İşteki mesaim bitmek üzereydi, ben de telefonda vakit öldürüyordum. Sosyal medyayı o kadar tüketmiştim ki aynı şeyleri tekrar tekrar okuyup hangi post'un kaç dakikada ne kadar beğeni aldığına kadar dikkat ediyordum. Tam o sırada abimden bir mesaj geldi. Yazdığına göre iş çıkışı beni kendisi alamayacaktı, çalıştığı yerden Kemal diye bir arkadaşı beni eve bırakacaktı. Harika! Bugün her şey ters gidiyordu, oysa çok da parıltılı bir hayatım yoktu. Normal bir aile ve iş yaşantım vardı, iyi kötü geçiniyorduk. Bu tip can sıkıcı detaylar olmasa belki katlanılabilir gibi diyebilirdim ama hayatım pek de seyrinde gitmiyordu. Yine de şikayet etmek istemiyordum, sonu olmayan bir döngüde kafayı yemek hiç de ihtiyacım olan şey değildi.
Patronumun kapısından kafamı uzatarak baktığımda onu hafif uyuklarken bulmuştum, o yüzden biraz yüksek sesle, "İhsan Bey, ben çıkıyorum var mı bir isteğiniz?" diye seslendim. İhsan Bey hafif bir şekilde yerinden sıçradı, "Hay mendebur! Tamam kızım tamam, gidebilirsin hadi evine hadi kızım." diye beni her zamanki sevimliliğiyle uğurladı. Odasını terkederken kendimi gülümsemekten alamadım ve dükkandan çıkınca hemen üstümdeki gerginliği ve bıkkınlığı atmak için bir sigara yaktım. Abimin beni normalde aldığı yerdeki banka oturdum, bacak bacak üstüne attım ve abimin şu arkadaşı Kemal'i beklemeye başladım.
Üçüncü sigaramdaydım ve Kemal hala daha gelmemişti. Uzun süre oturmaktan eteğim iyice yukarı sıyrılmıştı, yanımdan geçen insanların bakışlarından çok belliydi. Yine de umursamadım ve abime
"Nerede kaldı bu Kemal?" diye mesaj attım.
Ne şans ki ben mesajı attıktan 30 saniye sonra daha önce gördüğümü sandığım bir araba önümde durdu. Sigaramı çabucak atıp son dumanı da üfledikten sonra arabaya doğru gittim, Kemal'in tanıdık gelen simasına bakıp kapıyı açarak
"Kemal değil mi? Sanırım yeri bulamadın." dedim.
"Yaa evet kusura bakma Yaren, biraz işlerim vardı onları hallettim."
diye beni geçiştirdi ve evimizin adresini bildiğinden olacak bana bir daha bir şey demeden yola devam etti. Bir süre sonra sessizliği
"Eee söyle bakalım ne zamandır sigara içiyorsun?" diyerek bozdu. Eyvah! Evden sır gibi saklıyordum sigara içtiğimi, hatta maaşımı bile daha az söylüyordum ki sigaraya para harcadığımı anlamasınlar ve ben de kendimi açıklamak zorunda kalmayayım. Ama şimdi abimin beni işyerimden almaya güvenebileceği kadar yakın bir arkadaşı sigara içtiğimi biliyordu.
"İşyerinden arkadaşım verdi, normalde içmiyorum"
diye yalan söyledim. Pek inanmışa benzemiyordu, benim de suratım düşmüştü.
"Bak, gerçekten..."
"Yarencim, inan hiç sorun değil" bunu derken elini bacağıma atmıştı. Aniden gelen bu hareket karşısında şaşırmıştım, suratım değişmişti ama sesim de çıkmamıştı. Dizimin bir karış üstündeydi ve okşamaya başlamıştı. Elimi eline attım, tam o anda yolu bir anlığına bırakıp bana baktı. Birkaç saniye hareketsiz kaldıktan sonra elini bacağımın daha yukarısına götürdüm. Gülümsedi, okşamaya devam etti. O bunu yaparken ben de elimi pantolonuna götürdüm. Tek elimde fermuarını çıkarıp boxer'ının üzerinden okşamaya başladım. Niyetimi anlayınca elini çekti ve bana yer açtı, ben de boxer'ını sıyırıp penisini elime aldım.
"İstersen bir yere çek."
Kendimden geçmiş bir sesle anca bu kadarını söyleyebilmiştim. Tenha olduğunu düşündüğü bir yer ararken ben de eğilip dil darbeleriyle onu mahvediyordum. Başını dudaklarımla ıslattığım penisini yavaş yavaş daha da ağzıma alıyor, mahvolan sesiyle birlikte gidip geliyordum.
EĞER OKUDUYSANIZ YORUM YAPMAYI VE VOTE VERMEYİ UNUTMAYIN :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşunun Oğlu
RomanceYaren satış elemanı olarak çalışan orta halli bir ailenin tek kızıdır. Annesinin ölümünden sonra abisinin üstüne titrediği Yaren yan komşusu olan Caner'e karşı değişik duygular içerisindedir, sürekli onu düşünür ve bu tutkusu giderek alevlenir.