3.BÖLÜM

183K 3.5K 3.3K
                                    

Sabah alarmın sesiyle güzel yatağımdan kalkmak zorunda kaldım. Saat 8.00 yani duşa girecek kadar vaktim var.

Hızlı bir duşun ardından saçımı kuruttum, hafif bir makyaj yaptım ve giderken giyeceğim giysilerini giyindim. Ve bavulumu zarzor merdivenlerden indirip kapıya bıraktım.

Saate baktığımda 9.00 u gösteriyordu. Karan bey birazdan gelir diyecekken çalan zil sesiyle düşüncelerimden arındım.

Bekletmemek için hızlıca kapıyı açtım. Siyah takımıyla fazlasıyla yakışıklı duruyordu. Bian gözlerimi üzerinden alamadım.

Konuşmasıyla kendime geldim. "Hazırsan gidelim." Kafamı salladım ve bavulumu almak için eğildim. Fakat benim almama gerek kalmadan hızlıca alıp evden çıktı ve arabanın bagajına koydu. Bende kapıyı kilitleyip arabaya bindim.

Arabada birkaç bakışma dışında hiç konuşmadık. Birkaç kere birşey söyleyecek gibi oldu ama hepsinde yeniden sustu.

Arabadaki sessizliği Karan beyin telefon sesi bozdu.
Bana baktı ve yüzündeki arsız gülümsemeyle   "telefonu ön cebimden alırmısın araba kullanıyorum direksiyonu bırakamam."

Kafamı tamam anlamında sallayıp elimi ön cebine uzatmaya çalıştım fakat kapı tarafındaki cebi olduğu için uzanmam çok zordu.

Elimi cebine soktuğumda elime değen şişkinlik ve derin inlemeyle put gibi kaldım. Arabanın ani fren sesiyle beni ayaklarım iki yanına açık bir şekilde kucağına çekip dudaklarıma yapışması bir oldu

Dudaklarımı okadar sert öpüyordu ki karşılık bile veremiyordum. Alt dudağımı ısırıp dudaklarım üstünde "karşılık ver!" fısıltı şeklinde ama bir okadar sert çıkan sesiyle verdiği emirden sonra yeniden dudaklarımı sömürmeye başladı.

Karşılık vermek amacıyla ağzımı hafifçe araladığımda ağzıma doğru inlemesi ve dilini içeri itmesi bir oldu.
Dudakları yanında elleride boş durmayıp kalçalarımı tutup kendine bastırdı.

Yeniden çalan telefon sesiyle dudaklarımı dudaklarından ayırdım. Yeniden öpmeye yeltenince geri çekildim ve telefonunu cebinden çıkarıp "telefonunuzu açın lütfen belki önemli birşey vardır."

"Biraz önce yaşadığımız şeyden sonra bana hala siz şeklinde hitap etmeye devam mı edeceksin?"
"Hangisini tercih ederdiniz Karan bey?" "Karan, sadece Karan."

Kafamı tamam şeklinde salladım. Telefonunu açıp kulağına yerleştirdiği de hala kucağında olduğumu fark edip kendimi yan koltuğa attım.

Arayan kişi Buraktı nerede kaldığınızı sordu Karan ın geçiştirmeleri arasında telefonu kapattılar.

Zaten ondan sonrası koca bir hiç göz teması bile kurmadan havalimanına vardık. Arabadan inip bavulumu garajdan aldım ve Karan ı beklemeye başladım. Kendi bavulunuda aldı ve önümüzdeki "KARAEL" isimli uçağa bindik.

Uçağın içi gerçekten büyük ve mükemmel derecede güzeldi.

Yerlerimizde oturduk yerlerimiz karşı karşıyaydı ve bana bakışlarından rahatsız olduğum için kulaklıklarımı takıp kafamı cama yaslayıp gözlerimi yumdum.

Uyandığımda Karan yanımda ve benim kafamda bacaklarının üzerindeydi. Kafasını arkaya yaslamış uyuyordu. Suratında rahatsız bir ifade vardı sanırım yerinde rahat değildi.

Kafamı kucağından kaldırıp dikleştim ve onu uyandırmaya çalışarak kafasını kucağıma koydum.

Normalde çilleri erkeklerde veya kadınlarda pek beğenmezdim ama sanki onu çilleri tamamlamış gibi. Dolgun dudakları, keskin çene hattı, uzun kirpikleri, şekilli ve düzgün kaşları insana onun özenle yaratıldığını düşündürüyordu.

Onu incelemeyi kesip karşıdaki televizyondan çıkan diziyi izlemeye başladım.

Sıkıcı bir yolculuk ve inişten sonra otele gittik. Karan ile odalarımız karşı karşıyaydı.

Ben eşyalarımı yerleştirirken Karan  telefonuma bir saat sonra arkadaşlarıyla akşam yemeğine geçeceğimizi mesaj olarak atmıştı.  Üzerime dolaba astığım kıyafetlerden birini seçip (multi) giyindim.

Buğulu bir göz makyajı yapıp, eyeliner çektim ve dudağıma nude bir ton ruj sürüp peçeteyle fazlalığını aldım. Bronzer, allık derken çalan kapıyla saatin farkına vardım.

Hızlıca ayakkabılarımı giyindim ve çantamı alarak kapıya ulaştım. Kapıyı açtığımda bana bukadar yakın olacağını düşünmemiştim. Resmen dip dibeydik.

Bir adım geri atıp aramıza mesafe koydum "gidebiliriz hazırım" beni beğeniyle süzerken Aşşağıya indikçe kaşları daha derinden çatıldı. Birden bağırınca put kesildim. "Bu yırtmaç ne kızım? Senin amacın beni deli etmek mi?!" "Ne?"

Kolumdan tutup beni odama sürüklemeye başladı.
"Karan! Yeter artık amacın ne?" "Amacım mı ne? Kızım üstündeki kıyafeti senin gözün görüyormu? Bu yırtmaç ne oturduğunda daha benim görmediğim yerlerini başkaları görecek! Hemen üzerini değiştir"

Suratına şaşkınlık ve kızgınlık yaşayarak bakıyordum. "Ne sanıyorsun yani? Neyimsin benim tam olarak? Hiçbir şeyim! İki kere öpüştük diye bana karışma hakkını elindemi bulunduruyorsun?" Birden suratındaki kızgınlık yok oldu ve gözlerinde gördüğüm kırgınlık... Çokmu ağır konuştum?

O kırgınlık okadar kısaydıki biran gördüğümden şüphelendim hemen ardından "haklısın, ben senin hiçbirşeyinim, göreceğim bakalım yemektede böyle diyebilecek misin?" Suratıma bile bakmadan arkasını dönüp gitti. Peşinden baka kaldım.

* * *

  Diğer yazarlar gibi +18 kısımlarda "burada +18 var okumak istemeyen atlayabilir" falan yazmayacağım kitabın isminde +18 olduğu belirtilmiş zaten

  Oy atmak size bir şey kaybettirmez. Lütfen olabildiğince oy atın 140 okumaya 2-3 oy hayır oy atmıyosanız beğenmiyorsunuz diyeceğim. E beğenmiyorsan niye devam ediyorsun? Lütfen vote atın satır aralarına yapabilirseniz kafanıza göre yorum yapın.

Sınır 10 vote

Asistan +18 (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin