı; o da sürüsünün olmamasıydı. O yalnız dolaşmayı severdi. Tek başına avlanır, t...
>Ciri ile ilgili kısım bittikten sonra bölüm, dizinin 6. Bölümü olan 'Nadir Türler' ile birleşiyor. İzlemeyenler için anlam sıkıntısı olacağını zannetmiyorum ama yine de bir uyarı bırakmak istedim.^^
Vengerberglü Yennefer | Büyücü
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
°JASKİER°
''Hiç anlayamıyorum,'' dedi Jaskier. Bir elinde Roach'un yelesini taramak için kullandığı tarak vardı, diğer eli ise kısrağın pürüzsüz, çikolata rengi boynunu okşamaktaydı. ''Böyle güzel, görkemli bir kısrağa nasıl hamamböceği adını verebildin? Tarçın, çikolata ya da papatya çok daha güzel olabilirdi.''
Geralt dediğine katılmadığını gösteren bir homurdanmayla ateşin yanına kuruldu. Oldukça güzel bir yaz akşamıydı. Havada tatlı, ılık bir esinti vardı, ateşböcekleri etrafta uçuşuyor, ormanı saran kuşlar ufak cıvıldaşmalarıyla sessizliği kırıyorlardı. Jaskier Witcher'ın konuşmaması üzerine her zaman olduğu gibi tek taraflı diyalogunu devam ettirdi.
''Kabul saydığım isimler kulağa çok 'Witcher tarzında' gelmiyor,'' dedi elleriyle tırnak işareti yaparak. ''Fırtına yele nasıl? Oh, oh buldum! Yer sarsıcı... Kasırga? Tornado? Şimşek... Meh, biraz yavanlar farkındayım. Hiçbir kelime seni tanımlamaya yetmiyor Roach.''
Kısrak övgüsünü anlamış gibi başını göğsüne değdirip, kıyafetini hafifçe dişledi. Jaskier gök mavisi rengindeki pahalı ipek gömleğinin yırtılmasını göze alamadığından, atın başını nazikçe ittirerek yelesini tarama işine geri döndü.
''Konuşmayı bırak da yardım et.'' Geralt yakaladığı tavşanların derisini yüzmeye hazırlanırken Jaskier çocuksu bir ifadeyle yüzünü buruşturdu ve sanki onu hiç duymamış gibi davrandı. ''Jaskier.''
''Ellerimin kana bulanmasını istemiyorum Geralt. Hem sen bu işte oldukça iyisin.'' İrkilerek, sözlerinde yatan mananın yanlış anlaşılmaması için çabucak eklemede bulundu. ''Tavşanların derisini yüzme işinde yani.''
''Ne kastettiğini biliyorum, rahat ol.''
Jaskier yarım bir tebessümle yüzünü kısrağın boynunda gizledi. Geralt'a olan hislerinin karşılık bulamayacağını biliyordu, bunu kabulleneli birkaç yıl olmuştu. Adama duygularını üstü kapalı bir şekilde anlatan pek çok şarkı yazmış, övgülerini sunmaktan bir an olsun çekinmemişti. Geralt övülmekten fazla hazetmiyordu. Düzeltme; bundan nefret ediyordu.
Jaskier tanıştıkları günden bu yana ona sayamayacağı kadar çok iltifatta bulunmuş, gücünü ve yeteneklerini fırsat bulduğu her an takdir etmişti. Fakat Geralt ona yöneltilen her iyi kelimede irkilmişti. Başta susması için ona 'kapa çeneni, kes sesini, sus.' Tarzında keskin ve sert çıkışlarda bulunmuştu ancak Jaskier, hayatta kalma iç güdülerinden yoksun bir aptal olduğu için ona dişlerini göstermesinden korkmamıştı. Bu yüzden üstelemeye ve Geralt ağzından çıkan her bir kelimesine layık olduğunu anlayana dek kelimeleri tekrar etmeye devam etmişti, edecekti de.
