GSG~13

329 59 25
                                    

Çok güzel oldu bu bölüm bence dbdhdh İyi okumalar :)💜

***

Cevap veremedim çünkü ağzımı kapatan bir kazulet mevcuttu arkamda.
Yağız tabancının ucunu Kayra'nın kafasına dayadığında tepiniyordum. Ama gerçekten tepiniyordum, arkamdaki adam beni oturtmak zorunda kaldı.

O sırada bahçenin girişine yansıyan üç araba farıyla tüm kafalar oraya çevrildi. Kayra'ya baktığımda bana dönüp göz kırptı.
Arabadan inenler Bora, Cem ve Berat'tı. Konuşmak istedim ama yine arkamdaki kazulet bana engel oldu. Daha fazla dayanamadım ve tekme attım. Sanırım malum yere gelmişti tekmem ve acıyla kıvrılışını duydum. Elini ısırdığımda tam olarak benden uzaklaştı ve derin bir nefes alıp Kayra'nın yanına koştum.
Bora, Cem ve Berat yanımıza yaklaştığında arkada duran korumalar onlara doğru ilerledi.

Onlarsa hala sırıtıyordu.

"Yağız, elindeki tabancayı bırakmalısın. Aksi takdirde polisi aramak zorunda kalacağım."

Bora elindeki telefonu Yağız'a doğru sallıyordu. Yağız korumalara geri çekilmelerini söyledi, korumalar arkalarına bile bakmadan ilerleyip kenardaki müştemilatın önünde dikilmeye başladılar.

"Polisi aradığın zaman çoktan ölmüş olursunuz, bu da sizin pek işinize gelmez sanırım."

Yağız'ın sırıtışı sinirlerimi bozmuştu.

Bora ise hiç üslubunu bozmadan devam etti.
"Biz belki ölmüş oluruz ama bir düşünsene Yağız Özyeğin, tüm magazin kapınızda, üçüncü sayfa haberlerini süsleyen bir başlık için burada çekim yapıyorlar. Mesela şey, 'Ünlü Özyeğin Holdingin sahibi Yağız Özyeğin'in mafya olduğu ortaya çıktı, son cinayetleri ise kendi evinin bahçesinde işlemekten çekinmedi.' Ne dersin bu fikre ?"

Bora'nın söylediklerinin mantıklı olması üzerine ben dahi herkes şaşırmıştı. Kayra ise Yağız'a bakıp gıcık gıcık gülüyordu. Bende tuhaf tuhaf muhteşem üçlüyü izliyordum.
O sırada annem dikildiği merdivenlerden aşağı indi.
"Tamam çocuklar, arkadaşınızı alın ve gidin. Bu olayı hiç olmamış sayalım." Gülümsedi ve elini Kayra'nın omzuna koydu.

"Siz bilirsiniz Süreya Hanım, ama tekrarının olmamasını dileriz."

Bora gülümseyip Kayra'ya döndü ve yanımıza geldi. Birlikte Kayra'yı kaldırıp arabaya götürürken Kayra durdu, silkindi ve kafasını dikleştirip arkasına döndü. Yağız'a doğru yavaş ve sık adımlar atarak ilerledi.
"Bunu hakediyorsun, eşit şartlarda yarışmalıydık şerefsiz.''
Attığı yumrukla beraber ben ve annem çığlık attık. Kayra ve Yağız boğuşurken birkaç dakika kimse müdahale edemedi. Olayın şokunu ilk atlatan korumalar oldu ve koşarak Kayra'nın yere serdiği sahiplerini kaldırdılar. Her tarafı kan olmuş olan Yağız'a zerre acımıyordum. Anneme duyduğum ufak sempati bile yok olmuştu. Ekin hala merdivenden olanları izliyordu, onu hiç sevememiştim.
Berbat bir aileye sahiptim, bunu söylemiş miydim?
Yağız'ı içeri taşıyan iki çalışana bakıp göz devirdim. Yere serili gayet hoş duruyordu halbuki.
Kayra'yı arabaya taşıdıktan sonra bahçenin ortasındaki telefonumu almak için geri döndüm. Tepinirken düşmüştü sanırım.
"Kızım, onunla mı gidiyorsun, babanın katiliyle?"
Annem başımda dikilmişti, bakışları boş ve acılıydı.
"Üzgünüm anne, onunla gideceğim. Bir ailem var evet, ama keşke öyle de hissettirseydiniz, çığlığıma karşılık verseydiniz. Ve evet, babamın katiliyle gidiyorum. Çünkü ben ona inanıyorum, o bunu isteyerek yapmadı. Tek suçlu vardı, o da babam."
Bir şey demesini beklemeden Bora'nın arabasına ilerledim. Diyecekleri umrumda değildi. Ben Kayra'nın tarafını seçmiştim.
Arabaya bindim ve arka tarafta oturan Kayra'nın yanına geçtim.

GECE SİYAHI "Girift"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin