Hatırlatma
Koridorun sonunda sadece beline havlu sarılı bir erkek görünce çığlığımı tutamadım. "Sapık var Burcu. Hemen 112'yi ara polisler gelsin. İmdaaat!" diye bağırırken bir yandan de adama vuruyodum.
Burcu beni durdurarak "Öykü 112yi aradığında polis gelmez ambulans gelir bu bir. İkincisi o benim abim Mete. Sizi tanıştırmadığım için özür dilerim. Abicim bu da yeni arkadaşım Öykü. Biz şimdi Ayazın partisine gidiyoruz." dediğinden utancımdan kızardığıma emindim.
"Özür dilerim gerçekten ben bilmiyodum." dedim. Mete gülümseyerek elimi tuttu ve sorun değil gerçekten. Hadi şimdi gidin ben de hazırlanıp gelicem partiye orda görüşürüz dedi ve odası olduğunu düşündüğüm yere girdi. Burcuya üzgün bir şekilde bakınca " Hadi ama tamamen benim hatam.Sizi daha önceden tanıştırmalıydım. Şimdi partiye gidelim ve keyfimiz yerine gelsin" diyince merdivenlerden inerek evden çıktık. Burcunun arabasıyla Ayazın evine doğru yol aldık ve yol boyunca ikimiz de konuşmadık.
*************************************
Arabadan inip bahçeye girdiğimizde müzik sesini duyabiliyoduk. Zile basıp kapının açılmasını bekledik. Hizmetçi kadın kapıyı açarak bizi içeri davet etti. İçerisi dans eden insanlarla doluydu. Hepsi de çok şıktı. O kadar hazırlanmama rağmen bı kızların arasında yine rüküş kaldığıma eminim. Ben kızları süzerken Burcu da etrafa bakıyodu. "Kime bakıyosun sen" demekten kendimi alamadım.
"Emre'ye bakıyorum kime bakıcam" dedi.
"Vaay kimmiş bu Emre" derken Burcuya bakıp sırıtıyodum.
"Aaaa ben Emre mi dedim. Pardon dilim sürçmüş. Ayaz dicektim ben."
"Yalan söylemeyi hiç beceremiyosun Burcu. Söyle bakalım şimdi kimmiş bu Emre?"
"Tamam madem öğrenmek istiyosun söylicem. Hem senden saklayacak değilim. Emre benim sevdiğim çocuk. Partiye gelmiş olması lazım. Görürsem sana da gösteririm."
"Eminim o da seni seviyodur. Eee nasıl açıldı sana?"
"Aslında açıldığı falan yok. Bence beni sediği de yok. Farkımda bile değil ama ben onu çok seviyorum. Tabi bir türlü bunu ona söyleyemedim." Burcunun moralinin bozulduğunu farkedince hemen konuyu değiştirdim.
"Hayırlısı olsun ya. Eminim seni farkedicek o da. Hadi şuraya geçelim" diyerek boşta olan masayı gösterdim. Masaya geçince yanımıza gelen garsondan içeceklerimizi aldık.
Burcu "Ayaz nerde bizi davet etti ama kendisi ortada yok." derken meyve suyundan içti.
"Aman olmaz olsun. İti an çomağı hazırla durumu falan olmasın o yüzden çeneni kapat.
"Üzgünüm oldu bile çünkü Ayaz buraya doğru geliyo." diyen Burcuya tebrik etme bakışımı attım.
"İt işte nolucak adını anmamızla gelmesi bir oldu." derken Ayaz yanımıza geldi.
Tek kaşını kaldırarak "Kimmiş o it?" dedi. İçimden sensin tabi burda başka it mi var desem de susmamın sağlığım için faydalı olacağını düşünerek ağzımı kapattım.
"Bir arkadaş ya tanımazsın sen." derken sahte gülüşümü gösterdim. İnanmadığını anlamıştım inanmadığını belli etmeye çalıştığını da. Ama takmadım.
"İyi olsun bakalım. Ne zaman geldiniz görmedim sizi ilgilenmem gereken bazı güzel misafirlerim vardı da." Ben bilirim o güzel misafirleri ama neyse....
