Arkadaşlar zaten fazla bişey beklemiyodum ama okunma oranı çok az. Bu yüzden yazma isteğim kaçıyo ve daha çok erken olmasına rağmen final yapmak istiyorum. Bu arada yeni bir kitap yazmaya hazırlanıyorum. Karpuz mevsimi de böyle devam ederse mecburen final olcak.
HATIRLATMA
"Tamam Burcu ya neyse. Umarım unutmuştur. Hadi derse gidelim" dedim ve kalktım. Tam arkamı döndüğüm sırada birine çarptım. Bugün birine daha çarparsam hap içip kendi boğazımı kesicem sonra da 2342344 katlı bir gökdelenin 19732. katından kendimi atıcam. Bu arada boğaz demişken, ben çok acıktım be. Nys..s..s
Burnuma dolan kokusundan anladım kim olduğunu ve korkarak yüzüne baktım. Sizce kim??
*****
Karşımda bir adet sırıtan Ayaz. Kahkaha atarak "Sen de bana çarpmaya ne kadar meraklıymışsın." dedi.
" Ya çok meraklıyım sana çarpmaya ama suratına çarpmaya" diyerek yüzüne güzel bir tokat geçirdim. Ben kızacak diye beklerken daha çok gülmez mi. Gülmesi beni daha da sinirlendiriyodu.
Ben "Ne gülüyosun be hoşuna gitti heralde." derken Burcu da kolumdan tutmuş beni çekmeye çalışıyodu. Ayaz gülmesine son vererek "Seni şimdilik affediyorum. Burcu sana benim kim olduğumu söylememiş sanırım. Ben Ayaz Dinçer. Ve bu arada bu tokatını unutmuyorum. Bana borçlusun bunu sana daha sonra hatırlatırım" dedi. Öküze bak ya kendini bişey sanıyo ama ben de Öyküysem onun oyunlarına gelmem.
"Sana borçlu falan değilim çünkü o tokatı hakettin." dememle Burcu araya girdi.
"Ayaz tamam Öykü aramızda daha yeni zamanla tanır o da seni. Affet şimdilik ha?" Bu sırada yavru köpek bakışı yaptığını sanarak Ayazı ikna etmeye çalışıyodu. Ayaz ciddi haline geri dönerek "Bırak şimdi Öyküyü. Ben seni akşamki partiye çağırmak için geldim. Benim evde kutluyoruz. Hem Emre de gelicek kaçırma derim" Emre lafını duyunca Burcunun suratına büyük bir gülümseme gelmişti. Arkadaşları olduğunu düşündüğüm Emreyi merak etmiştim açıkçası. Burcu için önemli biri olmalı.
"Gelmeyi çok isterim ama Öykü de gelirse" dediğinde onları dinlemiyomuş gibi yapıp etrafı izliyodum. Adımın geçmesiyle "Nee" diye bağırarak etraftaki insanların bize bakmasını sağladım.
Ayaz "Sen etrafı izliyomuş gibi yapıp bizi mi dinliyodun" diyince lafını duymazdan gelerek " Burcu ben bu adamın evine hayatta gitmem . Sen bensiz gidersin." dedim kararlı bir şekilde.
"Öykü lütfen gel senin gelmen benim için çok önemli" diyen yine Ayazdı. Şok olmuş bir şekilde bakarak "Gerçekten mi? "dedim.
Seslice kahkaha atarak "Kızım sen gerçekten çok safsın. Tabiki gelip gelmemen umrumda değil. Ama istiyosan gelebilirsin. Hem bu fırsattan faydalanarak bana olan borcunu bir şekilde ödersin" dedi.
Tam ağzımı açıp cevabı yapıştıracakken Burcu kolumdan çekiştirerek "Aa hadi ama Öykü bunları sonra konuşuruz. Şimdi derse gidelim geç kalıcaz." dedi Ayaza fısıldayarak bir şeyler dedikten sonra hiç konuşmadan sınıfa girdik.
*****
"İtiraz yok Öykü. Bu parti senin için çok iyi olacak. Evde tek başına oturmandansa partiye gider eğleniriz." Burcu onların evine geldiğimizden beri bir dakka bile susmamıştı. Partiye gitmek için beni ikna etmeye çalışıyodu. Normal şartlarda hiç itiraz etmeden kabul ederdim ama parti Ayazın evinde olacağından dolayı isteğim kaçmıştı. Ama sonunda Burcuyu kırmamak için kabul etmeye karar verdim.
