Jungkook: Evet... Seni özledim. Bana güzel gülümsemeni at.
Eunha: Sana hala kırgınım. Ama bir iyilik yapacağım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eunha: Gülümsediğine emin değilim...
Jungkook:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jungkook: Senin gibi gülümseyemem asla.
En son yazdığı şeye kıkırdadım. Ama her mesajlaşmamızın sonu gelince... Yine geliyor Umji'nin dedikleri. Aklıma kazınmıştı resmen.
Kafama takmıyarak yazmaya başladım.
Eunha: Azıcık tatlısın. Hak verelim qjsjxkös
Jungkook: Azıcık mı? Senin tatlığın kadar yokum Eunha!
Eunha: Tamam tamam...
Bir anda Sinb gelip telefonumu kapmıştı. Soğuk kız... Hiç gülmüyordu.
"Hey, hey! Ne yapıyorsun Sinb?! Lütfen geri ver şunu!"
"Ah hadi dur. Eğleneceğim. Bir şey yapmayacağım gerçekten."
Dedikten sonra telefona baktı.
Jungkook: Eunha orda mısın?
Eunha: Buradayım.
Jungkook: peki... Ne yapıyorsun?
Eunha: Çok soru soruyorsun.
Ah... Kim bilir neler yazıyordu... Lütfen Jungkook sakın ona kanma.
Jungkook: Eunha çok değiştin farkında mısın? Arfık böyle davranma.
Eunha: Hayır Jungkook. Değişen sensin.
Jungkook: İnandırıcı değil. Sen değiştin Eunha...
Eunha: İnanmıyorsun diye ağlamam gerekli mi? Beni uğraştırma. Morelim bozuk.
Jungkook: Kes şunu! Beni böyle kendinden nefret ettirtemezsin!
Sinb hayretle bana baktı. Ben ise endişeli gözlerle bir ona bir telefona bakıyordum.
"Çok azimli bir arkadaşın var. Beğendim."
Dedi ve yukarı çıktı. Yukarı çıkarken Umji aşağı iniyordu. Omuz atmıştı kıza resmen. Umji ona baktı yukarı çıkana kadar sonra yere bakarak yürüdü.
"Acıdı mı?"
Bana masumca baktı. Sonra kafa salladı.
"Acıdı... Ama kalbim daha çok acıdı."
Umji'ye de aynı şeyi yapıyor muydu?
"Ne oldu? Neden üzgünsün? Gel anlat."
İtiraz etmedi ve yanıma geldi.
"Suga... Onun yüzünden böyleyim."
Nasıl yani... Yoksa Umji'de mi Yuju ve Yerin gibi?
"Nasıl?"
"Ben platonik aşığım Eunha. Seni uyarıyorum. Sinb'den uzak dur. Her an her şey yapabilir. Telefonunu aldığı için üzgünüm. Ama sana her şeyi açık açık anlatacağım. Çünkü bu durumun beni üzüyor."
Umji gerçekten çok iyi birisiydi. Sinb gerçekten beni sevdiği için mi aldı? Yoksa başka bir şey için mi?
"Anlat, Umji. Dinliyorum."
Derin nefes alıp dudaklarını yaladı. Sonra konuşmaya başladı.
"Kısaca... Sinb ve Nayeon, iş birliği yapıyorlar. Nayeon zengin biri bilirsin... Sinb önceden parasız beş kuruşu olmayan birisiydi. Ama şuan oda zengin hale gelmeye başaldı. Nayeon yurt dışında olduğundan Jungkook'u göremiyor ve senin onla iletişimini merak ediyor. Bu yüzden Sinb'yi seçti."
Kafa salladım. Nayeon yattığı yerden bile bizi ayırmayı biliyordu. Ne kadar Jungkook'a kızsamda... O her şeyde haklı. Boş yere gitmiştim. Boş yere Yuju ve Yerin'den vazgeçmiştim.
Merakımı gidermek adına bir soru daha sordum.
"Peki sen? Sen neden buradasın?"
"Söyledim aslında... Suga için buradayım. Platonik aşık olduğum biri işte... Suga asi ve soğuk kızları severdi. Ben de onun gözüne girmek için buraya geldim. Ve 2 kişi olduk. Sinb bana her şeyi anlattı. Sana bunu önceden demem gerekti... Üzgünüm Eunha."
"Hayır lütfen Umji. Üzgün olma! Sen bir hata yaptın. Bende yapmıştım. 1 hatadan bir şey olmaz. Teşekkür ederim bana bunları dediğin için. Minnettarım."
Dedim gülümseyerek. Oda bana gülümsedi.
"Senin için o telefonu almak için uğraşacağım Eunha. Söz..."
Bana telefon lazım değil Umji. Bana Jungkook lazım...
Onu mu giyyysem... Şunu mu giyyysem... Bugün ne giysemmm?