Burcu "Daha yeni geldik. Sen onu bunu bırak ta Emre nerde göremedim onu" dedi heyecanlı bir şekilde. Emreyi çok sevdiğini anlamıştım. Ondan bahsederken bile gözlerinin içi gülüyor. Ben de aşkı tatmak istiyorum artık ama karşıma düzgün biri çıkmıyo ki. Ayaz gibi öküzlerle uğraşıyorum ancak. Ama inanıyorum o günler yakındır. Beyaz atlı prensim gelicek ve beni hiç bırakmayacak. Ben bunları düşünürken masamıza bir erkeğin gelmesiyle düşüncelerimden ayrıldım.
"Meraba Burcu senin geleceğini bilmiyodum." diyen çocuğu baştan aşağı süzdüm. Esmer uzun boylu düzgün vücutlu yakışıklı biri.
"Meraba Emre benden senin geleceğini bilmiyodum" diyen Burcuya nasıl bilmiyodun bakışı atınca bacağıma küçük çaplı bir tekme yedim.
Burcu "Siz tanışmadınız dimi. Bu Öykü yeni arkadaşım." derken Emrenin uzattığı elini sıktım. Hoş çocuk gerçekten Burcu sevmekte haklı.
"Memnun oldum Öykü. Ben de Emre biliyosun sanırım."
"Evet ben de memnun oldum." derken Ayazın kolumu dürtmesiyle ona baktım. Kaş göz işaretleri yapınca Emre ile Burcuyu yalnız bırakmamız gerektiğini anladım.
"Öykü gel seninle içecek alalım seninki bitmiş." diyerek kolumdan çekip yürümeye başladı. Geriye bakıp Burcuya göz kırptım. Ayazla merdivenlerden çıkıp hiç kimsenin olmadığı karanlık bir koridora girdik. Sonra kapılardan birini açıp beni odaya soktu.
"Napıyosun sen ya içeceği burdan mı alcaz neresi burası?" derken pis pis sırıtıyodu.
"Odama hoşgeldin. Ayrıca içecek almak için çağırmadığımı anlamadıysan salaksın demektir. Emreyle Burcu yalnız kalsın diye çağırdım."
"Tamam onu anladım da başka yere gidebilirdik neden odana getirdin." derken kapıya doğru ilerledim. Aniden kolumdan tutarak kendine çekti ve upss.
Kendi dudaklarımı onunkilerde buldum. Ellerini belime sardı ve beni iyice kendine çekti. İlk başta ne yapacağımı şaşırdım ve karşılık vermedim. Tamam belki ben de öpmüş olabilirim ama sonra hemen uzaklaştım ve tokatı yapıştırdım.
"Ne yaptığını sanıyosun sen pis sapık." ben ona kızgınca bakarken o yaptığı güzel bişeymiş gibi gülümsüyodu.
"Karşılık verdin yani bana kızamazsın." derken hala pis pis sırıtıyodu.
"İsteyerek olmadı refleks yani. Ama ilk sen öptün yani suç senin. Ama neden yaptın bunu şimdi."
"Öyle istedim ve yaptım senin de hoşuna gitti dimi?" Artık korkmaya başladım çünkü bu söylediklerini düzgün birinin söyleyebileceği şeyler değildi.
"Ahahahhah yüz ifadeni görmelisin nasıl korktun. Şaka yapıyorum beni sapık birisi olarak görmeni istemem. Şimdiye kadar beni iyi birisi olarak görmemiş olabilirsin ama artık gıcıklık yok. Senden hoşlanıyorum ve gerçekten diğer kızlardan çok farklısın. Seni öptüm çünkü gerçekten senden çok hoşlanıyorum. " Bunların hepsini tek nefeste söylemişti. Çok şaşırmıştım bunları ondan duyduğuma ama hoşuma gitmişti. Ama tabiki hemen yüz vermemeliydim.
"Beni diğer kızlarla karıştırma Ayaz. Bu yaptığını unutucam sakın bir daha aynısını yapmaya veya başka türlü yakınlık göstermeye çalışma"
"Ama..." lafını bitirmesine izin vermeden kapıyı açıp odadan çıktım. Acaba çok mu kötü davrandım. Aman neyse canım haketti o. Bir anda öpmek te neymiş. Benim iznimi aldı mı da öpüyo. Burcunun yanına gittiğimde Emre hala yanındaydı. Sohbetlerini bozmak istemediğimden haber vermeden evden çıktım. Yanımda para olmadığından yavaşça yürüyerek sahile ilerledim. Bu gece olanlar hakkında düşünmem gerekiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karpuz Mevsimi
RandomOlayları kiraz mevsimine benzese de tamamen farklı gelişen komik ve romantik bir kitap. Büyük aşklar nefretle başlar sözünün kanıtı :)