"Tamam peki gelicem ama erken dönücez ve içki içmek yok." Dedim. Burcu zıplayıp bana sarılarak daha doğrusu boğmaya çalışıyo gibiydi ya neyse kahkaha atıyodu.
"Tamam kabul. Şimdi önce alışverişe çıkıp sana elbise ayakkabı ve çanta alıyoruz. Sonra da kuaföre gidip saçını yaptırıyoruz. Çok güzel olcaksın. Aa bir dakka ya ben ne giysem acaba. Emre beni beğenmeli. Çok güzel olmalıyım. Hangi elbisemi giysem ac..." Burcu bunların hepsini tek nefeste söylemişti. Lafını yarıda keserek " Sakin ol yavaşş. Şimdi nefes al nefes ver nefes al nefes ver." Bu sırada ben de nasıl yapacağını bilmiyomuş gibi yavaşça nefes alıp verdim. Burcu da bana uydu.
"Tamam sakinim ama bizim alışveriş yapmaya vaktimiz yok. Hadi benim dolabımdan bişeyler seçelim. Benim elbiselerim sana da olur hem." derken dolabını açtı otomatik olarak benim de ağzım açıldı. Çünkü dolabının içi rengarenk elbiselerle doluydu. Ayakkabı kısmını açtığında ise ağzım iki kat açıldı. Benim bunların yarısı kadar bile elbisem ve ayakkabım yok.
Burcu yüzümün önünde elini sallayarak "Heey Öykü iyi misin?"dedi
"İyiyim de ne kadar elbisen varmış hepsi de çok güzel görünüyo."
"Bunlar sadece yazlıklar. Kışlıklar, sonbaharlıklar ve ilkbaharlıklar çatı katında." demesiyle "Oha" demekten kendimi alamadım.
"Neyse canım hadi elbise seçelim sana sonra ben bakarım kendime" dedi ve dolabından beğendiği elbiseleri çıkarmaya başladı. Ben de o çıkardıkça sırayla hepsini denedim. Tül tek omuzlu mavi elbiseyi seçtim. Saçımı da Burcu topuz yaptı. Bu kız gerçekten çok becerikli kuaföre para vermesine bile gerek yok. Çünkü saçımın ardından makyajımı da yaptığında kendimi ben bile tanıyamadım. Kendimim diye söylemiyorum çok güzel oldum. Topuklu ayakkabılarımı da giydikten sonra elime çantamı aldığımda hazırdım. Bu sırada Burcu da hazırlanmıştı. O da çok güzeldi ve Emre de orda olacağı için çok özendiğini anlamıştı. Bu arada Emrenin kim olduğunu sormadığımı farkettim ve başka zaman sorarım diye aklımın bir köşesine not ettim. Hazır olduğumuzda aynaya son kez bakıp ellerimiz çarparak birbirimize göz kırptık. Tarzsın anlamında baş parmağımızı kaldırdık ve odadan çıktık. Koridorun sonunda sadece beline havlu sarılı bir erkek görünce çığlığımı tutamadım. "Sapık var Burcu. Hemen 112'yi ara polisler gelsin. İmdaaat!" diye bağırırken bir yandan de adama vuruyodum.
Burcu beni durdurarak "Öykü 112yi aradığında polis gelmez ambulans gelir bu bir. İkincisi o benim abim Mete. Sizi tanıştırmadığım için özür dilerim. Abicim bu da yeni arkadaşım Öykü. Biz şimdi Ayazın partisine gidiyoruz." dediğinden utancımdan kızardığıma emindim.
"Özür dilerim gerçekten ben bilmiyodum." dedim. Mete gülümseyerek elimi tuttu ve sorun değil gerçekten. Hadi şimdi gidin ben de hazırlanıp gelicem partiye orda görüşürüz dedi ve odası olduğunu düşündüğüm yere girdi. Burcuya üzgün bir şekilde bakınca " Hadi ama tamamen benim hatam.Sizi daha önceden tanıştırmalıydım. Şimdi partiye gidelim ve keyfimiz yerine gelsin" diyince merdivenlerden inerek evden çıktık. Burcunun arabasıyla Ayazın evine doğru yol aldık ve yol boyunca ikimiz de konuşmadık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karpuz Mevsimi
RandomOlayları kiraz mevsimine benzese de tamamen farklı gelişen komik ve romantik bir kitap. Büyük aşklar nefretle başlar sözünün kanıtı :)