☆VİCDAN AZABI☆

372 31 11
                                    

Sabah uyandığımda Felix oppa hâla uyuyordu.
Yanağını öptüğümde tek gözünü yavaşça açtı.
Etrafı izledikden bir süre sonra bana baktı. Kendimi gülmemek için sıkıyordum.O bana bakınca kahkahamı daha fazla tutamadım ve deli gibi gülmeye başladım.

Kapı açılmıştı.

Jisung=Bizsiz nasıl eğlenirsiniz.

Hepsi kapıda mi bekliyordu?Kollarımı açtığım da üçüde koşarak yatağa girdiler.Hepimiz sığmıştık.Gülerek ve sarılarak geçirdiğimiz yarim saatten sonra Woojin ommanın telefonu çaldı.

Woojin=Seungmin arıyor.

Woojin omma çıktığında bizde kahvaltı için mutfağa indik.Kahvaltıyı hazırladığımızda elinde bir kaç dosya ile ve bilgisayarla geldi.

Ona ne oldu der gibi olan bakışlarımızı fark etmiş olmalı ki cevap verdi.

Woojin=Seungmin Koreye gelmiş akşama burda olur ve bize çok iyi bir işi varmış.

Bunları söylerken bana bakıyordu.Tepkimi merak ediyordu.

-Ne yapacağız omma?

Woojin=Asıl nokta sen bir şey yapmayacaksın çünkü senin tanıdığın birisi ve onu öldürmemiz gerekiyor.

-Omma ben kendi babamı öldürdüm.Tanrı aşkına sizden ve Seungminden başka ailem yok benim.Siz dışınızdaki herkesi öldürebilirim.

Woojin=Hayır.Gitmeni istemiyor Seungmin.Ve bu hepimiz için çok iyi bir işin.Çok fazla para verilecek ve bunu mahvetmemeliyiz. Hwanghon biliyorum evde kalmak zor bir şey ama bu işi kaçırmamamız ve iyiliğimiz için lütfen evde kal.

(Lan reklam gibi oldu bu??)

Jisung=Lütfen Hwanghon.

Evet.Onların sözünü dinlemezsem içimde kötü bir his oluyor bu yüzden bugün evdeyim.

.........................................

Akşam olmuştu Seungmin gelmişti yüzüm sabahtan beri asıktı amacım onlara vicdan azabı çektirmek felan değildi.Ama gerçekten gitmek istiyordum.

Seungmin=Hwanghon böyle yapma bak gerçekten üzülüyoruz.

Kafamı hemen kaldırdım.Gözlerim dolmuştu. Hadi ama iyice sulu göz oldum.Her şeye ağlamaya başladım.Ne oluyordu bana?

-Ö-özür dilerim oppa.

Kollarını açtığında sarıldım ve yüzümu boynuna gömdüm.Onlar gidene kadar her birine sarıldım.Felix'in kucağından inmedim,Woojin ommanın yanaklarını sürekli öptüm,Jisung'un saçlarını sürekli karıştırdım ve öptüm,Hyunjin'in sırtından inmedim...

............................................

Giderlerken kapıda bekledim.Arabalarına bindiler ve gittiler.Şimdiden özlemiştim.Her dakika yanımda oldukları için yoklukları çok açıkça belli oluyordu.

Mutfağa geçtim ve dun yaptığımız alışverişte aldığım cipsleri ve çikolata kabını çıkardım.
Buzdolabından iki şişe soju çıkardım ve sinema odasına geçtim.Filmi seçtim ve izlemeye başladım.Bir yarım saat felan gecmişti ki kapı çaldı.

Bu kadar çabuk mu sürdü ya?
Kapıyı açtığımda karşımsa Minho vardı. Korkmadım değil.

-Bir sorun mu var?

Eli omuzundaydı.Elini çektiğimde kanı gördüm.

-Hadi geç içeriye.Hemen pansuman yapalım.

Onu salona geçirdim ve hemen en yakin odadan ilk yardım çantasını aldimHemen gruba Minho'nun bizim evde olduğuna dair kısa bir mesaj attım.

Içeriye geçtim.Omzuna pansuman yapmak için gömleğini çıkartmam gerekiyordu.

-Gömleğini çıkar.

Minho=Ah!Ne?

-Pansuman için gömleğini çıkarman gerek.

Minho=Yardım et.

Yardımlarımla gömleğini çıkardık.Yavaşça yarayı temizledim.Bir kaç şey daha yaptıktan sonra sardım.Kafamı kaldırdım.Keşke kaldırmasaydım...

Gözlerindeki duygu neydi bilmiyorum ama çok güzel bakıyordu.Orada kaybolabilirdim...

Tekrar kapı çaldığında istemeyerek te olsa ayağa kalktım.

Kapıyı açtığımda ağzıma dayanılan pamuğu hissettiğimde nefes almamaya çalışarak arkamdaki adamın elini uzaklaştırmaya çalışıyordum.Içeriden Minho elinde silahla geldiğinde adam konuştu.

??=Eğer ona bir şey olmasını istemiyorsan elinde ki silahı indir.Zaten yaralısın ne yapabilirsin ki?

Yavaşça gözlerim kapanırken en son gördüğüm ve duyduğum şey Minho yu da almalarını söylemesiydi....

(AY ÇOK EKŞINLI BİR BÖLÜM OLDU VE EN UZUNU ㅋㅋㅋㅋ.)

YOU ARE STEAL MY HEART/Lee MinhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin