yıkıldığı için kederlenmiyorum, zaten çöküşteydi

484 69 67
                                    

3 yıl önce

"kuro." çevredeki tüm gürültüye rağmen bağırmamıştı kenma, sevgilisinin onu duyacağını biliyordu.

"efendim sevgilim?" gözlerini sahneden ona çevirmişti tetsurou.

"göremiyorum." mızmızlanarak konuştu kenma. önlerinde epey uzun biri vardı ve kenma parmak ucunda durup bir sağa bir sola eğilmekten epey sıkılmıştı. tetsurou onun bu dediğinin üzerine sırıttı ve çevik bir hareketle eğilip omzuna aldı sevgilisini. kenma başta biraz korksa da sevdikleri bir şarkı çaldığı için kendini kaptırıp unutmuştu yüksekte olduğunu. sevgilisi onun ellerini tutup iki yana açtı, kenma'nın düşmesinden hiç korkmuyormuş gibi durmadan kıpırdıyor ve şarkı söylüyordu. çevredeki insanlar rahatsız olabilirlerdi, eğer yetişkin olsalardı. fakat çevreleri aynı şekilde umursamazca hareket eden yaşıtlarıyla doluydu.

ikisi de biliyordu ki birbirleri olmasaydı bu kadar eğlenmelerinin imkanı olmazdı.

günümüz

kapının çalmasıyla her şeyin tamam olup olmadığını kontrol etti tetsurou. evet, arkadaşları daha önce bu evi çok kez dağınık görmüşlerdi, hatta çoğu kez bizzat kendileri dağıtmışlardı ancak kenma'nın gidişinin onu ne kadar dağıttığını çaktırmak istememişti tetsurou içten içe. kapıya gitmeden önce tırnağının ucuyla koltuktaki sarı boyayı kazıdı. kenma olsaydı o boya çoktan koltuğa veda etmiş olurdu. boyayı çıkarttıktan sonra kapıya gitti, derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı. açmasıyla arkadaşının üstüne atlaması bir olmuştu.

"bokuto, nefes alamıyorum." sonununda onu saran kollardan kurtulduğunda çoktan koltuğuna kurulmuş olan suguru'yu gördü. gözleri ondaydı ve sırıtıyordu. akaashi ise sakince sarıldı kuroo'ya. bokuto ve akaashi her zamanki gibiydi ancak daishou'nun kendisine laf atmaması, onların buraya kendisini mutlu etmek için geldiğini açıkça ortaya koymuştu. buna ihtiyacı olmadığını söylemek istiyordu tetsurou, bunu kessinler istiyordu. ancak konuşmamayı tercih etti.

"kahve yapıyorum?" hepsinin onaylayacağından emin bir şekilde sordu, öyle de oldu. keiji ona yardım edeceğini söyleyerek peşinden mutfağa gittiği sırada diğer ikili kumanda kavgası yapmaya başlamıştı. tetsurou biliyordu, arkadaşının mutfağa gelmesinin sebebi kenma idi. zaten o da bunu bildiğini biliyordu, tetsurou sormadığı sürece konuşmayacaktı bu yüzden. kuroo kahveleri yapmaya başladığında akaashi tezgaha yaslanıp kollarını bağlamıştı. ikisi de biliyordu ki kahve yaparken alt dudağını kemiren çocuk içten içe çırpınıyordu sormak için.

"evet, söyle bakalım." şimdi tetsurou da kollarını bağlamıştı.

"kenma gayet iyi, merak etme. görüyorum ki sen de beklediğimden daha iyisin. buna sevinecek." kenma'nın iyi olmasına sevinmeliydi, öyle değil mi? içindeki o küçük bencil parça tüm benliğine baskı yaparak işkence ederken hiç sevindiğini hissetmemişti ama tetsurou. kenma çok iyi biliyordu ki tetsurou modu yüksekmiş gibi rol yapmada fazlasıyla iyiydi ve yine çok iyi biliyordu ki onsuz geçen gecelerinde kendini mahveden ve kurduğu küçük dünyasını yıkan düşünceleri engelleyemiyordu siyah saçlı çocuk. ancak o her şeye rağmen gitmişti, sebebi iyi de olsa kötü de olsa arkadasında bir enkaz bıraktığını bile bile gitmişti.

ghost of you | kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin