bölüm bir

7.1K 322 244
                                    

Lütfen hikâyedeki olayları -özellikle tıbbi olayları- gerçeklikle bağdaştırmayın.

Jeon Jungkook,
işten eve geldiği gibi kendini yatağa atar ve saat gece yarısını geçmişken telefonu ardarda çalmaya başlar. Annesinin aradığını görür ama telefonu açtığında kalın bir erkek sesi duyar. O kalın erkek sesi, annesinin bir kaza yaptığını ve civardaki en yakın hastane olan LM Hastanesi'ne kaldırılacağını söyler.

~

Lalisa,
nöbet gününe uyanmıştı. Kahvaltı bile yapmadan evden çıkmış ve değerli babasının ona mirası olan hastanesine gitmek için arabasına binmişti.

Şehir merkezine uzak olan evinden otobana çıkınca telefonu çalmaya başladı. Arayan, hastanenin gelen cerrahlarından biri olan Kunpimook Bhuwakul'du. Lakin biz ona adı zor olduğu için Bambam diyorduk.

"Lalisa, neredesin? Acil gelmen gerekiyor."

"Yoldayım Kunpimook, n'oldu?"

"Gece yarısı bir hasta geldi. Trafik kazası. 48 yaşında, kadın. Alkollüymüş. Bir tırın altına girmiş. Kaburgalarında ve kafatasına ağır darbeler almış. Beyin ameliyatını Yongsun kıbemlim yaptı ama kaburgasındaki kırıkların iç kanamaya sebep olucağını söyledi."

"Tamam, Namjoon'u aradınız mı? Ameliyathaneyi hazırlayın."

"Şu an zaten Namjoon kıbemlim ile ameliyatta."

"Eee, sorun ne o zaman?"

"Kadının oğlu, ortalığı karıştırdı. İlk başlarda sakindi ama bir hemşire annesinin durumunu açıklarken alkollü olduğunu söylemiş. Devamı tahmin ettiğin gibi."

"Tamam, geldim ben."

Lalisa,
arabasını park eder etmez koşarak hastaneye girdi. Kalın bir sesin bağırışlarını duyuyordu. Bambam yanına geldiğinde bitmiş görünüyordu. Normalde şu an evinde mışıl mışıl uyuması gerekiyordu ama o burada bir canı kurtarmak için nöbetine tam on iki saat daha eklemişti.

"Tamam artık Bam. Sen evine git. Persembe günüde gelmeyebilirsin. Burayla ben ilgilenirim."

"Teşekkürler Lali."

Lalisa,
arkadaşına içten bir gülümseme sundu ve onun gidişini izledi. Ardından topuklarını vura vura hemşire odasına gitti. Topuklarını vurması onun sinirli olduğuna işaretti. Yaklaşık altı yıldır buranın başındaydı ve çalışanlar artık onun neye kızıp neye kızmadığını, kızgınlığını ya da sevincini nasıl gösterdiğini gayet iyi biliyorlardı. Hemşire odasını girdiği gibi bağırması bir oldu.

"Trafik kazası. 48 yaşında, kadın. Hanginiz oğluna alkollü olduğunu söyledi?"

Lalisa,
bekledi ama kimseden tık çıkmıyordu. "İyi. Ben öğrenirim." diyerek arkasını döndüğü sırada arkadan "Ben." diye bir ses çıktı. Önüne dönerek hemşireye baktı.

"Bay Jung? Hasta yakınlarına hastaların hatalarını onlar iyileşmeden söylememe kuralını unuttunuz mu?"

"B-ben sadece-"

"Ben, sizin için başka bir hastaneyle görüşüceğim."

Lalisa,
odadan çıkıp kendi odasına gitmek için asansöre bindi ve on üçüncü kata bastı. Hastenesinde katı kuralları vardı ve bu kurallara uyulmasını isterdi. Uymayanları hastaneden sürerdi ama bu onların işsiz kalmalarına müsaade etmezdi. Babasından kalan bir alışkanlıktı bu. Çalışanların hatalarını affetmezdi. Aslında annesi ölmeden önce daha naif bir adamdı ama annesi öldükten sonra sanki babası da onunla birlikte öldümüştü. Bunalıma girmişti ve çok geçmeden o da üzüntüden ölmüştü.

Onlar,
bencildiler. Kızlarını düşünmeyecek kadar bencildiler. Annesinin ölümü en çok Lalisa'yı etkilemişti ama babası bunu görememişti. Babasının ölümü de en çok Lalisa'yı etkilemişti ama çevresindeki kimse bunu görememişti. Bu yüzden Lalisa'nın lakapları arasına 'Buzlar Kraliçesi' de eklenmişti.

Odasına gireli sadece on dakika olmuştu ama sadece onun odası olan katta bir gürültü koptu ve birden kapısı açıldı. Trafik kazası yaşayan kadının oğlu olduğunu düşündü. Ama onda tanıdık bir şey vardı. Yüzü ya da sesi. Onu tanıyor gibiydi ama beynin de çok eskiydi.

"Bana bakın Patron Hanım, hastanenizin en üst katına size özel bir oda yapmayı biliyorsunuz ama annem için iyi bir doktor bulmayı bilemiyor musunuz?"

Lalisa,
masasının üstündeki kadının dosyasına bakıp adını öğrendi.

"Bayan Jeon Bong Cha'nın oğlu olmalısınız. Ben hastane müdürü ve uzman cerrah Lalisa Manoban."

"Sizin kim olduğunuzu sormuyorum ben! Annem için iyi bir doktor bulmanızı istiyorum!"

"Beyefendi, anneniz hastanemizdeki en iyi cerrahlardan biri olan Kim Yongsun tarafından dün beyin ameliyatına alındı ve ameliyat beklediğimizden iyi geçti. Bugün de yine en iyi cerrahlarımızdan olan Kim Namjoon ameliyatı yönetiyor zaten. Sizden tek isteğimiz sakin olmanız ve annenizin iyiliği için dua etmeniz."

Lalisa,
emindi. Bu yüzü, bu sesi tanıyordu ama bir türlü hatırlayamıyordu.

"Tek yapabildiğim şey o zaten. Beni anlamıyorsunuz. Annem ölüm döşeğinde. Gelen geçen hemşireler kendi aralarında o fazla yaşamaz diye fısıldaşıyor. Ondan başka kimsem yok benim. Birde alkollü diye yalan uydurdular. İnanmıyorum, anladınız mı? Kimseye inanmıyorum!"

"Bay Jeon, şu an sizinle gerçekleri konuşmak için uygun bir zaman değil, biliyorum ama anneniz gerçekten alkollüymüş ve bu sebepten ameliyattan sonra uyanması günler, aylar belki de yıllar alabilir. Rica ediyorum serin kanlı olmaya çalışın."

Jungkook,
Lalisa'nın odasından gözlerinde yaş ve kalbindeki acıyla çıkmıştı. Şimdi ne yapabilirdi? Ne yapıcaktı? Hiçbir şey bilmiyordu. Sadece annesinin o deniz mavisi gözlerini tekrar görmek, tekrar o gözlerde boğulmak istiyordu. Annesi olmadan Jeon Jungkook bur hiçti.

Doctor - LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin